Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 95 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 46 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : Aile MahkemesiTaraflar arasındaki “katılma alacağı ve değer artış payı alacağı” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda;Aile Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 14.03.2012 gün ve 2011/856 Esas, 2012/156 Karar sayılı kararın incelenmesi davacı vekili ile davalılardan ... vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 21.01.2013 gün ve 2012/5186 Esas, 2013/433 Karar sayılı ilamı ile;(....Davacı ... vekili, müvekkili ile davalı ...’in boşandıklarını, evlilik birliği içinde satın alınarak davalı eş adına tescil edilen dava konusu 246 ada 11 parselin ortak gelirle edinildiğini, ne var ki, adı geçen davalının mal kaçırmak amacıyla söz konusu taşınmazı muvaazalı olarak diğer davalı ...’ya tapuda devrettiğini ileri sürerek öncelikle tapu kaydının iptaliyle ½ payının davacı adına tesciline, bu isteğin yerinde görülmemesi durumunda belirlenecek değerin yarı payı ve taşınmazın iyileştirilmesi nedeniyle sarf edilen bedelin yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir.Davalılar vekili, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.Mahkemece, davanın kısmen kabulü, 26.363 TL katılma alacağının davalı ...’den alınarak davacıya verilmesine, diğer davalı ... hakkındaki davanın reddine karar verilmiştir.Hüküm, süresinde davacı vekili ile davalılardan ... vekili tarafından ayrı ayrı temyiz edilmiştir.Davacı mal rejiminin tasfiyesiyle katılma ve değer artış payı alacağı isteğinde bulunmuşsa da, davacı vekili tarafından dosyaya sunulan tarihsiz dilekçede ve 26.07.2010 tarihli yargılama oturumundaki beyanında; uyuşmazlık konusu taşınmazın satın alınarak evlilik birliğini kurtarmak, eşinin gönlünü almak amacıyla davalı eş adına tescil edildiğini bildirmiştir. Yargıtay’ın ve Dairemiz'in devam eden yerleşik uygulamalarına göre, davacı yanın söz konusu açıklamaları bağış niteliğindedir. Bağış karşılıksız kazandırmadır. TMK'nun 220/2. maddesi hükmüne göre; karşılıksız kazanma yoluyla elde edilen mal varlıkları ilgili eşin kişisel malıdır. Kişisel mal üzerinde, diğer eşin mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak hakkı bulunmamaktadır. Açıklanan bu gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, delillerin yanlış değerlendirilmesi sonucu yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olması doğru olmamıştır...)gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.HUKUK GENEL KURULU KARARIHukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:Dava, katılma alacağı ve değer artış payı alacağı istemine ilişkindir.Yerel mahkemece, davanın ... bakımından kısmen kabulüne, diğer davalı ... bakımından ise reddine karar verilmiş, kararın davacı vekili ile davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Özel Dairece yukarıda yazılı gerekçe ile karar bozulmuştur.Mahkemece önceki kararda direnilmiş, direnme kararını davacı ve davalı ... vekilleri temyize getirmiştir.Hukuk Genel Kurulundaki görüşmeler sırasında uyuşmazlığın esasının incelenmesinden önce, mahkemece bozulan ilk kararda "Davacı tarafın diğer davalı ... aleyhine açtığı davanın reddine" karar verildiği halde, direnme olarak nitelendirilen kararda adı geçen davalı hakkında olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulmamış olması nedeniyle, yerel mahkemece usulüne uygun direnme kararı oluşturulup oluşturulmadığı hususu ön sorun olarak incelenmiştir.Bilindiği üzere, mahkeme kararlarında nelerin yazılacağı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nun 297. maddesinde belirtilmiştir. Buna göre, hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait her hangi bir söz tekrar edilmeksizin isteklerin her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında açık şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir.HMK’nun 294. maddesinin 3. fıkrasında ise “Hükmün tefhimi herhalde hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur” hükmüne yer verilmiştir.Hükme ilişkin bu şekli düzenlemeler yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, yeni tereddüt ve ihtilaflar yaratır. Hatta giderek denebilir ki, dava içinden davalar doğar, hükmün hedefine ulaşılmasını engeller, kamu düzeni ve barışı oluşturulamaz.Öte yandan, direnme kararları yapıları gereği, Kanunun hukuka uygunluk denetimi yapmakla görevli kıldığı Yargıtay dairesinin denetimi sonucunda hukuka aykırı bularak, gerekçesini açıklamak suretiyle bozduğu bir yerel mahkeme kararının aslında hukuka uygun bulunduğuna, dolayısıyla bozmanın yerinde olmadığına ilişkin iddiaları içerdiklerinden, o iddiayı yasal ve mantıksal gerekçeleriyle birlikte ortaya koymak zorunda olduğu gibi, direnilen ve uyulan kısımları da kalem kalem net ve birbirine uygun bir biçimde barındırmalıdır.Nitekim, aynı ilkeler Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 19.03.2008 gün ve 2008/15-278 Esas, 2008/254 Karar; 21.10.2009 gün ve 2009/9-397 Esas, 2009/453 Karar; 07.05.2014 gün ve 2013/4-1121 Esas, 2014/626 Karar sayılı kararlarında da vurgulanmıştır.Bu genel açıklamaların ışığında somut olay incelendiğinde, dava ... ve ... aleyhine yöneltilerek açılmış, yerel mahkemece ilk hükümde davanın davalı ... yönünden reddine karar verilmesine karşın, direnme kararında anılan davalı hakkında bir hüküm kurulmamıştır.Bu itibarla, direnme olarak adlandırılan kararda davalılardan ... yönünden olumlu veya olumsuz bir hüküm kurulmamamış olması ; öte yandan aynı nedenle bozulan ilk karar ile direnme kararı arasında çelişki bulunması nedeniyle yerel mahkemece usule uygun direnme hükmü kurulması için, işin esasına yönelik temyiz itirazları incelenmeksizin kararın usulden bozulması gerekmiştir.S O N U Ç : Davacı ile davalılardan ... vekillerinin temyiz itirazlarının kabulüyle direnme kararının yukarıda açıklanan gerekçelerle usulden BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, 27.01.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.