Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 898 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 23954 - Esas Yıl 2012
MAHKEMESİ : İstanbul 16. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 27/12/2011NUMARASI : 2011/518-2011/1435Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :Alacaklı S......G...... tarafından, bonoya dayalı olarak borçlu ........ Şti. hakkında, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takibe başlandığı, örnek 10 numaralı ödeme emri tebliği üzerine adı geçen borçlu vekilinin İİK.nun 168/5. maddesinde öngörülen yasal sürede icra mahkemesine başvurarak, takip dayanağı senedin şirket hissesini devreden ve ortaklar kurulu kararı ile şirket müdürlüğü görevi sona eren ....... tarafından imzalandığını, bu imzanın şirketi bağlamayacağını belirterek takibin iptalini istediği anlaşılmıştır. Başvuru, bu hali ile İİK.nun 168/5. maddesi kapsamında olup, aynı Kanunun 169. maddesi uyarınca borca itiraz niteliğindedir.TTK.nun 322. maddesi gereğince şirket kaşesi ile birlikte atılan imzanın şirketi sorumlu kılabilmesi için imzanın şirketi borç altına sokmaya yetkili kişiler tarafından atılması zorunludur.Takip dayanağı bonoya tanzim tarihi itibari ile imza atan ....... şirketin müdürü olup, şirketi münferiden temsile ve ilzama yetkili olduğu görülmüştür.Somut olayda, keşideci şirketin münferiden temsilinin mümkün olduğu ve şirketin kaşesi üzerine atılan imzanın şirket temsilcisi olarak şirketi borçlandırma iradesi ile atıldığının kabulü gerekir. Bu durumda senette borçlu konumunda olan şirket olup lehtar ise gerçek kişi ......'dir. Hal böyle olunca TTK.nun 585. maddesi hükmüne göre, keşideci ve lehtar sıfatının birleştiğinden de bahsedilemez.O halde mahkemece, borca itirazın reddi yerine yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17/01/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.