Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 889 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 1687 - Esas Yıl 2014





Taraflar arasındaki davadan dolayı; Yargıtay 4.Hukuk Dairesince ilk derece mahkemesi sıfatıyla verilen 22.01.2013 gün ve 2012/23 E.-2013/8 K. Sayılı kararın onanmasını kapsayan ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'ndan çıkan 05.03.2014 gün ve 2013/4-1896 E.-2014/195 K. sayılı ilamın, karar düzeltme yoluyla incelenmesi davacı tarafından verilen dilekçe ile istenilmiştir.HUKUK GENEL KURULU KARARIHukuk Genel Kurulu'nca dilekçe, düzeltilmesi istenen ilam ve dosyadaki ilgili bütün kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:Dava, yargısal faaliyetten dolayı devlet aleyhine açılan tazminat istemine ilişkin olup, davacı Bodrum 2.Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2004/368 esas sayılı dosyasında katılan sıfatı ile yer aldığı halde, dosyaya sunulan bilirkişi raporuna dayanarak, davada yer alan Cumhuriyet Savcısı ve Hakim’in dava dosyalarını karıştırmak suretiyle, Cumhuriyet Savcısı’nın esas hakkındaki mütalaasında,Hakim’in ise karar gerekçesinden kendisini sanık gibi gösterdiğini, müdahil olarak bulunduğu davada suçlu durumuna düşürüldüğünü belirterek, gerçeğe aykırı mütalaa veren Cumhuriyet Savcısı ve mütalaa yönünde karar veren Hakim’in eyleminden dolay 1’er TL manevi tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.İlk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 4.Hukuk Dairesi; “yapılan işlemler yargısal sınırlar içerisinde olup, özel amaç ile davranıldığı yönünde bir delil de bulunmadığı, sınırlı ve sayılı hukuki sorumluluk nedenlerinden hiç birisinin mevcut olmadığı” gerekçesiyle davanın reddine karar vermiş, davacı tarafın temyizi üzerine karar Hukuk Genel Kurulu’nca onanmıştır. Davacı, ilamın karar düzeltme yoluyla incelenmesini istemiştir.Dava devam ederken, 06.03.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6526 Sayılı Kanunun 19.maddesi ile 2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunu’nun 93/A maddesi yürürlükten kaldırılmış; 18.06.2014 gün ve 6545 sayılı Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile 5271 sayılı CMK 141.maddesine 3 ve 4.fıkralar ve aynı Kanun’un 86.maddesi ile 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’a da Geçici Madde 8 eklenmiştir. Bu yeni düzenlemeler karşısında, yargısal faaliyetten dolayı devlet aleyhine açılan tazminat davalarında görev sorununun yeniden tartışılması zorunlu hale gelmiştir.Hukuk Genel Kurulu’ndaki görüşmeler sırasında bir kısım üyelerce, 6545 sayılı Yasanın 70.Maddesi ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 141.maddesine eklenen fıkralar ile aynı Yasanın 86.maddesi ile 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’a eklenen geçici 8.maddenin Anayasa’ya aykırı olduğu, dolayısıyla Anayasa Mahkemesine başvurulması gerektiği ileri sürülmüş ise de, Kurul çoğunluğunca Anayasa Mahkemesine başvurulmasına gerek bulunmadığına oyçokluğu ile karar verilerek, işin esasının incelenmesine geçilmiştir.Hâkimlerin hukuki sorumluluklarına ilişkin konu dava tarihinde yürürlükte bulunan 1086 sayılı HUMK m. 573 ve devamında düzenlenmiş, HUMK’nun 573 ve devamı maddelerinin ceza hakimleri hakkında da uygulanacağı 25.03.1931 gün ve 19-35 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ile kabul edilmişti. Bilindiği gibi dava tarihinden sonra yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK m. 47’de ile hakimlerin hukuki sorumluluklarından dolayı açılacak davalarda görevli mahkeme; ilk derece ve bölge adliye mahkemesi hâkimlerinin fiil ve kararlarından dolayı, Yargıtay ilgili hukuk dairesi, Yargıtay Başkan ve üyeleri ile kanunen onlarla aynı konumda olanların fiil ve kararlarından dolayı Yargıtay Hukuk Genel Kurulu olarak gösterilmiş; Yargıtay ilgili hukuk dairesinin tazminat davası sonucunda vermiş olduğu kararlara ilişkin temyiz incelemesinin Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca; bu Kurulun ilk derece mahkemesi sıfatıyla tazminat davası sonucunda vermiş olduğu kararlara ilişkin temyiz incelemesinin ise Yargıtay Büyük Genel Kurulunca yapılacağı öngörülmüştür.Hakimlerin hukuki sorumluluklarının düzenlendiği 6100 sayılı HMK m. 46’da; “Hâkimlerin yargılama faaliyetinden dolayı Devlet aleyhine tazminat davası açılabileceği kabul edilmiş ve madde gerekçesinde hakim kavramı ile yargı yetkisini kullanan tüm hakimlerin kastedildiği belirtilmiştir.6110 sayılı Kanunun Geçici 2 maddesi uyarınca da, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu yürürlüğe girinceye kadar, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 573 üncü maddesindeki sebeplere dayanılarak açılacak tazminat ve rücu davalarında tıpkı 6100 sayılı HMK m. 47’dekine benzer görev düzenlemesi yapılmıştır.Öte yandan 6110 sayılı Kanun ile 2802 sayılı Kanuna eklenen 93/A maddesi ile Hâkim ve savcıların bir soruşturma, kovuşturma veya davayla ilgili olarak yaptıkları işlem, yürüttükleri faaliyet veya verdikleri her türlü kararlar nedeniyle; ancak Devlet aleyhine tazminat davası açılabileceği, kişisel kusur, haksız fiil veya diğer sorumluluk sebeplerine dayanılarak da olsa hâkim veya savcı aleyhine tazminat davası açılamayacağı; bu madde hükümlerinin, Yüksek mahkemelerin başkanları, başkanvekilleri, daire başkanları ve üyeleri ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, Danıştay Başsavcısı ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcıvekilinin bir soruşturma, kovuşturma veya davayla ilgili olarak yaptıkları işlem, yürüttükleri faaliyet veya verdikleri her türlü kararlar nedeniyle açılacak tazminat davaları hakkında da uygulanacağı kabul edilmiş bulunmaktaydı. İlk derece mahkemesi sıfatıyla 4. Hukuk Dairesince açıklanan bu yasal düzenlemeler çerçevesinde, C.Savcısı ile Ceza Mahkemesi hakiminin yargısal faaliyetinden dolayı devlet aleyhine açılan tazminat davası görülüp sonuçlandırılmış, temyiz incelemesi ise Hukuk Genel Kurulunca yapılmıştır. Ne var ki, temyiz incelemesinden sonra hakim ve savcılar aleyhine açılacak tazminat davaları konusunu düzenleyen 2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunun 93/A maddesi yürürlükten kaldırılmıştır.Karar düzeltme aşamasında, yapılan yeni düzenlemeler karşısında görev konusunun yeniden ele alınması gerekmiştir. Yukarıda söz edilen 5271 sayılı CMK m. 141’e eklenen 3.fıkrada; suç soruşturması veya kovuşturması sırasında kişisel kusur, haksız fiil veya diğer sorumluluk hâlleri de dâhil olmak üzere hâkimler ve Cumhuriyet savcılarının verdikleri kararlar veya yaptıkları işlemler nedeniyle tazminat davalarının ancak Devlet aleyhine açılabileceği öngörülürken; 28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 86. Maddesi ile 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanuna eklenen Geçici 8.madde ile de; kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce suç soruşturması ve kovuşturması sırasında yapılan her türlü işlem veya alınan karar nedeniyle hâkimler ve Cumhuriyet savcıları hakkında hukuk mahkemelerinde açılan ve hâlen derdest olan tazminat davasına ilişkin dosyalar mahkemesince, Yargıtay incelemesinde bulunan dosyalar ise esası incelenmeksizin ilgili dairece yetkili ağır ceza mahkemesine gönderileceği, bu davaların ağır ceza mahkemelerince, Ceza Muhakemesi Kanununun 141 ve devamı maddeleri uyarınca Devlet aleyhine yürütülmek suretiyle karara bağlanacağı öngörülmüştür. Görev hususu kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında mahkemece resen nazara alınmalıdır.Bilindiği gibi bir davada olayları ileri sürme yanlara, hukuki nitelendirme ise Yargıca aittir(HMK. m. 33). Davada mahkemelerin görevi de bu hukuki nitelendirmeye göre belirlenir. Eldeki olayda ceza kovuşturması sırasında C.Savcısı ve Hakimin işlem ve alınan kararlar nedeniyle Devlet aleyhine tazminat davası açıldığının anlaşılmasına göre, 5320 sayılı Kanuna eklenen Geçici Madde 8 uyarınca görevli mahkemenin Ağır Ceza Mahkemesi olduğu konusunda duraksama bulunmamaktadır. Aynı madde uyarınca Yargıtay incelemesinde bulunan dosyaların esası incelenmeksizin yetkili ağır ceza mahkemesine gönderileceğinin kabul edilmiş bulunması karşısında; Hukuk Genel Kurulunun onama kararının kaldırılması ve ilk derece mahkmesi sıfatıyla 4. Hukuk Dairesince görev konusunda bu yeni duruma göre bir karar verilmek üzere hükmün bu değişik gerekçe ile bozulması gerekmiştir.S O N U Ç : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı karar düzeltme isteminin kabulü ile; Hukuk Genel Kurulu’nun onamaya ilişkin 05.03.2014 gün, 2013/4-1896 esas ve2014/195 sayılı kararının KALDIRILMASINA; göreve ilişkin yeni duruma göre bir karar verilmek üzere hükmün BOZULMASINA, istek halinde karar düzeltme harcının yatırana geri verilmesine, 12.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.