Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 910 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 25223 - Esas Yıl 2014





Asliye Hukuk MahkemesiDAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil.. ile .. ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kısmen kabulüne dair Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 08.11.2012 gün ve 314/526 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalılar .. ve .. tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:K A R A RDavacı dava dilekçesinde, kendisi ve davalıların muris ....'ın mirasçıları olduklarını, davalılar ile birlikte ortak mirasbırakan ...dan kalan taşınmazları haricen yazılı olarak paylaştıklarını, yaptıkları anlaşma doğrultusunda 05.02.1972 tarihli senet ile dava konusu 709 parsel sayılı taşınmazı, kendisi ve davalı Hasan'ın diğer mirasçılardan satın aldıklarını açıklayarak, dava konusu 709 parsel sayılı taşınmazın tapusunun ½ oranında iptal edilerek adına tesciline karar verilmesini istemiştir. 06.11.2012 havale tarihli dilekçesinde ise, dilekçeye ekli, teknik bilirkişi raporunda A ile belirtilen kısımın ifraz edilerek adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı ... 04.11.2009 tarihli yargılama oturumunda; küçük kardeşleri ...'ın düğün masraflarının ... ve ... tarafından karşılandığını, onların yaptığı masraflar karşısında dava konusu tarlanın davacı ... ve davalı ..'a verildiği konusunda imza attığını açıklayarak davayı kabul ettiğini beyan etmiştir.Davalı ... 17.03.2010 tarihli yargılama oturumundaki beyanında, kardeşleri ...'nin düğün masraflarını kendisi ve davacı ... tarafından karşılandığını, bunun karşılığından dava konusu taşınmazın kendilerine verildiğini, senedi kendisinin tanzim ettiğini, annesi ve kardeşlerinin senedi imzaladıklarını açıklamıştır.Davalı ... 17.03.2010 tarihli yargılama oturumunda; dava konusu taşınmazı davacıya verme hususunda iradesinin bulunmadığını, senede imza atıp atmadığını hatırlamadığını, tarla karşılığında herhangi bir para almadığını açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.Davalı ... 04.11.2009 tarihli yargılama oturumundaki beyanında; taşınmazın devrine ilişkin herhangi bir imza atmadığını, herhangi bir para da almadığını açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, dava konusu... tarafından yapılan ifraz işlemleri doğrultusunda A, B, ve C harflerini gösterir şekilde ifraz edilerek A harfiyle gösterilen 457,42 m2'lik kısmın tapusunun iptal edilerek davacı...adına tapuya kayıt ve tesciline,... tarafından hazırlanan krokinin kararın eki olarak karara eklenmesine karar verilmesi üzerine hüküm, davalı ... ve davalı ... ... tarafından temyiz edilmiştir.Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, davacının dayandığı "senettir" başlıklı, 05.02.1972 tarihli miras payının devrine ilişkin senedin 4721 sayılı TMK'nun 677. maddesi ve HMUK 297. maddesine uygun olarak düzenlendiğine, davalı ...’nin parmak izinin kendisine ait olmadığı iddalarını ispata yarar delil sunmadığına, Mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığına göre, davalı ...’in tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.Davalı ... tarafından hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;Davacı, miras paylarının devri sebebine dayanarak iptal ve tescil isteğinde bulunmuştur. TMK’nun 677. maddesi hükmü uyarınca yazılı olmak koşuluyla bir mirasçının payını diğer mirasçıya devri geçerlidir. Dosya içeriğine göre, davalı ... 19.10.2009 tarihli cevap dilekçesi ile, dava konusu taşınmaz karşılığında herhangi bir para almadığını, mirasbırakan vefat ettiğinde yurt dışında bulunduğunu, imza incelemesi yapılmasını talep ettiğini beyan ettiği, Mahkemecc davalıya ait imza örnekleri temin edilerek Adli Tıp Kurumu Başkanlığı'na gönderildiği, Adli Tıp Kurumunca tanzim edilen 05.10.2010 havale tarihli raporunda, inceleme konusu senette ... adına atılı imzanın ...'ın el ürünü olup olmadığının tespit edilemediğinin belirtilmesi karşısında, Mahkemece bu hususta bahsi geçen senedin davalı... yönünden bağlayıcı olmadığının belirtildiği görülmüştür. Her ne kadar, Mahkemece, senedin davalı ...bakımından bağlayıcı olmadığı yönündeki gerekçesi yerinde ise de, davalı ...nin miras payının; taşınmazın halen muris adına kayıtlı olduğu, davacının taşınmazdaki zilyetliğinin 20 yıldan fazla olduğu gerekçeleri ile TMK'nun 713/2. gereğince iptaline karar verilmesi doğru görülmemiştir. Nitekim, 15.05.1957 gün ve 2-11 sayılı Yargıtay İçtihatı Birleştirme Kararında, “...gayrimenkul üzerinde mirasçılardan sadece birisinin zilyet olması halinde onun hem kendi adına ve hesabına, hemde diğer mirasçılar adına ve hesabına zilyet durumunda bulunduğu kabul edilir...” denilerek elbirliği mülkiyetinde, mirasçılar arasında kazanmayı sağlayan zilyetliğin işleyemeceği kabul edilmiştir. Yani terekeye dahil bir veya birkaç taşınmaz üzerinde bir veya birkaç mirasçının sürdürdüğü kazanmayı sağlayan zilyetlik işlemez ve kazandırıcı zamanaşımına dayanarak adlarına tescil ya da iptal ve tescil istenemez. Mahkemece, davalı ...'ın payı yönünden red kararı verilmesi gerekirken, yazılı şekilde TMK 713/2. maddesinde belirtilen koşulların oluştuğu gerekçesiyle, payın iptaline karar verilmesi doğru görülmemiştir.Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ...'ın temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile Yerel Mahkeme hükmünün 6100 sayılı HKM'nun Geçici 3. maddesi yollaması ile halen yürürlükte bulunan 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK'nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 24,30 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden ... ve ...'e ayrı ayrı iadelerine, 19.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.