MAHKEMESİ : Beykoz Aile MahkemesiTARİHİ : 08/10/2012NUMARASI : 2011/854-2012/936Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın yetkisizliğine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:-K A R A R-Davacı Hülya vekili, davalı borçlu A. Y. aleyhine icra takibi yaptıklarını, borcu karşılayacak malı bulunamadığını ileri sürerek borçlunun, dava konusu yatını davalı Mübeccel’e onun da davalı İlker’e satışına ilişkin tasarrufun iptalini talep etmiştir.Davalı Mübeccel ve davalı İlker vekili müvekkillerinin yerleşim yerinin İzmir olmasından dolayı yetki itirazında bulunarak davanın reddini savunmuştur.Diğer davalı borçlu usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen duruşmalara gelmemiş ve davaya cevap vermemiştir.Mahkemece, borçlunun yurt dışında bulunduğunu ve öteki davalıların yerleşim yerinin de İzmir olduğu gerekçesi ile yetkisizlik kararı verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır.Davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, tasarruf konusu mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve tasarruf konusu taşınmaz mal ise davalı, üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir (İİK.md.283/1). Bu yasal nedenle iptal davası, alacaklıya alacağını tahsil olanağını sağlayan, nisbi nitelikte yasadan doğan bir dava olup aile mahkemelerinin görev alanı içinde kalan bir dava türü değildir. Kaldı ki davada incelenmesi gereken husus davalı borçlunun yaptığı tasarruflarının iptali gerekip gerekmediği, başka bir anlatımla İİK 277 vd maddelerinde belirtilen şartların gerçekleşip gerçekleşmediğidir. Açıklanan şekli ile görevin, İİK 281. maddesine göre genel mahkemelere ait olduğu da açıktır. Hal böyle olunca görevsizlik kararı verilmesi yerine yazılı şekilde yetkisizlik kararı verilmesi isabetli değildir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 09/06/2014 tarihinde karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.