Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 831 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 21797 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : Ağır Ceza MahkemesiSUÇ : Nitelikli dolandırıcılıkNitelikli dolandırıcılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:Sanığın katılan bankadan alacağı krediye teminat olarak borçlusu Ş.... K....., lehtarı H.. K.. olan 03/05/2007 düzenleme tarihli, 23/08/2007 vade tarihli 5650 TL bedelli bono ile yine borçlusu Ş.... K.... lehtarı H.. K.. olan 03/05/2007 düzenleme tarihli ve 14/10/2007 vade tarihli 4550 TL'lik bonoyu verdiği, Y...ı K.... B...... vadesinde ödenmeyen bonoları icraya verdiği, takip sırasında bonolar üzerindeki borçlu Ş.... K.... adına atılmış bulunan imzaların ....... 19/03/2010 tarih ve 4841 sayılı uzmanlık raporu ile Ş.... K..... eli ürünü olmadığının anlaşıldığı olayda;Sanığın suça konu senetlerin oğlu ile Ş.... arasındaki ticari alışveriş olduğunu ve senetlerin bu suretle alınmış olabileceğini, banka kredisi için teminat amacıyla verildiğini, sahtecilik suçu ile ilgili Ç.. M..’nde yargılamanın devam ettiğini, bankaya olan borcun tamamen kapatıldığını savunması, dosyada kredi sözleşmesinin asılları veya onaylı örneğinin bulunmadığı anlaşılmakla; gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti bakımından, sanık ile katılan banka arasındaki sözleşme ve eklerinin aslı veya onaylı örneklerinin getirtilmesi, sanığın önceden doğan borç için sonradan yaptığı hileli hareketlerin dolandırıcılık suçunu oluşturmayacağı nazara alınarak kredi tahsisinden sonraki bir tarihte suça konu senetlerin katılan banka tarafından teminat olarak alınıp alınmadığının araştırılması, suça konu senetler ile ilgili olarak ne miktarda kredi kullandırıldığının ve sanık hakkında TCK’nın 168. Maddesinin uygulanma koşullarının tespiti bakımından sanığın borca ilişkin ödeme yapıp yapmadığı, ödeme yapması halinde kredi borcunun ne zaman ve ne şekilde ödediğinin tespit edilmesi, suça konu çekler ile ilgili Ç.. M..’nde derdest olduğu belirtilen dosyanın getirtilerek sonuçlanmamış ise fiili ve hukuki irtibat nedeniyle her iki dosyanın birleştirilerek delillerin kül halinde değerlendirilmesi sonucu sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 25/01/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.