Taraflar arasındaki “kamulaştırma bedelinin arttırılması” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Bandırma 2.Asliye Hukuk Mahkemesi’nce davanın kısmen kabulüne dair verilen 05.06.2009 gün ve 2006/383 E-2009/94 K.sayılı kararın incelenmesi davalı vekilince istenilmesi üzerine, Yargıtay 18.Hukuk Dairesi’nin 31.01.2011 gün ve 2010/12893 E-2011/884 K. sayılı ilamı ile;(...Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir.Ancak;1-Davacı vekilinin düşük değerli raporu kabul edip etmediği yönünde beyanı alınarak düşük değerli raporu kabul etmesi halinde bu rapora göre kabul etmezse iki raporu uzlaştırıcı rapor almak üzere üçüncü bilirkişi heyeti ile yeniden keşif yapılıp rapor alınarak ortalamayı veren rapora göre hüküm kurulması gerekirken yüksek değerli rapor esas alınarak fazlaya hükmedilmesi,2-Kamulaştırma Yasasının 14.maddesinde, kamulaştırmaya konu taşınmaz malın sahibinin yapılan tebligat gününden veya tebliğ yerine geçen ferağ tarihinden itibaren 30 gün içinde, takdir olunan bedel ile maddi hatalara karşı adli yargıda dava açılabileceği hükmüne yer verilmiş olup, bedele ilişkin olarak açılacak dava yönünden yasada öngörülen, hak düşürücü nitelikteki bu süre geçtikten sonra malikin artık bedel konusunda dava açma hakkı bulunmamaktadır.Malikin dava hakkının bulunduğu hak düşürücü süre içerisinde bedel artırım davası açıldıktan sonra HUMK’nun 86 ve müteakip maddelerine dayanılarak müddeabihin artırılmasına yönelik ıslah isteme hakkı mevcut ise de, bu süre geçtikten sonra bedelin daha da artırılması gerektiğinden bahisle ayrı bir davaya da konu edilemeyecek olan ilave bedel için ıslah talebinde bulunulmasına yasal olanak yoktur. Başka bir deyişle, ıslah istendiği tarihte dava hakkı düşmüş ise, bu husus ıslah istemine konu edilemez. Buna göre hak düşürücü süre geçtikten sonraki ıslah isteminin reddine karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi, 3-Artırılan bedel için dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesiyle yetinilmesi gerekirken, kararın kesinleşmesinden sonrası için de kamu alacakları için uygulanan en yüksek faize hükmedilmesi, 4-Mahkeme kararının hüküm fıkrasında her bir davacının payı ve alacağı bedelin açıkça gösterilmesi gerekirken, infazda tereddüt yaratacak şekilde hüküm kurulması,Doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir...) gerekçesi ile bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.TEMYİZ EDEN : Davalı vekili HUKUK GENEL KURULU KARARI Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:Dava, kamulaştırma bedelinin arttırılması istemine ilişkindir. Davacılar vekili, davacıların paydaşı olduğu 1263 parsel sayılı taşınmazın davalı idarece kamulaştırıldığını, ancak kamulaştırma bedelinin düşük belirlendiğini ileri sürerek, bedelin arttırılmasını istemiştir. Davacılar vekili, mahkemeye sunduğu 04.02.2009 harç tarihli ıslah dilekçesi ile de bedeli arttırmıştır.Mahkemece, davacı R. E. yönünden; mirasçılarının mirası reddettikleri gerekçesi ile davasının reddine; diğer davacılar yönünden ise, ıslah talebi de gözetilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Davalı vekilinin temyizi üzerine karar, Özel Daire'ce yukarıya metni aynen alınan gerekçe ile bozulmuştur. 1-Yerel Mahkemece, bozma ilamının 1,3 ve 4.bentlerindeki bozma sebeplerine uyulmuş olup, davalı vekilinin bozma ilamının uyulan kısımları yönünden temyiz incelemesinin Özel Daire'ce yapılması gerekir.2-Bozma ilamının 2.bendine ise Yerel Mahkeme önceki gerekçe ile direnmiştir.Direnme kararını temyize davalı vekili getirmiştir. Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; ıslaha konu edilen ilave bedele ilişkin Kamulaştırma Yasası'nın 14. maddesi uyarınca, hak düşürücü sürenin geçip geçmediği, buna göre ıslaha konu istemin reddine karar verilmesi gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır. Dosya içeriği ve toplanan delillere göre; dava konusu 1263 parsel sayılı taşınmazın mülkiyetinin, 21.10.1952 tarihinde açılan Bandırma Kadastro Mahkemesi’nin 03.06.2005 Tarih, 1964/76 Esas, 2005/7 Karar sayılı ilamı ile, tespit gibi davacılara aidiyetine karar verilmiştir. Kadastro Mahkemesi'ndeki yargılama sırasında dava konusu taşınmazın, davalı Kuşcenneti Çevre Birliği adına Kamulaştırma Kanunu’nun 16.maddesi uyarınca, 13.08.1998 tarihinde tescil edildiği anlaşılmaktadır. Kamulaştırılan taşınmazın tapulu malikleri dışında zilyetlerince de kamulaştırma bedelinin arttırılmasına ilişkin davanın açılabileceği gözetildiğinde; kamulaştırma davalarında dava açmanın hak düşürücü süreye tabi olması (Kamulaştırma Kanunu m.14) ve bu süre geçtikten sonra tapunun kesinleşmiş olmasının, davacılara, ıslah yolu ile de olsa ek dava açma hakkı sağlamayacağına göre, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen bozma ilamına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnilen kısım yönünden yerel mahkeme kararı bozulmalıdır.SONUÇ : 1-(1)nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 18.HUKUK DAİRESİ’ne gönderilmesine oybirliği ile; 2-(2)nolu bentte açıklanan gerekçelerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma ilamında gösterilen nedenlerden dolayı, 6217 sayılı Kanun'un 30.maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 Sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, aynı kanunun 440.maddesi uyarınca hükmün tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19.06.2013 gününde oyçokluğu ile karar verildi.
Bilmeniz halinde fark yaratacak kararlar
Avukatın danışıklı icra takibi ve haciz, satış işlemleri yapmasının zincirleme şekilde kamu görevlisinin resmi belgede sahtecilik suçu oluşturacağı
DAVA VE KARAR:
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği
düşünüldü.
Yapılan yargılamaya,
toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına
uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre ye
Alt İşveren-Üst işveren-Rücu ve birlikte sorumluluk ilkeleri-sorumluluk dönemi-çalışma süresi
Taraflar arasındaki “rücuan tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 11. Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 15.12.2011 gün ve 2010/532E., 2011/483 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 13. Hukuk Dairesini
Davadan feragat nedir?- Davanın geri alınması nedir? Davayı takipsiz bırakmak ya da davanın müracaata bırakılması nedir?
Davacı,
iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın
ödetilmesi davasının yapılan yargılaması
sonunda.....Avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra
duruşmaya son verilerek aynı gün Tetkik Hakimi tarafından
düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği
Yargıtay
Yargıtay Karar Arama
Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları Arama
Yargıtay Ceza Dairesi Kararları Arama
Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır ?
Yargıtay Daire Bilgileri İle Dosya Sorgulama
Yargıtay Yerel Mahkeme Bilgileri İle Dosya Sorgulama
Yargıtay Kanunu
Yargıtay İş Bölümü
Yargıtay Haberleri
Karar Arama
Yargıtay Kararları
Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları
Yargıtay Ceza Dairesi Kararları
BAM Kararları
Danıştay Kararları
Anayasa Mahkemesi Kararları
Uyuşmazlık MAhkemesi Kararları
Karar Arama Nasıl Yapılır?
Emsal Karar ve Emsal Karar Arama Nedir?
Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır?
BAM Karar Arama Nasıl Yapılır?
Danıştay Karar Arama Nasıl Yapılır?
Anayasa Mahkemesi Karar Arama Nasıl Yapılır?