3. Daire 2013/7629 E. , 2014/902 K.ÖDEME EMRI,LIMITED ŞIRKET,ŞIRKET PAYLARINA SAHIP ORTAK,ÖZEL HUKUK SÖZLEŞMESI,HISSE DEVIR SÖZLEŞMESI,KAMU ALACAĞI"İçtihat Metni"Adalet
Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz
olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.
Temyiz Eden : Bornova Vergi Dairesi Müdürlüğü
Karşı Taraf : …
Vekili : Av. …
İstemin Özeti : Ortağı bulunduğu … Makina Sanayi
Bakım Onarım ve Tarım Aletleri İnşaat ve Deri Makinaları İthalat İhracat
Sanayi ve Ticaret Limited Şirketindeki hissesinin tamamını, 20.02.2008
tarihli Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde yayımlanan hisse devir
sözleşmesiyle devreden davacı adına anılan şirkete ait 2008 yılına
ilişkin kurumlar vergisi borcunun tahsili amacıyla 6183 sayılı Amme
Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 35'inci maddesi uyarınca
düzenlenen 29.11.2012 gün ve 7 takip numaralı ödeme emrinin iptali ve
borçlu olunmadığının tespiti istemiyle dava açılmıştır. İzmir 1. Vergi
Mahkemesinin 05.04.2013 gün ve E:2012/1537, K:2013/450 sayılı kararıyla;
11.02.2008 tarihinde hisselerini devreden davacının ortaklık sıfatının
sona erdiği bu tarihe kadar şirket borçlarından sorumlu tutulması
gerektiği, ancak dava konusu ödeme emriyle istenen vergi borçlarının
davacının ortak olduğu dönemde doğduğuna yönelik herhangi bir tespit
bulunmadığından, davacı adına düzenlenen ödeme emrinde hukuka uygunluk
görülmediği gerekçesiyle ödeme emri iptal edilmiş, borçlu olunmadığının
tespit edilmesi yönündeki istem ise incelenmeksizin reddedilmiştir.
Davalı idare tarafından; davanın süresinde açılmadığı ödeme emrine konu
vergi borcunun kazancın elde edildiği 2008 yılında doğduğu, hisse devri
20.02.2008 tarihinde Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde yayımlanarak yıl
içinde ortaklıktan ayrılan davacının 2008 yılına ilişkin tahakkuk eden
ve aylar itibarıyla bölünmesi mümkün olmayan kurumlar vergisi
borçlarının tamamından hissesi oranında sorumlu olacağı ileri sürülerek
kararın iptale ilişkin hüküm fıkrasının bozulması istenmiştir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Tetkik Hakimi : R.Pelin AKÇA
Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde ileri sürülen
iddialar Vergi Mahkemesi kararının bozulmasını sağlayacak durumda
bulunmadığından, temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Üçüncü Dairesince işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyize konu vergi mahkemesi kararının ödeme emrinin, 20.02.2008
tarihinden sonraki döneme isabet eden kamu alacağına ilişkin kısmının
iptal edilmesi yolundaki hüküm fıkrası aynı hukuksal nedenler ve
gerekçeyle Dairemizce de uygun görülmüştür.
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 4369
sayılı Yasanın 21'inci maddesiyle değişik 35'inci maddesinde, limited
şirket ortaklarının, şirketten tahsil imkanı bulunmayan amme alacağından
sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olacakları ve bu
Kanun hükümleri gereğince takibe tabi tutulacakları kurala bağlanmıştır.
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun mükellef ve vergi sorumlusu başlıklı
8 inci maddesinin 3'üncü fıkrasında, vergi kanunlarıyla kabul edilen
haller müstesna olmak üzere, mükellefiyete veya vergi sorumluluğuna
ilişkin özel mukavelelerin vergi dairelerini bağlamayacağı hüküm altına
alınmış olup, limited şirketteki ortaklık payının kısmen veya tamamen
bir üçüncü kişiye devrine ilişkin sözleşmeler, özel hukuk sözleşmesi
olduklarından, kamu alacağının tahsilinden doğan sorumluluğun,
belirtilen nitelikteki pay devri sözleşmeleriyle ortadan kaldırılmasına
olanak bulunmamaktadır.
Bu nedenle 6183 sayılı Yasanın 35'inci maddesinden doğan
ve limited şirket ortaklarını, şirketten tahsiline olanak bulunmayan
kamu alacaklarının ödenmesinden doğrudan doğruya ve payları oranında
sorumlu tutan kural karşısında, tahsili gereken kamu alacağını yaratan
vergilendirmenin ait olduğu dönemde şirketin paylarına sahip ortakların,
bu dönemden sonra paylarını devretmiş olsalar da ortaklık sıfatının
sürdüğü dönemlere ilişkin şirketin kamu borçlarından kaynaklanan
sorumluluklarının kalkacağından söz edilemez.
Davaya konu ödeme emrinde yer alan kamu alacağı, borçlu şirketin
beyanı üzerine tahakkuk eden ve vadesinde ödenmeyen 2008 takvim yılı
kurumlar vergisine ilişkin olup, şirketteki hissesini 07.02.2008 tarihli
hisse devir sözleşmesiyle devredip, bu devir işlemi 20.02.2008 tarihli
Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde ilan edilmek suretiyle ortaklık
sıfatı sona eren davacının, 20.02.2008 tarihine kadar olan şirket tüzel
kişiliğine ait ve şirketten tahsil edilemeyen kamu alacağından hissesi
oranında sorumlu tutulabileceği açıktır. Kusura dayanmayan limited
şirket ortaklarının sorumluluğunun tespitinde, vergilendirme dönemi
takvim yılı olan kurumlar vergisi borcunu doğuran kazancın elde edildiği
ayların bir etkisi bulunmadığı halde, kamu borcunun davacının ortak
olduğu dönemde doğduğuna dair saptama bulunmadığından bahisle ödeme
emrinin tamamının iptal edilmesi hukuka uygun düşmemiştir.
Bu durumda ödeme emrine konu 2008 takvim yılına ait kamu alacağının
01.01.2008-20.02.2008 dönemine isabet eden kısmına ilişkin sorumlu
olunan miktar değerlendirilerek, alacağın tüzel kişinin mal varlığından
tahsil olanağı bulunup bulunmadığı da araştırıldıktan sonra oluşacak
sonuca göre yeniden karar verilmek üzere vergi mahkemesi kararının ödeme
emrinin 01.01.2008-20.02.2008 dönemine isabet eden kamu alacağına
ilişkin kısmının iptali yolundaki hüküm fıkrasının bozulması
gerekmiştir.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kısmen kabulü ile İzmir 1.
Vergi Mahkemesinin 05.04.2013 gün ve E:2012/1537, K:2013/450 sayılı
kararının temyize konu edilen ödeme emrinin, 01.01.2008-20.02.2008
dönemine isabet eden kamu alacağına ilişkin kısmının iptal edilmesi
yolundaki hüküm fıkrasının bozulmasına, ödeme emrinin 20.02.2008
tarihinden sonraki döneme isabet eden kamu alacağına ilişkin hüküm
fıkrasına yöneltilen temyiz isteminin reddi ile sözü edilen hüküm
fıkrasının onanmasına, 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 13'üncü maddesinin
(j) bendi parantez içi hükmü uyarınca alınması gereken harç dahil olmak
üzere yargılama giderlerinin yeniden verilecek kararda karşılanması
gerektiğine, 04.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.