Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 844 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 1518 - Esas Yıl 2014





Taraflar arasındaki “çocuğun mutat meskene iadesi” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Karaman Aile Mahkemesi’nce davanın reddine dair verilen 11.10.2011 gün ve 2011/409 E-2011/808 K. sayılı kararın incelenmesi Karaman C.Başsavcılığı tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 2.Hukuk Dairesinin 26.11.2012 gün ve 2012/19311 E.-2012/28100 K. sayılı ilamı ile bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.Hukuk Genel Kurulunca incelenerek dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:Dava, Uluslararası Çocuk Kaçırmanın Hukuki Veçhelerine Dair Lahey Sözleşmesi hükümlerine göre, çocuğun mutad meskeninin bulunduğu ülkeye iadesi isteğine ilişkin olup; Sözleşme uyarınca dava, belirlenen merkezi makam adına mahalli Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından davaname ile açılmıştır.Cumhuriyet Başsavcılığına yapılacak tebligat, tebliğ olunacak varaka aslının kendisine gösterilmesiyle olur. Bu tebliğ bir mehile başlangıç olacaksa, Cumhuriyet Başsavcısı gösterildiği günü varakanın aslına işaret ve imza eder(Tebligat Kanunu m. 43). Başsavcılık adına çıkarılan tebligat evrak memurunca tebellüğ edilmiş olup, yapılan tebligat zikredilen Tebligat Kanunu m. 43 uyarınca usulsüz ise de C.Başsavcılığı tebliğe muttali olmasına(Tebligat Kanunu m. 32) rağmen direnme hükmünü Merkezi Makam adına temyiz etmemiştir.Direnme kararı kendisine tebliği edilmesine rağmen davacı asıl tarafından da temyiz edilmemiştir. Direnme hükmünü, çocukların mutat meskenlerine iadesini isteyen anne adına, Karaman C.Başsavcılığı ve Hollanda HAANS Avukatlık Bürosundan Av.D.R.M de Vos temyiz etmiştir.Davacı adına C.Başsavcılığı tarafından yapılan temyizin geçerli bir temyiz olarak kabulüne imkân bulunmamaktadır. Zira Sözleşme uyarınca dava, belirlenen merkezi makam adına mahalli Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından davaname ile açıldığından C.Başsavcılığı ancak merkezi makam adına hükmü temyiz edebilir. C.Başsavcılığının Merkezi Makam adına bir temyizi olmadığına göre davacıyı temsilen temyiz yetkisi de bulunmadığından temyiz dilekçesinin reddi gerekir.Öte yandan, 1136 S.Avukatlık Kanunu 35/1.maddesinde; “Kanun işlerinde ve hukuki meselelerde mütalaa vermek, mahkeme, hakem veya yargı yetkisini haiz bulunan diğer organlar huzurunda gerçek ve tüzel kişilere ait hakları dava etmek ve savunmak, adli işlemleri takip etmek, bu işlere ait bütün evrakı düzenlemek yalnız baroda yazılı avukatlara aittir” düzenlemesi yer almıştır. Düzenleme karşısında, davacı adına direnme hükmünü temyiz eden ve Türkiye’deki Barolardan birisine kayıtlı bulunmayan Hollanda HAANS Avukatlık Bürosu’nda avukatlık yapan Av.D.R.M de Vos’un bu davada temsil ve dolayısıyla hükmü temyiz yetkisi bulunmamaktadır. Bu nedenle Av.Vos tarafından verilen temyiz dilekçesinin de reddi gerekir.S O N U Ç : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz dilekçelerinin REDDİNE, 05.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.