Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 8336 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 841 - Esas Yıl 2013





Özeti :5510 sayılı Yasa’nın yürürlük tarihinden önce memur statüsünde bulunan davacının, sosyal güvenlik mevzuatının uygulanmasından kaynaklanan idari işlemin iptali istemiyle açılan davanın görüm ve çözümünün, idari yargının görev alanında bulunduğu hakkında. Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı) : … Vekili : Av. …Karşı Taraf (Davalılar) : 1- Sosyal Güvenlik Kurumu BaşkanlığıVekili : Av. … 2- Ankara Üniversitesi RektörlüğüVekili : Av. …İstemin Özeti: Ankara 16. İdare Mahkemesince verilen 22/10/2012 tarihli ve E:2012/269; K:2012/1688 sayılı kararın; davacı tarafından, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.Savunmanın Özeti : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.Danıştay Tetkik Hakimi : Gülsen AkınDüşüncesi : Uyuşmazlığın çözümünde idari yargı yerinin görevli olduğu anlaşıldığından, aksi yönde verilen İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir. TÜRK MİLLETİ ADINAHüküm veren Danıştay Onbirinci Dairesince işin gereği görüşüldü:Dava, 2006 yılı Ekim ayından itibaren Ankara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesinde röntgen teknisyeni olarak görev yapan davacının, 5434 sayılı Yasa'nın 32. maddesinin (h) bendi kapsamında fiili hizmet süresi zammından yararlandırılması isteğiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmıştır.İdare Mahkemesince; 5510 sayılı Kanun'un yürürlüğe girmesinden sonra davacı tarafından yapılan başvurunun reddi üzerine tesis edilen işlemden kaynaklanan uyuşmazlığın görüm ve çözüm yerinin adli yargı olduğu gerekçesiyle, davanın görev yönünden reddine karar verilmiştir.Davacı tarafından, İdare Mahkemesi kararının hukuka aykırı olduğu ileri sürülmekte ve temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanuna 08.05.2008 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 5754 sayılı Kanunun 68. maddesiyle eklenen "5434 sayılı Kanun’a İlişkin Geçiş Hükümleri" başlıklı Geçici 4. maddesinin 5. fıkrasında; "Bu madde kapsamına girenlerin aylıklarının bağlanması, artırılması, azaltılması, kesilmesi, yeniden bağlanması, toptan ödemeleri, ilgi devamı, ihya ve borçlanmaları, diğer ödemeler ve yardımlar ile emeklilik ikramiyeleri hakkında bu Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümleri de dahil 5434 sayılı Kanun hükümlerine göre işlem yapılır...", "Uyuşmazlıkların çözüm yeri" başlıklı 101. maddesinde; "Bu Kanun’da aksine hüküm bulunmayan hallerde, bu Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıklar iş mahkemelerinde görülür." kuralına yer verilmiştir.5510 sayılı Kanun’un 96. maddesi ve bu madde uyarınca çıkarılan Yönetmelik kurallarının uygulanmasından kaynaklanan uyuşmazlıkla ilgili Danıştay Onbirinci Dairesinin E:2010/743 esasına kayıtlı benzer bir dosyanın temyi incelemesi sırasında Dairemizce verilen 24.02.2010 tarihli kararla, 5510 sayılı Kanunun "Uyuşmazlıkların çözüm yeri" başlıklı 101. maddesinde yer alan “bu Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıklar iş mahkemelerinde görülür" tümcesinin Anayasa’nın 2., 37., 125., ve 155. maddelerine aykırı olduğu kanısına ulaşılması nedeniyle tümcenin iptali ve yürürlüğünün durdurulması istemiyle Anayasa Mahkemesine başvurulmasına karar verilmiş, Anayasa Mahkemesinin 25.01.2012 gün ve 28184 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 22.12.2011 günlü ve E:2010/65, K:20117169 sayılı kararıyla; anılan tümcenin Anayasaya aykırı olmadığına ve itirazın reddine karar verilmekle birlikte, 5754 sayılı Kanun'un yürürlüğe girmesinden önce statüde bulunan memurlar ve diğer kamu görevlileriyle ilgili sosyal güvenlik mevzuatının uygulanmasından doğan idari işlem ve eylem niteliğindeki uyuşmazlıklarda idari yargının görevinin devam edeceğinin açık olduğu gerekçesine yer verilmiştirDosyanın incelenmesinden, dava konusu uyuşmazlığın, 5510 sayılı Yasa'nın yürürlüğe girmesinden önce Sandık iştirakçisi olan ve Ankara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesinin çesitli birimlerinde 2006 yılı Ekim ayından itibaren röntgen teknisyeni olarak görev yapan davacının, 5434 sayılı Yasa'nın 32. maddesinin (h) bendi uyarınca fiili hizmet süresi zammından yararlandırılması isteğiyle yaptığı başvurunun, 5510 sayılı Yasa'nın 40. maddesi kapsamında bulunmadığından bahisle reddine ilişkin işlemden kaynaklandığı anlaşılmaktadır.Buna göre, Ankara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesinde röntgen teknisyeni olarak görev yapan ve fiili hizmet süresi zammından yararlandırılma isteğine ilişkin olan davacı isteminin, Ekim 2006 -01.10.2008 tarihleri arasında 5434 sayılı Kanun hükümleri; 01.10.2008 tarihinden sonra ise 5510 sayılı Kanun hükümleri kapsamında incelenmesi gerekmektedir.Bu durumda, davacının, 5510 sayılı Kanun'a, 5754 sayılı Kanun'un 68. maddesiyle eklenen "5434 sayılı Kanun’a İlişkin Geçiş Hükümleri" başlıklı Geçici 4. maddenin yürürlüğe girmesinden önce memur statüsünde bulunduğu dikkate alındığında, sosyal güvenlik mevzuatının uygulanmasından kaynaklanan idari işlemin iptali istemiyle açılan davanın görüm ve çözümü İdari yargının görev alanında bulunduğundan, aksi yönde verilen İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kabulü ile Mahkeme kararının bozulmasına; dosyanın yeniden bir karar verilmek üzere Mahkemeye gönderilmesine, kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (onbeş) gün içinde Danıştay’da karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27.09.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.