Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 8329 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 3239 - Esas Yıl 2015





T.C.YARGITAY23. Hukuk DairesiMAHKEMESİ : Kozan .... Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki muvazaa nedenine dayalı iptal davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılar vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.- K A R A R -Davacı vekili, müvekkili bankanın, davalı borçlu ....'nin kullanmış olduğu ihtiyaç kredisinden ve kredi kartından doğan borcu nedeniyle hakkında ... İcra Müdürlüğü'nün... E. ve ... E. sayılı dosyalarında ilamsız takip başlattığını, takiplerin kesinleştiğini, ardından borçlunun çalışmakta olduğu ... Mal Müdürlüğü'nden almakta olduğu maaşının haczi için yazılan yazı cevabında, ...E. sayılı dosyanın maaş haczinde 2. sırada, ... İcra Müdürlüğü'nün ... E. sayılı dosyanın 4. sırada, ... İcra Müdürlüğü'nün .... Esas sayılı dosyasının 1. sırada bulunduğunun bildirildiğini, işbu yazı cevabının İİK'nın 138 vd. maddelerinde düzenlenen sıra cetveli yerine geçeceğine ilişkin, Yargıtay ... Hukuk Dairesi'nin ... tarih ve ... E.,... K. sayılı kararında "maaş haczine ilişkin işlemler sıra cetveli yerine geçer" görüşünün kabul edildiğini, davalılardan .....'ın, alacaklı bulunduğu ... İcra Müdürlüğü'nün .. E. sayılı dosyasının dayanağının 10.05.2013 tanzim, 15.02.2014 vade tarihli 52.500,00 TL bedelli ve 03.04.2013 tanzim 03.01.2014 vade tarihli 47.500,00 TL bedelli iki adet bono olduğunu, bu bonoların gerçek bir alacağı yansıtmadığını, davalılar arasında böyle bir bononun tanzimini gerektirecek hiçbir alacak borç ya da iş ilişkisi olmadığını, asıl amacın, diğer hacizlerin önüne geçmek olduğunu, 103.104,09 TL gibi yüksek miktarlı bir takip için sadece maaş haczi gönderilmesinin ve başkaca haciz işlemi uygulanmamasının ayrıca davalılardan borçlu ....'nin maaşından gelecek cüz'i bir miktarla yetinmesinin de hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, ... İcra Müdürlüğü'nün ...E. sayılı dosyasına 18.06.2014 tarihinde kesinti yapılmaya başlandığını, sonrasında 05.08.2014 tarihinde borçlu .....'nin kendi isteği ile gelerek yasal kesinti haricinde 750,00 TL daha maaşından kesilmesine muvafakat ettiğini, sonrasında yine 25.08.2014 tarihinde borçlunun kendi istediği ile gelerek yasal kesinti ve muvafakate ilaveten almış olduğu ve alacağı ek ders ücretlerinin tamamının kesilmesine muvafakat ettiğini, bu durumun dahi söz konusu icra dosyasının muvazaalı olduğunu ispatladığını ileri sürerek, maaş haczinde 2. sırada yer alan ... İcra Müdürlüğü'nün ...E. sayılı dosyasının 1. sıraya, 4. sırada yer alan Kozan İcra Müdürlüğü'nün ... E. sayılı dosyasının 2. sıraya alınmasını talep ve dava etmiştir.Davalılardan ..... vekili, maaş hacizlerinde sıra cetveli uygulamasına ya da maaş haciz sırasının sıra cetveli yerine geçtiğine dair bir kanuni düzenlemenin mevcut olmadığını, ekonomik sıkıntı içine girince uzaktan akrabası olan davalılardan .....'dan 450 gram altın aldığını, ayrıca bu kişinin ..... isimli tüccarda 71.000 kg. buğdayı olduğunu, buğdayın parasını da kendisinin aldığını, karşılığında davalılardan ....'a senet verdiğini, ödeme yapmakta sıkıntıya girince davalılardan ....'ın icraya verdiğini, yasal kesinti dışında maaşından kesintiye muvafakat etmesindeki amacının borcunu bir an önce ödemek olduğunu, kötüniyetli olsa idi yasal kesintinin dışında maaşından kesinti yapılmasına muvafakat etmeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.Davalılardan ..... vekili, aile dostu ve uzaktan akrabası .....'ye 450 gr altın verdiğini, dava dışı buğday tüccarı .....'de 71.000 kg buğday alacağı olduğunu, dava dışı ...'ye buğday parasını.....'ye vermesini söylediğini, dava dışı .....'nin de buğdayın karşılığı olan 59.000,00 TL'yi ....'ye verdiğini, bunların karşılığında da davalı ....'den bono aldığını savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, muvazaa iddiasına dayalı sıra cetveline itiraz davalarında ispat yükünün kural olarak davalı alacaklı üzerinde olduğu, davalıların, alacağın varlığını ve miktarını usulüne uygun delillerle kanıtlamak zorunda olduğu, her zaman düzenlenmesi mümkün olan bononun alacağın varlığını ispatlamaya tek başına yeterli olmadığını, davalıların aralarındaki borç alacak ilişkisini yeterince ispat edemedikleri, ayrıca davalılar arasında akrabalık ilişkisinin olduğu, davalılardan .....'ın, davalılardan ....'nin eşi T..'nin halası olduğu, davalılardan .....'nin davacı bankaya ödemesi gereken taksitleri ödememesi nedeniyle yakın zamanda hakkında icra takiplerinin başlayacağını bildiği, bu sebeple davalı ....'ın alacaklı olduğu .. İcra Dairesi'nin ... E. sayılı takip dosyasına 05.08.2014 tarihinde kendi isteği ile yasal kesinti haricinde 750,00 TL daha kesilmesine muvafakat ettiği, yine 25.08.2014 tarihinde yasal kesinti ve muvafakate ilaveten almış olduğu ve alacağı ek ders ücretlerinin tamamının kesilmesine muvafakat ettiği, gerçekte davalı .... ile davalı ..... arasında gerçek bir borç alacak ilişkisinin bulunmadığı, bu yolla davacı bankanın davalı .....'nin maaşına koyacağı haczin önüne geçtiği, maaşını muvazaalı bir şekilde yeniden geri aldığı gerekçesiyle, davanın kabulü ile ...'a ayrılan payın yargılanma giderleri de dahil olmak üzere davacı bankanın alacaklı olduğu icra dosyalarındaki alacağın ödenmesine karar verilmiştir.Kararı, davalılar vekilleri temyiz etmiştir.1-Dosya kapsamına göre, borçlunun maaşının üzerine konulan muhtelif hacizler, borçlunun görev yaptığı ... Mal Müdürlüğü'nce sıraya konulmuş olup, davacı tarafça... Mal Müdürlüğü'nce yapılan bu sıralamada 1. sırada yer verilen davalılardan ....'ın alacağının muvazaalı olduğu iddiasıyla işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.İİK'nın 140/1. maddesinde İcra Müdürlüğü'nce hangi hallerde haciz sıra cetveli düzenleneceği belirtilmiştir. Maddeye göre haciz sıra cetvelinin düzenlenebilmesi için satış tutarının bütün alacaklıların alacağını tamamen ödemeye yetmemesi gerekir. Bu madde uyarınca düzenlenen bir sıra cetvelinde, hacizlere ilişkin takip dosyası (takip tarihi, haciz tarihi, alacak miktarı gibi) bilgilerine, ipotek veya hapis hakları varsa bu hakların tesis edildiği tarihlere ve dayanak bilgilerine yer verilmesi gerekir. Somut olayda, icra dosyasına intikal etmiş bir para bulunmamaktadır. İİK'nın 83/2. madde hükmüne göre, maaş üzerinde birden fazla haciz varsa bunlar İcra Müdürlüğü'nce sıraya konur ve sırada önde olan haczin kesintisi bitmedikçe sonraki haciz için kesintiye geçilemez. Açıklanan bu durum karşısında İcra Müdürlüğünce yapılan maaş hacizlerinin ve yapılması gereken kesintilerin İİK'nın 355. madde hükmü uyarınca bildirilmesi üzerine ... Mal Müdürlüğü'nce bu madde hükmü uyarınca düzenlendiği anlaşılan ve maaş hacizleri ile ilgili yapılan sıralamanın İİK'nın 140/1. maddesinde tanımlanan sıra cetveli niteliğinde olduğundan söz edilemez. Dairemizin ... tarih ve ... E, ...K.; .. tarih ve 143 E., ... K.; ... tarih ve .. E., .. K. sayılı ilamları bu yöndedir.Bu durumda mahkemenin ... Mal Müdürlüğü'nce yapılan bu sıralamanın İİK'nın 140/1. maddesi uyarıca İcra Müdürlüğü'nce düzenlenen sıra cetveli niteliğinde olduğu kabul edilerek, aynı Kanun'un 142/1. maddesi uyarınca açılan muvazaa nedenine dayalı sıra cetveline itiraz davalarındaki ilkelere göre uyuşmazlığın çözümlenmesi doğru olmamıştır. Zira, 04.06.1958 gün ve 15/6 sayılı İBK'da da belirlendiği gibi, HMK'nın 24/1, 25, 26 ve 33. (HUMK'nın 72,74,75 ve 76.) maddeleri gereğince hakim, tarafların ileri sürdükleri maddi vakıalar ve bunlara bağlı netice-i taleplerle bağlı ve fakat hukuki tavsiflerle bağlı olmayıp, kanunları re'sen uygulamakla ve neticeye vardırmakla yükümlüdür.Bu durumda mahkemece, davanın dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan TBK'nın 19. (818 sayılı BK'nın 18) maddesinde düzenlenmiş muvazaa iddiasına dayalı iptal istemine ilişkin olduğunun kabulü ile bu madde kapsamındaki genel ilkelere ve ispat usulüne uygun olarak uyuşmazlığın çözümlenmesi gerekirken, davanın tavsifinde yanılgıya düşülerek, yazılı şekilde hüküm kurulması, bozmayı gerektirmiştir.2-Bozma nedenine göre, davalılar vekillerinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.3-Kabule göre; Sıra cetveline yönelik şikayetlerde İcra Mahkemesi, önüne gelen şikayetleri sonuçlandırmak ve icra müdürüne bu yönde talimat vermekle görevli olup, düzenlenecek yeni sıra cetvelinde sıra cetvelinin hangi ilkelere göre düzenleneceğini belirtmesi, diğer anlatımla alacaklıların ne miktar için hangi sıralarda yer alması gerektiğini saptaması, hukuka uygun olmayan kısımları göstermesi, bu çerçevede işlem yapılması için icra müdürüne (İİK'nın 17/I. maddesine kıyasen) talimat vermesi gerektiğinden, iptal nedenlerinin gerekçede belirtilmesi ve hüküm fıkrasında sıra cetvelinin iptaline karar verilmesi ile yetinilmesi gerekir.Haciz yolu ile takiplerde düzenlenen sıra cetveline itiraz davalarında ise, kıyasen uygulanması gereken İİK'nın 235/3. maddesi uyarınca sıra cetvelinin iptaline değil, davalıya ayrılan payın, yargılama giderleri ve vekalet ücreti de dahil olmak üzere öncelikle davacıya ödenmesine, artan kısım bulunması halinde, davalıya bırakılmasına karar verilmesi gerekir. Sıra cetveline itiraz davaları sonunda verilen hüküm, sadece davanın tarafları bakımından sonuç doğurur ve verilen kabul kararı ile durumun tespiti ile yetinilmeyip, eda hükmü kurulmalıdır.Mahkemece, sıra cetveline alacağın esas ve miktarına yönelik olan muvazaa iddiası ile itirazda bulunulduğu kabul edilerek, hüküm kurulduğuna göre, davalıya ayrılan payın, yargılama giderleri ve vekalet ücreti de dahil olmak üzere öncelikle davacının alacaklı olduğu icra dosyalarına ödenmesine, artan kısım bulunması halinde davalıya bırakılmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde, açıklanan ilkeyi tam olarak karşılamayacak şekilde hüküm kurulması hatalı olmuştur.Diğer yandan, İİK'nın 142/1. maddesi hükmüne göre “Cetvel suretinin tebliğinden yedi gün içinde her alacaklı takibin icra edildiği mahal mahkemesinde alakadarlar aleyhine dava etmek suretiyle cetvel münderecatına itiraz edebilir”. Bu hükümle, sıra cetvelinde yer alan bir alacaklının, pay ayrılmış diğer alacaklıların alacağının esas ve miktarına itiraz etmeleri düzenlenmiştir. Sıra cetveline itiraz davasında takip borçlusunun alacaklı sıfatı bulunmadığından ve kendisine pay ayrılmadığından davalı sıfatı bulunmamaktadır. Bu davalar, davalı alacaklı ile dava dışı olması gereken borçlu arasında alacağın muvazaalı oluşturulduğu ve davacı alacaklıdan mal kaçırma amacı güdüldüğü iddiasına dayalı davalardır. Somut olayda davacının, borçluyu da hasım olarak gösterdiği anlaşıldığından mahkemece, borçlu ile ilgili davanın, bu davalının pasif husumet sıfatı bulunmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmemesi doğru olmamıştır.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, hükmün BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalılar vekillerinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harçların istek halinde temyiz edenlere iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.