Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9620 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 17312 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Aile MahkemesiDAVACI-DAVALI : ...DAVALI-DAVACI : ...DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma ve Ziynet AlacağıTaraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-karşı davacı erkek tarafından, davacı-karşı davalı kadın lehine hükmolunan nafaka, tazminatlar ve ziynet alacağı davasınının kabulü yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-karşı davacı erkeğin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yersizdir.2-Boşanma sebebiyle manevi tazminata hükmedilebilmesi için, tazminat talep eden taarfın kusursuz veya az kusurlu olması yanında, boşanmaya sebep olan olayların kişilik haklarına saldırı niteliğinde olması da gerekir (TMK m. 174/2). Boşanmaya sebep olan olaylar bu nitelikte değilse manevi tazminata hükmedilemez. Yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, davalı-karşı davacı erkeğin...'de yaşamak istemediğini söyleyerek evi terk edip gittiği, birlikte yaşamaktan kaçındığı anlaşılmaktadır. Davalı-karşı davacı erkeğin boşanmaya neden olan kusuru, davacı-karşı davalı kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde değildir. Öyleyse davacı-karşı davalı kadının manevi tazminat talebinin reddi gerekir. Bu husus nazara alınmadan kadın yararına manevi tazminata hükmedilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.3-Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür (TMK m. 6, 6100 s. HMK m. 190/1). Davacı-karşı davalı kadın dava dilekçesinde davalı-karşı davacı erkeğin evi terk ettiğini ve giderken düğünde takılan ziynetleri de götürdüğünü iddia etmiş, davalı-karşı davacı erkek ise, bu iddianın doğru olmadığını, bilakis kadının ziynetleri de alarak gittiğini savunmuştur. Davacı-karşı davalı kadın ziynet eşyasının erkek tarafından götürüldüğünü veya zorla alındığını ispatla yükümlüdür. Ziynet eşyalarının niteliği gereği kadının ortak konuttan ayrılırken yanında götürmesi hayatın olağan akışına uygun düşer.Davacı-karşı davalı kadının tanıklarının ziynetlere ve kadının evden ayrılışına ilişkin beyanları davacı-karşı davalı kadından duyuma dayalı olup, tanıkların iddia edilen vakıayla ilgili somut, görgüye dayalı bir bilgileri yoktur. Dosyada iddiayı kanıtlamaya elverişli başkaca bir delil de bulunmamaktadır. Davacı-karşı davalı kadın yemin deliline dayanmamış, gösterdiği diğer delillerle de dava konusu ziynet eşyalarının erkek tarafından götürüldüğünü, elinden zorla alındığını ispat edememiştir. Bu durumda mahkemece, davacı-karşı davalı kadının ziynet talebinin reddi gerekirken, kabulü doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. ve 3. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerin ise 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.