Davacı Muammer'e velayeten Harun vekili tarafından, davalı İçişleri Bakanlığı aleyhine 16.05.2001 gününde verilen dilekçe ile maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 03.05.2005 günlü karann Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde İstenilmekle, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar İncelenerek gereği görüşüldü. 1-Dosyadaki yazılara, karann dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, Özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir. 2-Davalının diğer temyiz itîrazlanna gelince; dava, trafik kazası nedeniyle uğranılan gelir kaybı ve bakıcı ücreti giderinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, kararı davalı temyiz etmiştir. Dosya kapsamından davacı uzman çavuşun 02 Nisan 1997 günü askeri araçta bulunduğu esnada sürücünün sebep olduğu kaza neticesinde, % 100 meslekte kazanma gücünü kaybedecek ve ömür boyu başkasının bakımına muhtaç hale gelecek şekilde yaralandığı ve sözleşmesinin 05.02.2001 tarihinde feshedildiği anlaşılmaktadır. İçişleri Bakanlığı Jandarma Genel Komutanlığının 05 Mayıs 2004 günlü cevabi yazısında, davacıya 07 Eylül 2001 tarihinde 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanun uyarınca 43.000.000.000 TL ödeme yapıldığı belirtilmiştir. Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında 2330 sayılı Kanun'un 6. maddesi hükmüne göre, bu kanun hükümleri uyarınca ödenecek maddi tazminat ile bağlanacak emekli aylığı; uğranılan maddi ve manevi zararların karşılığı olup, yargı mercilerinde maddi ve manevi zararların karşılığı olarak kurumların ödemekle yükümlü tutulacakları tazminatın hesabında bu kanun hükümlerine göre ödenen maddi tazminat ile bağlanmış bulunan aylıkların gözönünde tutulması gerekmektedir. Şu halde, 2330 sayılı Yasa'ya göre ödenen 43.000.000.000 TL'nin raporun alındığı tarihe kadar yasal faizi hesaplanmak suretiyle denkleştirme yapılarak zarardan indirim yapılması gerektiğinin düşünülmemesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir. 3-Davacının muvazzaf asker olmayıp sözleşmeli uzman çavuş olduğu ve sözleşmesinin ne kadar süre uzatılacağı belli olmadığından, Borçlar Kanunu'nun 43. maddesi uyarınca uygun bir indirim yapılmalıdır. Yerel mahkemece anılan yön gözetilmeksizin hüküm kurulmuş olması bozmayı gerektirmiştir. 4-Kabul şekline göre ise, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince davacı taraf yararına 27.639,88 YTL yerine 28.439,88 YTL vekalet ücreti takdiri de bozmayı gerektirmiştir. Sonuç: Temyiz olunan kararın yukarıda (2, 3 ve 4) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle (BOZULMASINA), davalının diğer temyiz itirazlarının ise (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle reddine 13.07.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.