Dava, iş yeri sigorta poliçesi uyarınca ödenen sigorta tazminatının rücuan tazmini istemine ilişkindir.Davacı nezdinde sigortalı işyerinin üzerinde bulunan konuttan sızan sular sonucu hasara uğradığı hususu uyuşmazlık konusu değildir. Taraflar arasındaki çekişme, meydana gelen zarardan davalının sorumlu olup olmayacağı noktasında toplanmaktadır. Mahkemece, yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen rapora itibar edilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuştur. Anılan raporda zararın, üst kattaki konutun su tesisatının patlamasından kaynaklandığı açıklanmıştır.Ancak, davalının hangi sıfatla sorumlu tutulduğu hususu karar yerinde tartışılmadığı gibi bu yönde bir araştırma da yapılmıştır. Davalı, davaya yanıt vermemiştir. Temyiz dilekçesinde zarara neden olan konutta kiracı olduğunu, malikinin dava dışı yeter adlı kişi bulunduğunu, zarardan sorumlu olmadığını açıklamıştır. “Her ne kadar bu husus, yargılama sırasında ileri sürülmemiş ise de sıfata yönelik olduğundan temyiz aşamasında dikkate alınmıştır.Bu durum karşısında, davalının zarara neden olduğu iddia edilen konutla ilgisini araştırılması, hangi sıfatla konutu tasarruf ettiğinin tespit edilmesi, zararın, kiracının mutat kullanımdan kaynaklanıp kaynaklanmadığının, ona bir kusur izafesinin gerekip gerekmediğinin, malikin BK’nın 58. maddesinde açıklanan sorumluluğu kapsamında kalıp kalmadığı yönünde gerektiğinde bilirkişiden ek rapor alınması veya yeniden inceleme yaptırılması ve sonucuna göre davalının hukuki durumunun tartışılacak bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden iadesine, 27.09.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.