Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 9536 - Karar Yıl 2011 / Esas No : 4988 - Esas Yıl 2011
Davacı, davalı ile aralarında sözleşme bulunamamasına rağmen inşaatın fenni mesulü olan dava dışı M.B. talebi üzerine taşınmazın maliki olan davalının dairelerinde bir kısım imalatlar yaptığını, fenni mesul aleyhine açtığı davanın husumet nedeniyle reddedilerek kesinleştiğini, yaptığı bu imalatlar sebebiyle bina sahibinin mal varlığında artış olduğunu ileri sürerek, alacağın tahsili için başlattığı icra takibine itirazın iptaline karar verilmesini istemiştir.Davalı, davacı ile aralarında yazılı veya sözlü anlaşma bulunmadığını, işin taşeronlar marifetiyle yaptırıldığını bildirerek, yersiz olan davanın reddini dilemiştir.Mahkemece taraflara arasındaki akdi ilişki kanıtlanamadığından davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.Dava konusu taşınmaz davalıya aittir. Toplam 9 dairelidir. Davacı tüm dairelerin kapı, pencere vs. doğramalarının ikmali ve montajı işini yaptığını iddia etmektedir.Binanın fenni mesulü (taşeronu) dava dışı ve davalının yeğeni M.B. işlerin yapılması konusundaki görüşmeleri M.B. yapmış, bedeli ödenmeyince M.B. hakkında (12.887 Euro) icra takibi yapılmış, itirazın üzerine açılan itirazın iptali davası açılmış, o davada tapu maliki S.D. dava ihbar edilmiştir. M.B. aleyhine açılan itirazın iptali davası, taraflar arasında yazılı bir eser sözleşmesi bulunmaması ve malik de olmadığından reddine karar verilmiş; taraflarca temyiz edilmeyerek 27.07.2010 tarihinde kesinleşmiştir. Dava dışı M.B. yaptığı işlemlere davalı S.D. tarafından onay verilip, kapı, pencere ve doğramaların davalının dairelerine davacı tarafından yapılıp takıldığı, kesinleşen dosyadan anlaşılmaktadır. Vekaletsiz iş görme hükümlerine göre davacı, davalının dairelerinde yaptığı bu işlerin bedelini isteyebilir. Gerek dava dışı M.B. hakkındaki davada, gerekse eldeki davada bedellerin ödendiği de ileri sürülüp delil ibraz edilmemiştir. Davalı yararına sebepsiz zenginleşme oluşmuştur.Mahkemece bilirkişi incelemesi yaptırılarak davacı alacağının saptanması ve ortaya çıkacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, delillerin değerlendirilmesinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 02.06.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.