Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9078 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 4883 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 1. Tüketici MahkemesiTARİHİ : 31/12/2013NUMARASI : 2013/116-2013/181Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 21.08.2013 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil ve şerhlerin terkini istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 31.12.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:K A R A RDavacı vekili, 28.04.2012 tarihli sözleşme ile dava konusu 11 numaralı bağımsız bölümü davalı G....Mobil Teknoloji San. ve Tic. A.Ş.'den satın aldığını toplam 205.000,00 TL olan satış bedelinin 10.000,00 TL'sini ödediğini kalan kısmı sözleşme hükümleri uyarınca ödemeye hazır olduğunu belirterek taşınmazın üzerindeki takyidatlar kaldırılarak müvekkili adına tescili isteğinde bulunmuştur.Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.Bir tanımlama yapmak gerekirse; alacağın temliki, alacaklı ile onu devralan üçüncü şahıs arasında borçlunun rızasına ihtiyaç olmaksızın yapılabilen ve sadece kazandırıcı bir tasarruf işlemi niteliğini taşıyan şekle bağlı bir akittir. Türk Borçlar Kanununun 184. maddesi hükmüne göre temlik sözleşmesi temlik edenle temlik alan arasında yazılı olarak yapılabilir. Ne var ki, alacağın temlikinde aranan yazılı şekil temlik sözleşmesinin resmi şekilde yapılmasına engel değildir. Nitekim uygulamada yükleniciden şahsi hakkını temlik alan üçüncü kişilerin temlik sözleşmesini adi yazılı satış sözleşmesi veya noterde düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi sözleşmesi olarak yaptıkları görülmektedir.Somut olayda, mahkemece sözleşmenin resmi şekilde yapılmadığından geçersiz olduğuna ilişkin ret gerekçesi Türk Borçlar Kanununun 184. maddesi hükmü gereğince isabetli değildir. Öte yandan taraflar arasında düzenlenen 28.04.2012 tarihli sözleşmede dava konusu bağımsız bölümün satış bedeli olarak 10.000,00 TL peşinatın ödendiği, bedelin 110.000,00 TL'sinin kredi ile 86.000,00 TL'sinin ise tapu devrinde ödenmesi kararlaştırıldığından mahkemece birlikte ifa kuralı gereğince alıcı olan davacının bakiye bedeli depo etmesi halinde tapu iptali ve tescile karar verilmesi gerekirken davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.Ayrıca, davacı tarafından taşınmaz üzerindeki haciz şerhlerinin kaldırılması da istenildiğine göre lehine haciz şerhi bulunan şahısların da davaya dahil edilmesi gerekirken taraf teşkili sağlanmadan yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 07.07.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.