Davacı vekili, davalının kendisine teminat olarak verilen çeki icra takibine koyduğunu, müvekkilinin davalı ile aralarındaki ticari ilişkiden kaynaklanan tüm borçlarının ödediğini, takibe konulan çek nedeniyle herhangi bir borcunun bulunmadığını bildirerek müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespiti ile %40 tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, müvekkilinin davacıya sattığı kalorifer yakıtın bedelinin davacı tarafça ödenmediğini bilahare davacının ekonomik sıkıntı içinde olduğunu, çeklerinin piyasada kabul görmediğini bildirerek müvekkilinden hatır çeki istediğini, müvekkilinin de şirket ortağı Selim'e ait hatır çekini verebileceğini, ancak davacının ortağı olan şirkete satılan malın teminatı olmak üzere aynı bedel ve miktarlı bir çek verilmesini davacının talep ettiğini, davacının kabul etmesi üzerine şirket ortağı Selim'e ait hatır çekini vererek dava konusu çeki aldıklarını, ancak davacı ve ortağı olduğu şirket satın aldıkları malın bedelini ödemediklerinden çekin teminat fonksiyonunun devam ettiğini bildirerek davanın reddi ile %40 tazminatın davacıdan tahsilini istemiştir.Mahkemece, davanın kısmen kabulüne dair verilen kara Dairemizin20.06.2005 tarihli, 2005/4532 E, 2005/6886 K. sayılı ilamı ile dava konusu çekin teminat çeki olduğu hususunda uyuşmazlık bulunmadığı, uyuşmazlığın çekin teminat fonksiyonunun devam edip etmediği, temin ettiği alacağın ödenip ödenmediği hususunda olduğu, hükme esas alınan raporun eksik olduğu, mahkemece iki tarafın ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak dosyaya sunulan ödeme makbuzları ve dekontları da gözetilmek suretiyle bu çek ile teminat altına alındığı iddia edilen borcun ödenip ödenmediğinin tespit edilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmuştur.Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılamada toplanan deliller ve bilirkişi raporuna göre, davacının davaya konu teminat çeki ile teminat altına alınan borcun ödendiğini ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın REDDİNE karar vermiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Mahkemece bozmaya uyulduğu halde bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Zira, dava konusu çekin teminat çeki olduğu tarafların kabulündedir. Davacı, davalıdan aldığı malların bedelini ödediğini ve dolayısıyla çekin teminat fonksiyonunun sona erdiğini ve karşılıksız kaldığını iddia etmiş ve bu iddiasının kanıtı olarak dosyaya banka ödeme listesi ibraz etmiştir.Havale dekontlarında havale ne amaçla yapıldığı belirtilmedikçe kural olarak havalenin mevcut bir borcun tediyesine yönelik olarak yapıldığı kabul edilir. Bu durumda mahkemece bilirkişiden söz konusu havalelerle ilgili inceleme yaptırılıp görüş alınarak, davalın bu ödemelerinin başkaca bir alacağa yönelik olduğu yolunda savunması varsa ispat külfetinin bu yönden davalıya geçeceği de gözetilerek toplanan deliller hep birlikte değerlendirilmek suretiyle varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, bozmadan sonra alınan varsayıma dayalı bilirkişi raporunun hükme esas alınması doğru görülmemiştir.SONUÇYukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 12.07.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.