Normal
0
21
false
false
false
TR
X-NONE
X-NONE
MicrosoftInternetExplorer4
/* Style Definitions */
table.MsoNormalxTable
{mso-style-name:"Normal Tablo";
mso-tstyle-rowband-size:0;
mso-tstyle-colband-size:0;
mso-style-noshow:yes;
mso-style-priority:99;
mso-style-qformat:yes;
mso-style-parent:"";
mso-padding-alt:0cm 5.4pt 0cm 5.4pt;
mso-para-margin-top:0cm;
mso-para-margin-right:0cm;
mso-para-margin-bottom:10.0pt;
mso-para-margin-left:0cm;
line-height:115%;
mso-pagination:widow-orphan;
font-size:14px;font-sizex:11.0pt;
font-familyx:"Calibri","sans-serif";
mso-ascii-font-familyx:Calibri;
mso-ascii-theme-font:minor-latin;
mso-hansi-font-familyx:Calibri;
mso-hansi-theme-font:minor-latin;}
DAVA: Taraflar
arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen,
yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafından temyiz
edilmekle, evrak okunup gereği görüşüldü.
KARAR: Aile ve Sosyal
Politikalar İl Müdürlüğü; 22.09.2013 doğumlu küçüğe Sağlık Bakanlığınca
belirlenen genişletilmiş bağışıklık programı uyarınca yapılması zorunlu aşıları
velilerinin yaptırmadığını, yaptırmaktan da kaçındıklarını ileri sürerek, küçük
hakkında 5395 sayılı Kanunun 5 inci maddesinin (1.) bendinin (d) alt bendi
uyarınca sağlık tedbirine karar verilmesini istemiş, mahkemece; istek
reddedilmiş, hüküm davacı kurum tarafından temyiz edilmiştir.
Türkiye'nin taraf
olduğu ?Biyoloji ve Tıbbın Uygulanması Bakımından İnsan Hakları ve İnsan
Haysiyetinin Korunması Sözleşmesi ne göre, tıbbi müdahalenin ilgili kişinin bu
müdahaleye özgürce ve bilgilendirilmiş bir şekilde muvafakat etmesinden sonra
yapılabileceği, muvafakat verme yeteneği olmayan bir kimse üzerinde ise tıbbi
müdahalenin sadece onun doğrudan yararı için yapılabileceğine değinildikten
sonra, müdahaleye muvafakat verme yeteneği bulunmayan küçüğe veya akıl
hastalığı ve benzeri herhangi bir sebepten dolayı muvafakat verme yeteneği
bulunmayan bir yetişkine sadece yasal temsilcisinin veya kanun tarafından
belirlenen bir kişi veya makam ve kuruluşun izniyle müdahalede bulunulabilir
(Söz. m. 6). Bu halde dahi, bu kişi, makam veya kuruluşa, müdahalenin amacı,
niteliğiyle sonuçları ve tehlikeleri hakkında uygun bilgi verilmesi zorunludur.
Buna göre, küçüğe
yapılacak tıbbi bir müdahalenin kural olarak ancak yasal temsilcisinin izniyle
yapılabileceğinde duraksama yoktur. Sorun, tıbbi müdahalenin amacı, niteliği,
sonuçları ve müdahale edilmemesi halinde, ortaya çıkabilecek tehlikeleri
hakkında ana ve baba aydınlatıldığı halde rıza göstermemeleri halinde nasıl
hareket edilmesi gerektiğindedir. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi
çocukla ilgili her türlü kararlarda onun üstün yararının esas olduğunu
öngörmektedir. Diğer yandan Türk Medeni Kanunu da yukarıdaki uluslararası
sözleşme hükümlerine paralel olarak ana ve babanın velayetleri altındaki
çocukların bakım, bedensel, zihinsel, ruhsal ve toplumsal gelişmeleri konusunda
onların menfaatini gözönünde tutarak, gerekli kararları alacaklarını ve
uygulayacaklarını kabul etmiştir (TMK. md 339/1, 340/1). Şu halde ana babanın
çocuklarla ilgili karar alırken onların menfaatlerini ve üstün yararlarını
gözönünde tutmaları asıldır. Buna aykırı bir tutum haklı görülemez. Küçüğe
yapılacak müdahalenin amacı, niteliği ve sonuçlarıyla yapılmaması halinde
ortaya çıkabilecek sonuçlar konusunda aydınlatıldıkları halde ana ve babanın
haklı bir sebep göstermeksizin müdahaleye karşı çıkmaları durumunda çocuğun
üstün yararı esas alınarak müdahalenin gerekli olup olmadığına karar
verilmelidir.
Somut olayda çocuğa
uygulanacak aşının, gelecekteki hastalıklardan çocuğu birey olarak korumak ve
toplum sağlığı açısından gerekli olan Sağlık Bakanlığınca belirlenen
?genişletilmiş bağışıklık programı? uyarınca yapılması zorunlu aşılardan olduğu
görülmektedir. Böyle bir durumda çocuğun yasal temsilcileri uygulanacak aşı ile
ilgili olarak aydınlatıldıkları halde, hiç bir haklı gerekçe ileri sürmeksizin
buna rıza göstermiyorlarsa çocuğun menfaatine aykırı olan bu tavra hukuki sonuç
bağlanamaz. Diğer bir ifadeyle ana ve babanın rıza göstermemeleri çocuğun üstün
yararına açıkça aykırı ise rıza aranmaz. Olayda ana baba çocuğa aşı
uygulanmasına karşı çıkmışlar, buna rızalarının bulunmadığını yargılama
sırasında ifade etmişlerdir. Ne var ki; bu beyanlarını haklı gösterecek bir
sebep ve delil göstermedikleri gibi dosyada da, yapılması istenilen aşının
çocuğun üstün yararına aykırı olacağına ilişkin bir bulgu ve olgu
bulunmamaktadır. Aşının, çocuğun gelecekteki bireysel sağlığı yanında, toplum
sağlığı açısından da yapılması zorunlu olduğu dosyadaki raporlardan
anlaşıldığına göre, isteğin kabulüne karar verilmesi gerekirken salt ana ve
babanın rıza göstermedikleri gerekçesine dayanılarak talebin reddi usul ve
yasaya aykırı bulunmuştur.
SONUÇ: Temyiz edilen
hükmün yukarıda gösterilen sebeple bozulmasına,
işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık
olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.