Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 8825 - Karar Yıl 2011 / Esas No : 1879 - Esas Yıl 2011





Ödeme şartının ihlâli suçundan sanık Süleyman Karaarslan hakkında yapılan yargılama sonunda, şikâyetten vazgeçme nedeniyle 2004 sayılı İcra ve İflâs Kanunu'nun 354. maddesi uyarınca davanın düşürülmesine dair, Söke İcra Mahkemesinin 20/09/2010 tarihli ve 2010/267 esas, 2010/830 sayılı kararına yönelik itiraz üzerine, itirazın reddine dair Söke Ağır Ceza Mahkemesinin 05/11/2010 tarihli ve 2010/1488 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya aleyhine, Adalet Bakanlığından verilen 02.02.2011 gün ve 2011/1330/7326 sayılı kanun yararına bozma talebini içeren Yargıtay C.Başsavcılığının 17/02/2011 gün ve K.Y.B.2011/84830 sayılı tebliğnamesi ile dava dosyası Daireye gönderilmekle dosya incelendi.Tebliğnamede, Söke İcra Müdürlüğünün 2009/315 sayılı dosyası üzerinden yürütülen icra takibi sırasında, 23/07/2009 tarihinde yapılan haciz sırasında borçlu sanığın söz alarak, borcu taksitler hâlinde ödemeyi kabul ve taahhüt ettiği, ancak, 28/08/2009 tarihli taksidi ödememesi nedeniyle açılan dava sonunda, Söke İcra Mahkemesince 28/12/2009 tarih ve 2009/747 esas, 2009/1103 sayı ile sanığın bir ay tazyik hapsiyle cezalandırılmasına karar verildiği, bilahare şikâyetçi vekilinin 11/08/2010 tarihli dilekçesiyle borçlunun borcun bir kısmını ödemiş olmasından dolayı anılan Mahkeme dosyasına şâmil olmak üzere şikâyetinden vazgeçmesi nedeniyle de 11/08/2010 tarihli ek kararla cezanın düşürülmesine karar verildiği,Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 30/01/2007 tarih ve 2007/16-11 esas, 2007/12 sayılı ilâmında da belirtildiği üzere, borcunu taksitler hâlinde ödemeyi kabul ve taahhüt eden sanığın her bir taksit için ayrı ayrı olmak üzere toplam üç aya kadar hapsen tazyikine karar verilebileceği, her biri ayrı ve bağımsız açılan davalarda sonraki taksitler için açılan davaların önceki şikâyetten vazgeçme nedeniyle düşürülmesinin, sonraki taksitlerin ödenmemesi hâlinde bu eylemlerin yaptırımsız kalması sonucunu doğuracağı, bu nedenle de Söke İcra Mahkemesince 28/12/2009 tarih ve 2009/747 esas, 2009/1103 sayı ile bir ay tazyik hapsiyle cezalandırılmasına karar verilen sanığın, her biri ayrı suç oluşturan sonraki taksitleri ödememesi eylemi nedeniyle iki aya kadar daha tazyik hapsi ile cezalandınlabileceği, müşteki vekilinin yalnızca ilk taksidin ödenmemesi nedeniyle cezalandırılmasına karar verilen sanık hakkındaki şikâyetinden vazgeçmesinin, sonraki taksitlerin ödenmemesi hâlinde açılacak davaları kapsamayacağı nazara alınmadan, vazgeçme nedeniyle davanın düşürülmesine yönelik itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesi isabetsiz olduğundan anılan hükmün 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309.maddesi uyarınca bozulması gereğine işaret edilmiştir.GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:Dosya kapsamına göre, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 5358 sayılı Yasa ile değişik 340.maddesi "111 inci madde mucibince veya alacaklının muvafakati ile icra dairesinde kararlaştırılan borcu ödeme şartını, makbul bir sebep olmaksızın ihlal eden borçlunun, alacaklının şikayeti üzerine, üç aya kadar tazyik hapsine karar verilir. Hapsin tatbikine başlandıktan sonra borçlu borcun tamamını veya o tarihe kadar icra veznesine yatırmak zorunda olduğu meblağı öderse tahliye edilir; ödemelerini tekrar keserse hakkında tazyik hapsine yeniden karar verilir. Ancak, bir borçtan dolayı tazyik hapsinin süresi üç ayı geçemez." hükmünü içermektedir.Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 29.09.2009 gün ve 188-205 sayılı kararında da vurgulandığı üzere, ilk taksitin ödenmemesi üzerine, borçlunun hapsen tazyik ile cezalandırılmasından sonra bu cezanın infazı sırasında söz konusu taksiti ödemesi halinde tahliye edilecek, ancak sonraki taksiti ödememesi durumunda eylemi yeniden yaptırımı gerektirecektir. Ancak, ilk taksitin ödenmemesi üzerine üç aya kadar tazyik hapsi kararının tamamının infazı halinde takip eden taksitlerin ödenmemesi durumunda artık borçlunun cezalandırılması olanağı kalmayacaktır. Bir başka anlatımla, ilk taksitin ödenmemesi nedeniyle maddede öngörülen cezanın tamamının infazı halinde, yaptırım uygulama olanağı kalmadığından, diğer taksitlerin ödenmemesi ayrıca bir taahhüdü ihlal kabahatini oluşturmayacaktır.Bu açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında; borçlunun Söke İcra Müdürlüğünün 2009/315 esas sayılı dosyasında başlatılan takip nedeniyle 23.07.2009 tarihinde borcu taksitler halinde ödeme taahhüdünde bulunduğu, 28.08.2009 tarihli ilk taksidini ödememesi üzerine yapılan şikayet sonucu Söke İcra Mahkemesinin 28.12.2009 tarih ve 2009/747-1103 sayılı kararıyla bir ay tazyik hapsi ile cezalandırılmasına karar verildiği, şikâyetçi vekilinin 11/08/2010 tarihli dilekçesiyle, şikâyetinden vazgeçmesi nedeniyle Ayvalık İcra Mahkemesinin 11.08.2010 tarih ve 2009/747-1103 sayılı ek kararıyla cezanın düşürülmesine karar verildiği anlaşılmaktadır.Borçlunun aynı taahhüde bağlı borcunun 28.12.2009 tarihli taksitini ödememesi nedeniyle yapılan şikayet üzerine, Söke İcra Mahkemesinin 20/09/2010 tarih ve 2010/267 esas, 2010/830 sayılı kararı ile; şikâyetçi vekilinin 11/08/2010 tarihli dilekçesi ile "...borcun bir kısmını ödememiş olması nedeniyle bu dosya hakkındaki tazyik hapsi şikayetimizden vazgeçtiğimizden dolayı cezanın düşürülmesini istiyoruz. İİK'nun 354. maddesi gereğince bu dosya için şikayetten vazgeçme nedeniyle sanık hakkında verilen ( bu ceza dosyasına şamil olmak üzere) cezanın düşürülmesine..." talep ettiği göz önünde bulundurulduğunda, vazgeçmenin bu icra dosyasındaki şikayete ilişkin olduğunun ve sonraki taksitleri ödememesi halinde açılacak davaları kapsamayacağının kabulü zorunludur Mahkemece ilk taksitin ödenmemesi nedeniyle borçlunun bir ay tazyik hapsi ile cezalandırılmasına ilişkin Söke İcra Mahkemesinin 28.12.2009 tarih ve 2009/747-1103 sayılı kararının tamamen infaz edilip edilmediği araştırılmadan, 28/12/2009 tarihli taksitin ödenmemesi nedeniyle Söke İcra Mahkemesinin 20/09/2010 tarih ve 2010/267 esas, 2010/830 sayılı 2004 sayılı İcra ve İflâs Kanunu'nun 354. maddesi uyarınca sanık hakkındaki davanın düşürülmesi kararına yönelik itirazın kabulü yerine reddine karar verilmesi isabetsizdir.Açıklanan nedenlerle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen tebliğname yerinde görülmekle, Söke Ağır Ceza Mahkemesinin 05/11/2010 tarihli ve 2010/1488 değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın yenilenmesi yasağı nedeniyle bozma kararı doğrultusundayeniden yargılama yapılmasının gerekmediğine,dosyanın mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığına tevdiine, 13.12.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.