Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 88 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 160 - Esas Yıl 2015





Mahkemesi : ... Ağır Ceza...'nu kasten öldürme suçundan TCK'nun 38/1 ve 37/1. maddeleri delaletiyle 82/1-a, 62, 53, 58 ve 63. maddeleri gereğince müebbet hapis cezasıyla cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna, cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ve mahsuba,Katılanlar ... ve ... ile mağdure ...'i olası kastla öldürme suçuna teşebbüsten TCK'nun 38/1 ve 37/1. maddeleri delaletiyle 81/1, 21/2, 35, 62, 53 ve 58. maddeleri gereğince üç kez 10 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna ve cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine,Sanık ...'ın;...'nu kasten öldürme suçundan TCK'nun 37/1. maddesi delaletiyle 82/1-a, 62, 53, 58 ve 63. maddeleri gereğince müebbet hapis cezasıyla cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna, cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ve mahsuba,Katılanlar ... ve ... ile mağdure ...'i olası kastla öldürme suçuna teşebbüsten TCK'nun 37/1. maddesi delaletiyle 81/1, 21/2, 35, 62, 53 ve 58. maddeleri gereğince üç kez 10 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna ve cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine,6136 sayılı Kanuna muhalefet suçundan aynı kanunun 13/2 ve TCK'nun 62, 53 ve 58. maddeleri uyarınca 4 yıl 2 ay hapis ve 375 Lira adli para cezasıyla cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna ve hapis cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine,Sanık ...'ın;...'nu kasten öldürme suçundan TCK'nun 37/1. maddesi delaletiyle 82/1-a, 62, 53 ve 63. maddeleri gereğince müebbet hapis cezasıyla cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna ve mahsuba,Katılanlar ... ve ... ile mağdure ...'i olası kastla öldürme suçuna teşebbüsten TCK'nun 37/1. maddesi delaletiyle 81/1, 21/2, 35, 62 ve 53. maddeleri gereğince üç kez 10 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluğuna, ayrıca tüm sanıklar hakkında TCK'nun 54. maddesi uyarınca müsadereye ilişkin, ... Ağır Ceza Mahkemesince verilen ... gün ve... sayılı kasten öldürme suçu bakımından re'sen temyize tâbi olan hükümlerin, Cumhuriyet savcısı ile sanıklar ve müdafileri tarafından da temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay ... Ceza Dairesince ... gün ve ... sayı ile;"16.07.2007 tarihinde maktul ...'nun öldürülmesi, mağdurlar ..., ... ve ...’ın yaralanması eylemi ile ilgili olarak açılan davada yapılan yargılama sonunda sanıklar ..., ..., ...’ın, mahkûmiyetine, ... ve ...... hakkında maktul ...’nun öldürülmesine diğer sanıklar ..., ... ve ...’ı azmettirme, 6136 sayılı Kanuna muhalefet ve çalıntı araç kullanma suçlarından Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulmasına karar verildiği anlaşılmakla; mahkemenin ... ve ...... hakkında maktul ...’ın öldürülmesi olayı ile ilgili olarak yaptığı ihbarın sonucunun beklenmesi, ... ve ... hakkında Cumhuriyet savcılığı tarafından yapılan soruşturma sonucunda dava açılmayıp takipsizlik kararı verildi ise takipsizlik kararına ilişkin soruşturma dosyasının bu dava dosyası içerisine alınması, dava açıldı ise aralarındaki hukuki ve fiili irtibat nedeniyle her iki dava dosyanın birleştirilerek delillerin birlikte değerlendirilmesi ve sanıkların hukuki durumunun buna göre tayin ve tespiti gerektiği düşünülmeden, eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması" isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.Yerel mahkeme ise ... gün ve ... sayı ile;“...Sanıklar hakkındaki iddianame 05.12.2007 tarihinde düzenlenmiştir. Sanıklar ..., ... ve ... tutuklu olarak yargılanmaktadır. CMK'nun 225/1. maddesi 'Hüküm ancak iddianamede unsurları gösterilen suça ilişkin fiil ve faili hakkında verilir' hükmünü içermektedir. Mahkememizce yapılan yargılama sonunda, iddianamede gösterilen sanıkların iddia edilen ve unsurları gösterilen eylemleri hakkında hüküm kurulmuş, tutuklu sanıkların tutukluluk durumlarının devamına hükmen karar verilmiştir. Ayrıca yukarıda belirtildiği gibi sanıklar ... ve ...'ın savunma içeriklerine göre ...... ve ... hakknda ...'nun öldürülmesine diğer sanıklar ..., ... ve ...'ı azmettirme, 6136 sayılı Yasaya muhalefet ve çalıntı araç kullanmak suçlarından suç duyurusunda bulunulmasına karar verilmiştir.CMK'nun 170. maddesi ile kamu davası açma görevi Cumhuriyet savcılığına verilmiştir.Davasız yargılama olmaz ilkesi ve Cumhuriyet savcılığının kamu davası açma tekeline sahip olması, hükümle birlikte suç duyurusunda bulunulan sanıklar hakkında daha önceki iddianame ile sanıkların eylemlerinin silahlı tehdit suçunu oluşturduğu iddiası ile kamu davası açılmış olması da gözetilerek, suç duyurusu üzerine kamu davası açılıp açılmayacağı belli değildir.Anayasa'nın 36. maddesinde herkesin adil yargılanma hakkına sahip olduğunun belirtilmesi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 6. maddesinde adil yargılanma hakkı kapsamında yargılamanın makul süre içinde yapılmasına işaret edilmiş olması, ağır ceza mahkemesinde görülen işlerdeki azami tutukluluk süresine ilişkin CMK'nun 102/2. maddesi gözönüne alındığında; tutuklu işte kamu davası açılıp açılmayacağı belli olmayan ihbar sonucunun beklenmesinin usul ve yasaya uygun olmadığı kanaatine varılmıştır. Suç duyurusu üzerine kamu davası açılması halinde bu dosya kapsamı da delil olarak değerlendirilmek suretiyle yargılama yapılacağı açıktır. Direnilmesine karar verilen mahkememizin önceki kararında sanıkların eylemlerinin sübutu ve niteliği tartışılıp değerlendirilmiştir. Suç duyurusunda bulunulan sanıklar hakkında dava açılması veya açılmaması sanıkların hukuki durumlarını etkileyecek nitelikte değildir" gerekçesiyle önceki hükümde direnmiştir.Kasten öldürme suçu yönünden re'sen temyize tâbi olan bu hükümlerin de sanıklar ... ve ... ile müdafileri ve sanık ... tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının ... gün ve ... sayılı "onama ve bozma" istekli tebliğnamesi ile 16.10.2015 gün ve aynı sayılı "onama" istekli ek tebliğnamesiyle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.TÜRK MİLLETİ ADINACEZA GENEL KURULU KARARICeza Genel Kurulunda duruşmalı inceleme yapılabileceğine dair yasal bir düzenleme bulunmadığından, 1412 sayılı CMUK'nun 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen yürürlükte bulunan 318. maddesi uyarınca, sanık ...'ın duruşma isteminin reddine karar verilmiş, temyizin kapsamına göre inceleme sanıklar ..., ... ve ... hakkında kasten öldürme ve olası kastla öldürme suçuna teşebbüs, sanık ... hakkında ayrıca 6136 sayılı Kanuna muhalefet suçundan kurulan mahkûmiyet hükümleriyle sınırlı olarak yapılmıştır.Özel Daire ile yerel mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; yerel mahkemece eksik araştırmaya dayalı olarak hüküm kurulup kurulmadığının belirlenmesine ilişkin ise de, Yargıtay İç Yönetmeliğinin 27. maddesi uyarınca öncelikle; yüklenen suçların alt sınırı itibarıyla sanık ...'ın müdafii hazır bulundurulmaksızın hüküm kurulmasının savunma hakkının kısıtlanması niteliğinde olup olmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir.İncelenen dosya kapsamından;Yerel mahkemece, bozma kararından sonra yapılan yargılamada, sanık ...'ın zorunlu müdafiinin yokluğunda hüküm kurularak direnme kararı verildiği anlaşılmaktadır.1 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe giren 5271 sayılı CMK’nun 150/3. maddesinde, üst sınırı en az beş yıl hapis cezasını gerektiren suçlardan dolayı yapılan soruşturma ve kovuşturmada, şüpheli veya sanığın müdafisinin bulunmaması halinde talebi aranmaksızın kendisine müdafii atanacağı hüküm altına alınmış iken, 19.12.2006 günlü Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 5560 sayılı Kanunun 21. maddesi ile 5271 sayılı CMK’nun 150. maddesinde değişiklik yapılarak bu zorunluluk, alt sınırı beş yıldan fazla hapis cezasını gerektiren suçlara şamil kılınmış, bu şekilde daha önce üst sınırı en az 5 yıl hapis cezası gerektiren suçlarda sanıklar için zorunlu müdafi atanması sistemi, alt sınırı 5 yıldan daha fazla hapis cezası gerektiren suçlardan yargılanan sanıklarla sınırlandırılmıştır.5271 sayılı CMK'nun “Duruşmada hazır bulunacaklar” başlıklı 188. maddesinin birinci fıkrası “Duruşmada, hükme katılacak hâkimler ve Cumhuriyet savcısı ile zabıt kâtibinin ve Kanunun zorunlu müdafiliği kabul ettiği hâllerde müdafiin hazır bulunması şarttır” şeklinde düzenlenmiş olup, kanunun zorunlu müdafiliği kabul ettiği hallerde müdafiin karar duruşması da dahil tüm duruşmalarda hazır bulunması şarttır.1412 sayılı CMUK’nun 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen yürürlükte bulunan 308. maddesinin 5. fıkrası ile 1 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe giren 5271 sayılı CMK’nun hukuka kesin aykırılık hallerini düzenleyen 289. maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi uyarınca Cumhuriyet savcısı veya duruşmada kanunen mutlaka hazır bulunması gereken diğer kişilerin yokluğunda duruşma yapılması durumunda da hukuka kesin aykırılık hali bulunduğu kabul edilmiştir.Bu açıklamalar ışığında ön soruna ilişkin olarak yapılan değerlendirmede;Yerel mahkeme hükmünün Özel Daire tarafından bozulmasından sonra yapılan yargılamada, alt sınırı beş yıldan fazla hapis cezasını gerektiren kasten öldürme suçundan ve olası kastla öldürme suçuna teşebbüsten yargılanan sanık ...'ın müdafii hazır bulunmaksızın duruşma yapılarak hükmün tefhim edilmesi usul ve kanuna aykırıdır.Bu itibarla, yerel mahkeme direnme hükmünün, saptanan bu usuli nedenlerden dolayı bağlantı nedeniyle direnmeye konu tüm sanıklar yönünden sair yönleri incelenmeksizin bozulmasına karar verilmelidir.SONUÇ:Açıklanan nedenlerle;1-... Ağır Ceza Mahkemesinin ... gün ve ... sayılı direnme hükmünün, alt sınırı beş yıldan fazla hapis cezasını gerektiren kasten öldürme suçundan ve olası kastla öldürme suçuna teşebbüsten yargılanan sanık ...'ın müdafii hazır bulunmaksızın duruşma yapılıp direnme hükmü kurulması isabetsizliğinden sair yönleri incelenmeksizin bağlantı nedeniyle direnmeye konu tüm sanıklar yönünden BOZULMASINA,2-Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 23.02.2016 tarihinde yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.