MAHKEMESİ : İstanbul 20. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 03/05/2012NUMARASI : 2011/949-2012/481Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :İİK.nun 127.maddesi gereğince satış ilanının bir suretinin borçlu, alacaklı ve tapu sicilindeki ilgililere tebliği zorunludur. Şikayetçi takipte borçlu olup, satış tarihinin usulüne uygun olarak kendisine tebliği gerekir.7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun "Tebliğ imkansızlığı ve tebellüğden imtina" başlıklı 21. maddesinde; "Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru, tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir ve memuruna imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirir. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır." hükmü yer almaktadır. Madde metni, iki hali birlikte düzenlemiştir. Bunlardan ilki "adreste bulunmama", diğeri ise "tebellüğden imtina"dır. Muhatabın adreste bulunmaması halinde tebliğ memurunun ne şekilde davranması gerektiğini düzenleyen Tebligat Tüzüğünün 28. maddesinin birinci fıkrasında; "Muhatap veya adına tebliğ yapılabilecek olanlardan hiçbiri gösterilen adreste bulunmazsa, tebliğ memurunun adreste bulunmama sebebini bilmesi muhtemel komşu, yönetici, kapıcı, muhtar, ihtiyar kurulu veya meclisi üyeleri, zabıta amir ve memurlarından tahkik ederek beyanlarını tebliğ tutanağına yazıp altını imzalatması, imzadan çekinmeleri halinde de bu durumu yazarak kendisinin imzalaması gerekir" hükmü öngörülmüştür. Tebliğ işleminin yapıldığı tarih itibariyle yürürlükte olup olayda uygulanması gereken Tebligat Tüzüğü'nün 28. maddesi, tebliğ memuruna ilgilinin neden adreste bulunmadığını "tahkik etme" görevini yüklemiştir. Buna göre tebliğ memuru tahkik etmekle kalmayıp, bunu tevsike yönelik olarak yaptığı tahkikatın sonucunu tebliğ evrakına yazacak ve maddede açıkça belirtildiği üzere ilgilisine imzalatacaktır. Ancak bu şekilde yapılan işlemin usulüne uygun olup olmadığı hakim tarafından denetlenebilir.Muhatabın, tebliğ adresinde ikamet etmekle birlikte, kısa ya da uzun süreli ve geçici olarak adreste bulunmadığının, tevziat saatlerinden sonra geleceğinin beyan ve bunun tevsik edilmesi halinde ancak, maddede sayılanlardan, örneğin muhtara imza karşılığı tebliğ edilip, 2 numaralı fişin kapıya yapıştırılması ve komşunun durumdan haberdar edilmesi işlemlerine geçilebilecektir. Tahkikatta muhatabın adresten kesin olarak ayrıldığının ya da öldüğünün..tespiti halinde ise Tüzüğün 28. maddesinin 2., 3., 4. fıkraları gereğince işlem yapılacaktır.Bu itibarla; Tüzüğün 28. maddesinde öngörülen şekilde ve maddede belirtilen kişilere sorularak imzaları da alınmak suretiyle, imzadan çekinmeleri halinde, bu husus da belirtilerek, muhatabın adreste geçici olarak bulunmama sebebi ve tevziat saatlerinden sonra geleceği "tevsik edilmeden", Tebligat Kanunu'nun 21. maddesine göre yapılan tebligat işlemi geçersizdir. Zira bu belgeleme işlemi, devamı işlemleri belirlemesi yanında muamelenin doğru olup olmadığına karar verilmesi yönünden yardımcı olacak ve tebliği isteyen makam ve hakimin denetimini sağlayacaktır. Tebligat Kanunu'nun 21. maddesine göre yapılan tebligatlarda tebliğ tarihi, maddenin son cümlesinde açıkça belirtildiği üzere, iki numaralı fişin, yani ihbarnamenin kapıya yapıştınldığı tarihtir. Tebliğ tarihinin bu şekilde belirlenmesi ve geçerli sayılabilmesi, tebliğ memurunun yukarıda açıklanan araştırmayı mutlaka yapmasına ve belgelemesine bağlıdır (HGKnun 25.01.2006 tarih ve 2005/2-772/17 sayılı kararı).Ayrıca Tebligat Kanunu'nun 23/9. maddesi gereğince, tebliğ evrakı tebliğ memurunun adı. soyadı ve imzasını, ihtiva etmesi lazımdır.Somut olayda borçlu ....... hakkında yapılan tebliğ işleminin, "Muhatabın adresine gidildiğinde muhatap veya muhatap adına tebliğ yapılabilecek kimselerin adreste bulunmadıkları ve devamlı işte olduğu komşusu ....... tarafından beyan edilmekle Tebligat Kanunu'nun 21. maddesine göre muhtar ......... tebliğ edildiği ve aynı komşusuna haber verildi ve 2 nolu örnek kapıya yapıştırıldı, şerhiyle 26.08.2011 tarihinde Tebligat Kanunu'nun 21. maddesine göre tebliğ edilerek tamamlandığı anlaşılmaktadır. Bu tebliğ şerhinde, haber verilen komşunun imzası veya imzadan imtina ettiği tebligat tutanağına yazılmadığından yapılan tebliğ işlemi Tebligat Kanunu'nun 21. maddesine aykırı olduğundan ve aynı Kanunun 23/9. maddesine göre tebligat mazbatasında tebliğ memurunun adı ve soyadı bulunmadığından usulsüzdür. Tebliğ memurunun gerçekten muhatabın adresine gittiği ve fakat bulamadığı belgelenmemiş, yapılan işlem tebliğ memurunun soyut beyanından ibaret kalmıştır. Bu durumda, borçlu adresine çıkarılan satış ilanının usulüne uygun şekilde tebliğ edilmiş olduğunun kabulüne olanak yoktur (Hukuk Genel Kurulu'nun 18.4.2001 tarih, 2001/6-386 Esas, 2001/389 Karar sayılı ve 22.12.2004 tarih, 2004/12-765 E, 2004/730 K. sayılı kararları).O halde mahkemece, ihalenin feshine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile istemin reddine dair hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17/01/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.