Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı tarafından temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 08.04.2014 günü temyiz eden davalı T.. K.. vekili Av. B... Şi...ve karşı taraf davacı İ.. K.. geldiler. Gelenlerin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:1-Türk Medeni Kanununun 145/2. maddesindeki sebeple evliliğin iptaline karar verilebilmesi için, eşlerden birinin evlenme sırasında sürekli bir nedenle ayırt etme gücünden yoksun bulunması şarttır. Bu durumum her türlü şüpheden uzak sağlık kurulu raporu ile belirlenmesi gerekir. Davacının murisi Hayri 22.04.2005 tarihinde davalı Tülay ile evlenmiş, 27.09.2008 tarihinde Hayri ölmüş, mirasçısı davacı İnci tarafından evlenmenin iptali talebiyle eldeki dava açılmıştır. Evlenme tarihinde "demans hastalığı tespit edilmiş olan murisin fiil ehliyetine haiz olmadığı" Adli Tıp 4. İhtisas Kurulunun 17.09.2012 tarihli 3362 karar sayılı raporu ile belirlenmiştir. Ne var ki; davacının talebi üzerine İstanbul Üniversitesi, İstanbul Tıp Fakültesi, Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığınca dosya üzerinde inceleme yapılarak düzenlenen 14.01.2013 tarihli "Bilimsel Mütalaa" başlığını taşıyan görüşte ise " H.. K..’un evlenme tarihinde hukuki ehliyete haiz olduğunun kabulü gerektiği” belirtilmiştir. Yine dosya içinde yer alan Şişli Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesinin 22.04.2005 evlenme aktinin yapıldığı gün psikiyatrik muayene sonucu alınan raporunda da "akıl hastalığı ve zayıflığı tespit edilemediği, fiili ve kavli tasarrufa ehil olduğu" bildirilmiştir. Görüldüğü gibi dosya içinde bulunan bir kısım raporlar ve görüşler arasında çelişki vardır.2659 sayılı Adli Tıp Kurumu Kanununun 15.maddesinin (f) bendi “Adli Tıp İhtisas Kurulları ile Adli Tıp Kurumu dışındaki sağlık kuruluşlarının verdikleri rapor ve görüşler arasında ortaya çıkan çelişkiler Adli Tıp Genel Kurulunca incelenir ve kesin karara bağlanır” hükmünü getirmiştir. O halde, mahkemece, tüm dosya, raporlarla ve daha önceki tedavi evrakları ile birlikte Adli Tıp Kurumuna gönderilerek, raporlar arasındaki çelişkinin Adli Tıp Genel Kurulundan görüş alınmak suretiyle giderilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru değildir.2-Kabule göre de;Dava kocanın ölümünden sonra ilgililer tarafından açılan mutlak butlanın karar altına alınması istemine ilişkindir (TMK md. 147). Mahkemece mutlak butlanın tespitine karar vermek gerekirken evliliğin mutlak butlanla iptaline karar verilmesi de doğru olmamıştır.SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre diğer yönlerin incelenmesine yer olmadığına, duruşma için taktir olunan 1.100,00 TL. vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.