Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 942 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 582 - Esas Yıl 2012





Ödeme şartını ihlâl suçundan sanık İsmail Öztürk'ün, 2004 sayılı İcra ve İflâs Kanununun 340. maddesi gereğince 3 aya kadar tazyik hapsi ile cezalandırılmasına dair Gaziantep 1. İcra Ceza Mahkemesinin 03/11/2010 tarihli ve 2010/1016-1440 sayılı kararına yönelik itirazın reddine ilişkin Gaziantep 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 29/12/2010 tarihli ve 2010/1609 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya aleyhine, Adalet Bakanlığından verilen 11.10.2011 gün ve 2011/12710/52401 sayılı kanun yararına bozma talebini içeren Yargıtay C.Başsavcılığının 04/01/2012 gün ve K.Y.B. 2011/366356 sayılı tebliğnamesi ile dava dosyası Daireye gönderilmekle dosya incelendi.Tebliğnamede; icra kefili olan sanığa icra emrinin 31/12/2009 tarihinde tebliğ edilmesi ve tebliğden önce 22/12/2009 tarihinde yapılan ödeme taahhüdünün hukuken geçersiz olması karşısında, itirazın kabulü yerine reddine karar verilmesi isabetsiz olduğundan anılan hükmün 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309.maddesi uyarınca bozulması gereğine işaret edilmiştir. GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:"Borçlunun ödeme şartını ihlali halinde ceza" başlıklı 5358 sayılı Yasanın 11. maddesi ile değişik İİK'nun 340. maddesinin birinci cümlesi; "111. madde mucibince veya alacaklının muvafakati ile icra dairesinde kararlaştırılan borcu ödeme şartını ihlal eden borçlunun, alacaklının şikayeti üzerine, üç aya kadar tazyik hapsine karar verilir." hükmünü içermektedir. Madde metninden de anlaşılacağı üzere, ödeme şartını ihlal eyleminden dolayı cezalandırabilmek için öncelikle ihlalde bulunanın borçlu sıfatını taşıması gerekmektedir. Gaziantep 5.İcra Müdürlüğünün 2009/7377 esas sayılı dosyasında, borçlu sıfatı bulunmayan üçüncü kişi İ'ün 22/12/2009 tarihinde icra kefili sıfatı ile ödeme taahhüdünde bulunmuş ise de, icra emrinin taahhütte bulunduğu 22/12/2009 tarihinden sonra 31/12/2009 gününde tebliğ edildiği dikkate alındığında, icra kefilinin taahhütte bulunduğu tarihte henüz borçlu sıfatını taşımadığının kabulü gerekmektedir. Hal böyle olunca taahhüdü ihlal suçunun unsurları oluşmadığından tazyik hapsi cezası ile cezalandırılmasına dair karar yasaya aykırı olduğundan, itirazın kabulü yerine reddine karar verilmesi isabetsizdir.Açıklanan nedenlerle Yargıtay C.Başsavcılığının kanun yararına bozma istemine atfen düzenlediği tebliğname yerinde görülmekle, Gaziantep 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 29/12/2010 tarihli ve 2010/1609 değişik iş sayılı kararının BOZULMASINA,Bozma üzerine 5271 sayılı CMK'nun 309/4-d maddesi gereğince yeniden uygulama yapılması gerektiğinden;Borçlu İsmail Öztürk'ün ödeme şartını ihlal eyleminden dolayı tazyik hapsi cezası ile cezalandırılmasına yer olmadığına, hakkındaki mahkumiyet hükmünün çektirilmemesine, dosyanın mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine, 08.02.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.