Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:KARARHMK.nun 323/1-ğ maddesinde; "Vekille takip edilen davalarda kanun gereğince takdir edilen vekalet ücreti" yargılama giderleri arasında sayılmıştır. Aynı Yasa'nın 326. maddesi hükmünden, yargılama gideri olarak hükmolunan avukatlık ücretinin ancak (Yargılamanın tarafları) arasında geçerli olacağı anlaşılmaktadır. Ayrıca 1136 Sayılı Avukatlık Yasası'nın 164/son maddesinde; " Dava sonunda, kararla tarifeye dayanılarak karşı tarafa yüklenecek vekalet ücreti avukata aittir. " hükmüne yer verilmiştir. Bu hüküm vekil ile müvekkili arasında çıkacak ve iç ilişkiden kaynaklanan uyuşmazlıkları düzenlemek amacıyla öngörülmüştür. (HGK.nun 07.04.2004 tarih ve 2004/12-213 E. 2004/215 K. Sayılı kararı) Somut olayda, borçlu tarafından ibraz edilen ve imzası alacaklı tarafından kabul edilen 11.11.2011 tarihli protokol incelendiğinde; tarafların ilamda lehlerine hükmedilen yargı gideri ve vekalet ücretini birbirlerinden talep etmeyeceklerini kararlaştırdıkları görülmektedir. Bu durumda Mahkemece yukarıda açıklanan HMK'nun 323 vd ile İİK'nun 33/1 maddeleri hükmü gereğince, alacaklının takip konusu yargı gideri niteliğinde olan vekalet ücreti yönünden borçluyu ibra ettiği gözönünde bulundurularak ayrıca, hükmüne uyduğu bozma kapsamına göre hüküm kurmak zorunda olduğu nazara alınarak, itirazın kabulüne karar verilmesi yerine yazılı şekilde reddi yönünde hüküm kurulması isabetsizdir.Borçlu vekilinin temyiz isteminin kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine 14.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.