YARGITAY İLAMITaraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda; hüküm davacı ve davalılar İzmir Büyükşehir Belediyesi Eshot Genel Müdürlüğü ve İzelman Genel Hiz. Oto Öz. Eği. İtf. ve Sağ. Hiz. Tic. A.Ş. vekilleri tarafından süresi içinde temyiz edilmiş, temyiz eden davalılar İzmir Büyükşehir Belediyesi Eshot Genel Müdürlüğü ve İzelman Genel Hiz. Oto Özel. Eğ. İtf. ve Sağ. Hiz. Tic. A.Ş. vekilleri tarafından duruşma istenmiş ise de; işin mahiyeti itibariyle duruşma isteminin reddine, incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği görüşüldü:Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacı ve davalılar İzmir Büyükşehir Belediyesi Eshot Genel Müdürlüğü ve İzelman Genel Hiz. Oto Öz. Eği. İtf. ve Sağ. Hiz. Tic. A.Ş. vekillerinin yerinde bulunmayan tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz eden davacı ve davalılar İzmir Büyükşehir Belediyesi Eshot Genel Müdürlüğü ve İzelman Genel Hiz. Oto Öz. Eği. İtf. ve Sağ. Hiz. Tic. A.Ş.'ne yükletilmesine, 22/05/2015 gününde oybirliğiyle KESİN olarak karar verildi.İZMİR 5. İŞ MAHKEMESİESAS NO : 2013/806KARAR NO : 2014/495Mahkememizde görülmekte bulunan Alacak (İşçi İle İşveren İlişkisinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 18.012013 Tarihinde ESHOT Genel Müdürlüğüne ait işyerine otobüs şoförü olarak çalışmaya başladığını, ancak çalışmasının S.G.K nezdinde İZELMAN A.Ş üzerinden gösterildiğini, iş başvurusunu ESHOT Genel Müdürlüğüne yaptığını, ancak kendi rızası dışında İZELMAN A.Ş üzerinden işe girişinin yapılmış olduğunu ve işçilik hak ve alacaklarının bu suretle eksik ödendiğini, işin sevk ve idaresinin İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından yapıldığını, Büyükşehir Belediyesi ve ESHOT Genel Müdürlüğünün personele ihtiyaç duymaları halinde hizmet alım ihalesi yolu ile İZELMAN A.Ş den personel tedarik ettiğini, bu bakımdan her 3 davalı arasında organik bağ bulunduğunu, taraflar arasındaki hizmet alım ihalelerinin muvazaalı olduğunu, ESHOT Genel Müdürlüğünün kadrolu işçileri ile aynı işi yapmasına rağmen kendisine eksik ücret ödendiğinden eşitlik ilkesi gereğince aradaki farkın tazmin edilmesi gerektiğini, zira muvazaalı biçimde İZELMAN A.Ş çalışanı olarak gösterildiğinden DİSK Genel İş Sendikasına üye yapıldığını bu suretle Belediye-İş Sendikasına üye olmasının engellendiğini, bu sebeple de Belediye-İş Sendikasının tarafı olduğu 01.03.2012-14.03.2014 Tarihleri arasında geçerli olan Toplu İş Sözleşmesinden istifade edemediğini belirterek ücret, gece çalışması, fazla çalışma ücreti, genel tatil ve hafta tatili ücretleri ile Belediye-İş Sendikasının tarafı olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan alacak kalemlerinin ve diğer yan ödemelerin tahsiline karar verilmesi talebinde bulunmuştur.CEVAP: Davalı İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı cevap dilekçesinde özetle; ESHOT Genel Müdürlüğünün ayrı tüzel kişiliğe sahip müstakil bütçeli bir idare olduğunu, ayrı norm kadrosu olduğunu, dolayısı ile kamu ihale mevzuatı kapsamında kendi ihtiyaçlarına ilişkin mal ve hizmet alımlarını bizzat yürüttüğünü, bu bakımdan davacının işçilik hak ve alacaklarına ilişkin sorumluluğunun bulunmadığını ve davanın husumet nedeni ile reddi gerektiğini, ayrıca davacının alacaklarının zamanaşımına uğradığını, diğer davalılar arasındaki ilişkinin ise İş Kanunun 2/6 maddesine uygun olduğunu muvazaadan söz edilemeyeceğini ayrıca davacının işvereni olan İZELMAN A.Ş ye ait işyerinde yetkili sendika ile imzalanmış toplu iş sözleşmesi hükümleri uygulandığından davacının sendikal haklardan istifade ettiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.Davalı ESHOT Genel Müdürlüğü cevap dilekçesinde özetle; öncelikle zamanaşımı def’inde bulunmuş, devamla diğer davalı İZELMAN A.Ş ile arasındaki ilişkinin ödünç iş ilişkisi niteliğinde olduğunu, muvazaanın söz konusu olmayıp İş Kanunun 7. Maddesi çerçevesinde değerlendirilmesi gereken bir hukuksal ilişki bulunduğunu bu nedenle davacının münhasıran İZELMAN A.Ş işçisi olarak kabul edilmesi gerektiğini, toplu taşıma işinin bir kısmının ihale yolu ile yaptırılmasına engel bulunmadığını, davacının İZELMAN A.Ş ile yetkili sendika arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden faydalandığını, işin sevk ve idaresinin İl Trafik Komisyonu kararları ve yasal mevzuat gereği UKOME tarafından belirlendiğini, ayrıca davacının üye olmadığı sendikanın tarafı olduğu toplu iş sözleşmesi hükümlerinden yararlanamayacağını belirterek davanın reddini savunmuştur.Davalı İZELMAN A.Ş cevap dilekçesinde özetle; muvazaa iddiasının yerinde olmadığını, Kamu İhale Kanunu kapsamında ESHOT Genel Müdürlüğü tarafından açılan ihalelere katılmak sureti ile toplu taşıma işi yaptığını, davacının işe giriş başvurusunu ESHOT Genel Müdürlüğü yaptığı yönündeki iddianın gerçek dışı olduğunu, iş talep formunda davacının imzasının bulunduğunu, 18.01.2013 tarihi itibarı ile kendisi nezdinde işe girerek çalışmaya başladığını, tüm işçilik hak ve alacaklarının kendisi tarafından ödendiğini, ihale sözleşmesi kapsamında otobüs şoförü olarak çalıştığını, ESHOT Genel Müdürlüğünün ihale sözleşmesinden doğan denetim ve düzenleme yetkisinin asıl işveren olarak değerlendirilmesini gerektirmediğini, davacının tüm özlük işlemlerinin kendisi tarafından düzenlendiğini, davacının Genel-İş Sendikası üyesi olarak sendikal haklardan yararlandığını, bu anlamda toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerin eksiksiz olarak yerine getirildiğini, davacının tarafı olmadığı sendikanın imzalamış olduğu toplu iş sözleşmesi hükümlerinden istifade edemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.DELİLLER:-Davacının SGK hizmet döküm cetveli muhteviyatı.-Davacının işyeri şahsi dosyası muhteviyatı.- Davalı işverene ait SGK kayıtları.-Disk -Genel İş Sendikası ile İzelman arasında imzalanan 01/01/2013-31/12/2014 tarihlerini kapsayan TİS örneği-Uzman bilirkişinin 23/06/2014 tarihli ayrıntılı ve gerekçeli raporu.-Tarafların dosyaya sunduğu diğer belgeler ve tüm dosya muhteviyatı.DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ VE VİCDANİ KANAAT:Tüm dosya muhteviyatı nazara alındığında; davacının 18/01/2013 olan ilk işe giriş tarihinden davanın açıldığı 29/11/2013 tarihine kadar nizasız ve fasılasız olarak 10 ay, 10 gün (314 gün) İZELMAN AŞ nezdinde hizmetinin bulunduğu ve halen de çalışmaya devam ettiği, hizmet döküm cetveli, tanık beyanları ve tüm dosya kapsamından anlaşılmıştır.İzelman Anonim Şirketi, 26.12.1992 yılında iki ortaklı limited şirket olarak kurulmuştur. 2005 yılından itibaren İzmir Büyükşehir Belediyesi ve bağlı şirketlerin ortaklığı ile A.Ş. statüsüne kavuşmuştur.5393 sayılı Belediye Yasasının 70. maddesine göre "Belediye kendisine verilen görev ve hizmet alanlarında, ilgili mevzuatta belirtilen usullere göre şirket kurabilir" düzenlemesi mevcuttur.Belediyeler tarafından kurulan şirketler Türk Ticaret Kanunu kapsamında birer şirket olup, özel hukuk tüzel kişisi niteliğindedir. Ayrıca 4046 sayılı Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Yasanın 26. maddesinin son fıkrası uyarınca, belediyelerin ticari amaçla faaliyette bulunmak üzere ticari kuruluşlar kurması, mevcut veya kurulacak şirketlere sermaye katılımında bulunması Bakanlar Kurulu'nun iznine tabidir.5393 sayılı Belediye Yasasının 67. maddesine göre de "Belediyede belediye meclisinin, belediyeye bağlı kuruluşlarda yetkili organın kararı ile park, bahçe, sera, refüj, kaldırım ve havuz bakımı ve tamiri; araç kiralama, kontrollük, temizlik, güvenlik ve yemek hizmetleri; makine-teçhizat bakım ve onarım işleri; bilgisayar sistem ve santralleri ile elektronik bilgi erişim hizmetleri; sağlıkla ilgili destek hizmetleri; fuar, panayır ve sergi hizmetleri; baraj, arıtma ve katı atık tesislerine ilişkin hizmetler; kanal bakım ve temizleme, altyapı ve ve asfalt yapım ve onarımı, trafik sinyalizasyon ve aydınlatma bakımı, sayaç okuma ve sayaç sökme-takma işleri ile ilgili hizmetler; Toplu ulaşım ve taşıma hizmetleri; sosyal tesislerin işletilmesi ile ilgili işler, süresi ilk mahalli idareler genel seçimlerini izleyen altıncı ayın sonunu geçmemek üzere ihale yoluyla üçüncü şahıslara gördürülebilir." düzenlemesine göre İzmir Belediyesi de toplu ulaşım ve taşıma hizmetlerini ihale süreci sonucunda imzalayacağı sözleşme ile özel hukuk kişisine gördürebilir.5393 sayılı Belediye Yasasının 67. maddesi uyarınca yapılan hizmet alımlarının tabi olacağı hukuki rejim Belediye, 5393 sayılı Yasanın 67. maddesine dayanarak hizmet alımı sözleşmesi yapmak için, 4734 sayılı Kamu İhale Kanununa göre, hizmet alım ihalesi açmak zorundadır. 4734 sayılı Yasanın 2/(a) maddesine göre belediyelerin hizmet alımı ihaleleri bu yasa kapsamında yapılmak zorundadır.4734 sayılı Yasa uyarınca gerçekleştirilecek ihale süreci, idarenin tek yanlı işlemlerinden oluşan ve 4734 sayılı Yasa'da belirtilen kurallara uygun olmak zorunda olan bir kamusal süreçtir. Bu süreçteki hukuki uyuşmazlıkların denetimi ile ilgili "idari itiraz" ve "yargısal denetim" mekanizmaları yasada öngörülmektedir. İhale sürecinde sözleşme imzalanmadan önce bir bağımsız idari otorite olarak Kamu İhale Kurumu'nun denetimi yasada açıkça düzenlenmiştir. Sözleşme imzalanmadan önce Kamu İhale Kurumuna başvurmaksızın doğrudan doğruya idari yargıda dava açılması halinde dosyanın Kamu İhale Kurumuna gönderileceği yine yasada açıkça belirtilmektedir. 4734 sayılı Yasanın 54. maddesinin ikinci fıkrasında "Şikayet ve itirazen şikayet başvuruları, dava açılmadan önce tüketilmesi zorunlu idari başvuru yollandır."kuralı yer almaktadır.Kamu İhale Kurumunun kararlarına karşı idari yargıda iptal davası açmak mümkündür. İhale sürecinde TCK kapsamında suç oluşturan bir eylem var ise bu konuda da ceza soruşturması açılabilir.4734 sayılı Yasaya uygun olarak yapılan hizmet alımı ihalesi sonucunda imzalanan sözleşme 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu m.2/(b)'de yer alan sözleşmeler kapsamındadır. Sözleşmeden doğan uyuşmazlıklara da 4735 sayılı yasada yer alan kurallar uygulanır.5393 sayılı Belediye Yasasında veya 4734 sayılı Kamu İhale Kanununda belediyenin ortak olduğu bir şirketin aynı belediyenin açtığı ihaleye katılmayacağı konusunda yasada açık bir kural bulunmamaktadır. Ancak 4734 sayılı Yasa'da "İhaleye katılamayacak olanlar" başlığını taşıyan 11. maddenin 3. fıkrası "ihaleyi yapan idare bünyesinde bulunan veya idare ile ilgili her ne amaçla kurulmuş olursa olsun vakıf, dernek, birlik, sandık gibi kuruluşlar ile bu kuruluşların ortak oldukları şirketler bu idarelerin ihalelerine katılamazlar" kuralını içermektedir. Bu kurala aykırı bir davranış 4734 sayılı Yasanın 17. maddesine göre yasak fiil ve davranış niteliğindedir. Yasak fiil ve davranışlar, ihale sürecinde tam ve sağlıklı rekabet ortamının kurulması amacıyla düzenlenmektedir. Sermayesinin % 90'ından fazlası ihaleyi açan belediyeye ait belediye şirketinin bu ihaleye katılması, belediyeye ait bir hizmetin, yine belediyeye ait kamusal kaynaklarla gördürülmesi anlamına gelmektedir. Oysa kamu ihalesi, özel hukuk kişileri eliyle ekonomik açıdan en avantajlı bedel karşılığında idareye ait bir işin gördürülmesini ifade etmektedir. Dolayısıyla kamu ihale sürecinin özelliği ve bu sürece egemen saydamlık, rekabet, eşitlik, güvenilirlik, gizlilik, kamusal kaynakların verimli kullanılması gibi ilkeler uyarınca, 4734 sayılı Yasanın 11/3. fıkrasındaki kuralın evleviyetle belediye şirketinin o belediyenin ihalesine katılmasını da yasakladığı ileri sürülebilir. Belediye şirketinin o belediyenin ihalesine katılmasının, ihale sürecini şaibe altında bırakması kaçınılmazdır. Örneğin uygulamada belediyenin bünyesindeki "birlik" veya birliğin ortak olduğu şirketin, o belediyenin açtığı ihaleye tam ve sağlıklı rekabetin sağlanmasına engel oluşturduğu için katılması, yasanın emredici hükmü ile yasaklanmış olmasına rağmen, belediyenin kendi kurduğu şirketin, Yasanın 11/3. bendinde açıkça belirtilmemesi nedeniyle o belediyenin ihalesine katılabilmesi kamu ihale rejimimizin ciddi bir çelişkisidir.Hizmet Alımı İhaleleri Uygulama Yönetmeliği'nin ilk yürürlüğe girdiği dönemde Yönetmeliğin 54/3. fıkrasında "sermaye paylarına bakılmaksızın ihaleyi yapan idarenin doğrudan veya dolaylı olarak hissedarı olduğu şirketler" in ihaleye katılamayacakları Yasada düzenlenmemesine rağmen Yönetmelikte açıkça belirtilmekteydi. Yönetmeliğin bu kuralı daha sonra değiştirilmiştir.Yönetmelikte ilgili madde numarası 54 yerine 52 olarak değiştiği gibi maddede yer alan bu fıkra da kaldırılmıştır. Halen yürürlükte bulunan yeni Yönetmeliğin 52. maddesinde de belediye şirketlerinin söz konusu belediyenin ihalesine katılamayacağına ilişkin açık bir kural yer almamaktadır.Öte yandan Belediye şirketlerinin denetiminde, 5393 sayılı Yasanın 38/(a) uyarınca belediye teşkilatının en üst amiri olarak ve belediyenin hak ve menfaatlerini korumak görevi bağlamında belediye başkanının sorumluluğu bulunmaktadır. Belediyenin açtığı bir ihaleye o belediye şirketinin katılması özel girişim özgürlüğü bağlamında savunulabilir ise de, ihale sürecinde eşitlik ve rekabet ilkelerinin uygulamayan geçirilmesinde şaibe yaratmaktadır.Uygulamada belediye şirketlerinin, Yasada (4734 m.11) açıkça yasaklanmadığı için, şirketin kuran belediyenin de ihalelerine katıldıkları görülmektedir. Oysa belediyenin hizmet ihalesi açması, bu işi ödeyeceği bedel karşılığında özel hukuk kişisine gördürmek, diğer bir ifade ile hizmet satın almak içindir. Belediyenin kendi kurduğu belediye şirketinden ihale ile bu hizmeti satın alması, ihale sürecine egemen olan ilkeler ile de bağdaşmamaktadır. Çünkü ihale ile satın alınan hizmetin karşılığı olan bedel, belediye bütçesinden, yine belediye şirketine aktarılmaktadır. Kısaca belediyenin ihale ile satın almak istediği hizmet, yine o belediyenin kamusal kaynakları ile gördürülmüş olmaktadır. Bu nedenle satın alınan bir hizmetten bahsetmenin güç olduğu kanaatindeyiz. Ancak sorun bu dava ile sınırlı olmayıp, yasal mevzuattan kaynaklanmakta olup, genel olarak ülkenin hukuksal sorunudur.Sonuç olarak, İzmir Belediyesinin, dava dosyasına sunulan belgeler bağlamında yukarıda belirtilen 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu uyarınca açtığı ihalelere, İzelman A.Ş katılmış ve ihale süreci sonucunda İzmir Belediyesi ile kamu ihale sözleşmesi imzalamıştır. Söz konusu ihale dosyaları ve sözleşmeler ile ilgili olarak dava dosyasında ihalenin iptali veya sözleşmenin feshi veya ihaleye fesat karıştırıldığına ilişkin kesinleşmiş herhangi bir yargısal karar bulunmamaktadır.5393 sayılı yasa ile Belediyelere asıl işleri olan pek çok işi alt işverenlere verme olanağı tanımış bulunmaktadır, aynı Yasanın 67.maddesinde "Belediyede belediye meclisinin, belediyeye bağlı kuruluşlarda yetkili organın kararı ile park, bahçe, sera, refüj, kaldırım ve havuz bakımı ve tamiri; araç kiralama, kontrollük, temizlik, güvenlik ve yemek hizmetleri; makine-teçhizat bakım ve onarım işleri; bilgisayar sistem ve santralleri ile elektronik bilgi erişim hizmetleri; sağlıkla ilgili destek hizmetleri; fuar, panayır ve sergi hizmetleri; baraj, arıtma ve katı atık tesislerine ilişkin hizmetler; kanal bakım ve temizleme, altyapı ve asfalt yapım ve onarımı, trafik sinyalizasyon ve aydınlatma bakımı, sayaç okuma ve sayaç sökme-takma işleri ile ilgili hizmetler; toplu ulaşım ve taşıma hizmetleri; sosyal tesislerin işletilmesi ile ilgili işler, süresi ilk mahallî idareler genel seçimlerini izleyen altıncı ayın sonunu geçmemek üzere ihale yoluyla üçüncü şahıslara gördürülebilir" şeklinde düzenleme yapıldığı, buradaki üçüncü şahıslar alt işverenlerdir. Belediye Kanunu 67 maddesindeki bu düzenleme ile,4857 sayılı İş kanunun 2/6 maddesindeki sınırlamalara bakılmaksızın asıl işin (hizmetin) alt işverenlere verilebileceği kanunda yer almıştır. Burada dikkat edilmesi gereken nokta asıl işin hizmet alımı yolu ile ihale edilmesidir.01.07.2006 tarihli ve 5538 sayılı kanunun 18 maddesi ile, İş Kanunun 2.maddesine asıl işveren alt işveren ilişkisinde kamu kurum ve kuruluşları lehine ayrıcalıklar getiren, bu kurum ve kuruluşlar için alt işveren uygulamasını kolaylaştıran 8.ve 9.fıkralar eklemiştir. Buna göre "Kanuna veya kanunun verdiği yetkiye dayanılarak kurulan kamu kurum ve kuruluşları ile bunların doğrudan veya dolaylı olarak sermayesinin en az yüzde ellisine sahip oldukları ortaklıklarda, 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu veya diğer kanun hükümleri çerçevesinde, hizmet alımı amacıyla yapılan sözleşmeler gereğince, yüklenici aracılığıyla çalıştırılanlar, bu şekilde çalışmış olmalarına dayanarak; bu kurum, kuruluş ve ortaklıklara ait kadro veya pozisyonlara atanmaya, bu kurum, kuruluş ve ortaklıklara ait işyerlerinin kadro veya pozisyonlarında çalışanlar için toplu iş sözleşmesi, personel kanunları veya ilgili diğer mevzuat hükümlerine göre belirlenen her türlü malî haklar ile sosyal yardımlardan yararlanmaya, hak kazanamazlar.Sekizinci fıkrada belirtilen işyerlerinde yükleniciler dışında kalan işverenler tarafından çalıştırılanlar ile bu işyerlerinin tâbi oldukları ihale mevzuatı çerçevesinde kendi nam ve hesabına sözleşme yaparak üstlendiği ihale konusu işte doğrudan kendileri çalışanlar da aynı hükümlere tâbidir. Sekizinci fıkrada belirtilen kurum, kuruluş veya ortaklıkların sermayesine katıldıkları ortaklıkların kadro veya pozisyonlarında çalışan işçilerin, ortak durumundaki kamu kurum, kuruluş veya ortaklıkların kadro veya pozisyonlarına atanma ya da bu kurum, kuruluş veya ortaklıklarda geçerli olan malî haklar ile sosyal yardımlardan yararlanma talepleri hakkında da sekizinci fıkra hükümleri uygulanır. Hizmet alımına dayanak teşkil edecek sözleşme ve şartnamelere; işe alınacak kişilerin belirlenmesi ve işten çıkarma yetkisinin kamu kurum, kuruluşları ve ortaklıklarına bırakılması, hizmet alım sözleşmeleri çerçevesinde ya da geçici işçi olarak aynı iş yerinde daha önce çalışmış olanların çalıştırılmasına devam olunması, yönünde hükümler konulamaz." şeklinde düzenlemeler yapılmıştır.Bu hükümlerle kamu kesimi işverenleri korunmuş, bu kuruluşları alt işveren kurumunun yüklediği sorumluluklardan ve yaptırımlardan kurtarma amacı güdülmüştür. Bu fıkralar uyarınca kanuna veya kanunun verdiği yetkiye dayanılarak kurulan kamu kurum ve kuruluşları ile bunların doğrudan veya dolaylı olarak sermayesi en az yüzde ellisine sahip ortaklıklar belirtilen koşul ve sınırlamalara tabi olmaksızın, Kamu İhale Kanunu veya diğer yasa hükümleri çerçevesinde alt işverenlere iş verebileceklerdir. Bu şekilde alt işverenler tarafından çalıştırılanlar bu kurum ve kuruluşlar ile ortaklıkların kendi işçilerin iş mevzuatı veya toplu iş sözleşmelerine göre sahip oldukları haklardan yararlanamazlar. Yani İş K.m.2/7 de yer alan " alt işverenin işçileri başlangıçtan itibaren asıl işverenin işçisi sayılarak işlem görürler " hükmü bu durumdaki işçilere uygulanmaz.Görüldüğü gibi bu yasal değişiklik ile İş K.m.2/6 ve 7 de öngörülen koşul ve sınırlamaların kamu kesimi işverenlerini bağlamaması amaçlanmıştır. Yani bu yasak ve sınırlamaların sadece özel kesim işverenler bakımından geçerlik taşıması amaçlanmıştır. Bu durum Anayasadaki eşitlik ilkesine aykırıdır. Bir muvazaalı işlem kamu işvereni tarafından yapıldığında yasa gereği geçerli sayacak ve herhangi bir yaptırıma tabi tutulmayacak, buna karşılık aynı işlem özel kesim işvereni tarafından gerçekleştirildiğinde yasa dışı kabul edilerek yaptırım uygulanacaktır. Bu durumu fark eden Yüksek mahkeme Belediyeler Kanunun 67 maddesi uyarınca bir işin belediye tarafından alt işverenlere verilmesinin muvazaa iddiasının araştırılmasına engel teşkil etmeyeceğini kabul etmiş bulunmaktadır.Dosya kapsamında yer alan ve Belediye Kanunun 67 maddesine dayanılarak ihale yolu ile Alt işverene verilen işlerin denetime tabi tutulması gerekmektedir. Davacı ve bir kısım davalı tanıklarının ifadesinden, işe alınacak işçilerin ismen belirlenmesi gibi, işten çıkarılacak işçilerin ismen belirlenmesi yetkisinin, emir ve talimat verme yetkisinin Belediye Başkanlığında olduğu, işin görülmesine yönelik araç, gereç ve malzemelerin bir kısmının Belediye Başkanlığı tarafından sağlandığı anlaşılmaktadır. Yüksek Mahkeme tarafından kabul edildiği üzere ihale işçi teminine yönelik ise asıl işveren, alt işveren ilişkisinden söz edilemeyecektir. Davalı Eshot vekilinin cevap dilekçesinde yerel yönetimlerin çalıştıracakları personel sayısının 22/02/2007 tarih ve 26442 sayılı resmi gazetede yayınlanan "belediye ve bağlı kuruluşlar ile mahalli idare birlikleri norm kadro ilke ve standartlarına dair yönetmelik" uyarınca belirlendiği, söz konusu yönetmeliğin 6.maddesinde "mahalli idareler kendi alt grupları için belirlenen kadro ünvan listesinde yer alan memur ve sürekli işçi kadro ünvanları dışında kadro ünvanı kullanamaz ve bu ünvanlar dışında yeni ünvan ihdas edilemez" hükmü ile 19.maddesinin mülga 1.fıkrasında "memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle yürütülmesi zorunlu olmayan hizmetlerin hizmet satın alma yoluyla karşılanması esastır" hükmüne yer verildi. Yönetmeliğin E-6 sayılı cetveli uyarınca davalı idarenin sürekli işçi kadrosu sayısının 304 olarak belirlendiği, bu sayıdan daha fazla işçi çalıştırılmasının mümkün olmadığının beyan edildiği, Yasalar hiyerarşisine göre yönetmeliğin yasaya aykırı olamayacağı, yukarıda ayrıntısı ile değerlendirildiği üzere 4857 sayılı iş yasasının 2.maddesi ile 5393 sayılı yasadaki düzenlemelere aykırı yönetmelik hükümlerinin geçersiz olduğu ve norm kadro gerekçesi ileri sürülerek muvazaanın olmadığının ve yapılan işlemin yasal olduğu savunmasının kabulünün mümkün olmadığı yine yukarıda kısaca açıklandığı üzere Eshot Genel Müdürlüğünün büyükşehir belediyesi sınırları içerisinde toplu taşıma işini yapmakta olduğu, şoför ve bakım işçisi ihtiyacını İzelman AŞ ile aralarındaki hizmet alım sözleşmeleri uyarınca bu şirket üzerinden temin ettiği, işçilerin işe alınmalarında, işin yapılmasında ve işin yönetiminde Eshot Genel Müdürlüğünün söz sahibi olduğu ve Eshot yetkililerince işveren yetkilerinin kullanıldığı, İzelman işçileri ile Eshot işçilerinin aynı organizasyon kapsamında aynı işi Eshot tarafından sağlanan malzeme ve araçlar ile yaptıklarının tespit edildiği, netice itibariyle davalılar arasında işçi teminine yönelik bir ilişkinin söz konusu olduğu ve 4857 sayılı iş yasasının 2. ve 5393 sayılı yasanın 67.maddesindeki düzenleme doğrultusunda taraflar arasında geçerli bir asıl - alt işverenlik ilişkisinin mevcut olmadığı, İzelman işçisi olarak gözüken davacının başından itibaren Eshot genel müdürlüğü işçisi olduğu, davalılar arasındaki ilişkinin muvazaaya dayandığı yönünde mahkememize tam bir vicdani kanaat geldiğinden aksi yöndeki davalı tarafın savunmalarına itibar edilmemiştir. (aynı yönde Yargıtay 7. HD sinin 11/07/2013 tarih, 2013/7616 esas, 2013/13126 sayılı kararı)Her ne kadar davacı taraf İzmir Büyükşehir Belediyesi aleyhine de dava açmış ise de; Eshot Genel Müdürlüğü'nün 27/07/1943 gün ve 4483 sayılı İzmir Tramvay ve Elektrik Türk A.Ş. İmtiyazıyla Tesisatının Satın Alınmasına Dair Mukavelenin Tasdiki ve Bu Müessesenin İşletilmesi Hakkında Kanun ve İzmir Elektrik, Su, Havagazı, Otobüs ve Troleybüs Umum Müdürlüğü Teşkilat ve Vazifeler Hakkında Talimatname uyarınca faaliyetini sürdürdüğü, Eshot Genel Müdürlüğü'nün mülhak bütçeli bir kamu kurumu olması sebebiyle bütçesi İzmir Büyükşehir Belediyesi'nden ayrı olarak kabul edildiği gibi, Eshot Genel Müdürlüğünün 4734 sayılı Kamu İhale Kanununa tabi olup, ihalelerini, İzmir Büyükşehir Belediyesi'nden ayrı olarak gerçekleştirdiği, davalı İzelman A.Ş. ile asıl işveren - alt işveren ilişkisinin oluşumuna ilişkin ihalenin ve sözleşmenin davalı Eshot Genel Müdürlüğü'nce yapıldığı yönünde ihtilafın da bulunmadığı, keza 22/02/2007 tarih ve 26442 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanan Belediye ve Bağlı Kuruluşlar ile Mahalli İdare Birimleri Norm Kadro İlke ve Standartlarına Dair Yönetmelik'de, ek - 6 sayılı cetvel uyarınca norm kadro sayısının İzmir Büyükşehir Belediyesi'nden ayrı olarak belirlendiği ve Eshot Genel Müdürlüğü işçi norm kadrosunun 304 kişi olarak tespit edildiği, yukarıdaki incelenen yasal düzenleme ve yönetmelikler birlikte değerlendirildiğinde davalı Eshot Genel Müdürlüğü'nün tüzel kişiliğinin bulunduğu, asıl işverenin Eshot Genel Müdürlüğü olduğu, alt işverenin ise İzelman A.Ş. olduğu, Eshot Genel Müdürlüğü'nün tüzel kişiliğinin bulunduğu hususunun yerleşik Yargıtay İçtihatlarınca da kabul edildiği, bu suretle davalı İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin husumet itirazının yerinde olduğu kanaatine varıldığından İzmir Büyükşehir Belediyesi aleyhine açılan davanın husumetten reddine dair karar vermek gerekmiştir.Davacı bu muvazaalı ilişki nedeniyle müvekkilinin tüm işçilik hak ve alacaklarının kısıtlandığı iddiasındadır. Davacı, İzelman A.Ş de çalışıp Disk-Genel İş Sendikası üyesi olup, bu sendika tarafından imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlandığını, ancak gerçekte İzmir Büyükşehir Belediyesi işçisi olduğundan, Eshot Genel Müdürlüğü ile Belediye İş Sendikası arasında düzenlenen 01.03.2012-14.03.2014 dönemini kapsayan toplu iş sözleşmesinden yararlanması gerektiğini ileri sürmüştür.Davacı talebinde de açıkça Genel İş Sendikası üyesi olduğunu ifade etmiş bulunmaktadır. Dosyaya sunulan üye kayıt fişine göre davacının 25/01/2013 tarihinde Genel İş Sendikası üyesi olduğu, Genel İş Sendikası ile İzelman A.Ş. arasında imzalanan TİS hükümlerinden istifade ettiği tespit edilmiştir. Halbuki Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi kanunun 39 maddesinin başlığı "Toplu iş sözleşmesinden yararlanma" olup, sadece sendika üyesi olan işçilerin toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceklerini düzenlemektedir.Yargıtay 22 Hukuk Dairesinin 2012/1135 esas , 2012/4487 karar sayılı ve 16.03.2012 tarihli ilamında ayrıntılı olarak tespit edildiği üzere sendikalar ve toplu iş sözleşmesi yasasının yukarıda incelenen 39.maddesindeki düzenlemeler doğrultusunda davacının ancak üyesi olduğu ya da destek primi ödediği sendikanın taraf olduğu toplu iş sözleşmelerinden yararlanabileceği, davacı tarafın da kabulünde olduğu üzere Genel iş sendikası üyesi olduğu, Belediye iş sendikası üyesi olmadığı gibi dayanışma aidatı da ödemediği, İzelman ile Disk- Genel İş sendikası arasında düzenlenen TİS den faydalanması gerektiği, Eshot ile Belediye iş sendikası arasında düzenlenen TİS den yararlanmasının mümkün olmadığı, dava tarihinden önce Belediye İş Sendikasına üyelik talebinde bulunduğu yönünde bilgi ve kaydında sunulmadığı bu suretle Eshot ile Belediye İş sendikası arasında düzenlenen TİS hükümlerinden davacının yararlanması mümkün görülmediğinden alacak taleplerinin reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE;a-) İBB aleyhine açılan davanın husumetten reddine,b-) Davalı Eshot Genel Müdürlüğü ile davalı İZELMAN A.Ş. arasındaki asıl işveren - alt işveren ilişkisinin muvazaalı olduğunun ve davacının baştan beri ESHOT Genel Müdürlüğü işçisi sayılması gerektiğinin tespitine,c-)Davacı vekilince açılan alacak taleplerinin ise ayrı ayrı reddine,2- Harçlar Yasasına göre belirlenen 25,20-TL nispi harçtan bakiye 0,90-TL’nin davalı Eshot ve İzelman 'dan alınarak hazineye irat kaydına,3-Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre kendisini vekille temsil ettiren davacı lehine 1.500,00-TL vekalet ücreti takdirine, davalı Eshot ve İzelman 'dan alınarak davacı tarafa ödenmesine, redde göre ise davalılar lehine 1.500,00-TL vekalet ücreti takdirine,4-Davacı tarafın yapmış olduğu yargılama giderlerinin red ve kabule göre oranlama yapılarak 213,60-TL’sinin davalı Eshot Genel Müdürlüğü ve İzelman A.Ş.'den alınarak davacı tarafa ödenmesine, bakiye giderlerin ise davacı üzerinde bırakılmasına,Dair verilen karar tebliğden itibaren 8 gün içinde Yargıtay’da temyiz yolu kabil olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/07/2014
Bilmeniz halinde fark yaratacak kararlar
DAVANIN İHBARI • İHBAR OLUNANIN HAK VE YETKİLERİ • DAVADA TARAF SIFATI
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapıları yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen", hükmün süresi içinde davalı vekili ve ihbar olunan A. İnş. Taah. San. Tic. Ltd.Şti vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:-KARAR
Haciz ihbarnamesine karşı gerçeğe aykırı beyanda bulunmak - tazminat davası
Y A R G I T A Y İ L A M ITaraflar arasındaki “tazminat ” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul 9. İcra Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 20.03.2012 gün ve 2011/441 Esas, 2012/112 Karar sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay
Belirsiz alacak davası olarak açıldığı belirtilen davanın sonuç bölümünün kısmi dava niteliğinde olması
Taraflar arasındaki “alacak” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesince davanın reddine dair verilen 06.06.2016 gün ve 2011/680 E., 2012/303 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 10.07.2013 gü
Yargıtay
Yargıtay Karar Arama
Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları Arama
Yargıtay Ceza Dairesi Kararları Arama
Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır ?
Yargıtay Daire Bilgileri İle Dosya Sorgulama
Yargıtay Yerel Mahkeme Bilgileri İle Dosya Sorgulama
Yargıtay Kanunu
Yargıtay İş Bölümü
Yargıtay Haberleri
Karar Arama
Yargıtay Kararları
Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları
Yargıtay Ceza Dairesi Kararları
BAM Kararları
Danıştay Kararları
Anayasa Mahkemesi Kararları
Uyuşmazlık MAhkemesi Kararları
Karar Arama Nasıl Yapılır?
Emsal Karar ve Emsal Karar Arama Nedir?
Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır?
BAM Karar Arama Nasıl Yapılır?
Danıştay Karar Arama Nasıl Yapılır?
Anayasa Mahkemesi Karar Arama Nasıl Yapılır?