Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 8282 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 6729 - Esas Yıl 2013





Taraflar arasında görülen dava sırasında davacı vekili tarafından 18.04.2013 havale tarihli dilekçe ile “..tarafları ve konusu aynı olup davalının başkaca bir mecuru için açılan kiracılığın tespiti davasının reddedildiğinden bu dava yönünden de ret kararı verileceğinin ortaya çıktığı savıyla hakim tarafından ihsası reyde bulunulduğu..” Gerekçesiyle reddi hakim yoluna başvurulmuştur.Reddedilen Hakim.....in “aynı konuda verilen kararın gerekçesi yazıldığından hakimin görüşünü açıkladığı.” gerekçesiyle talebin kabulünün gerektiği yönündeki görüşü üzerine dosyayı inceleyen merci tarafından reddi hakim talebinin REDDİNE, hakimin çekilme talebinin yerinde olduğuna ve dosyaya bakacak hakimin görevlendirilmesi bakımından dosyanın Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri Adalet Komisyonu Başkanlı-ğı'na gönderilmesine ilişkin verilen karar, davacı vekili Av. S.D.K. tarafından temyiz edilmiştir.Davacı vekilinin reddi hakim talebinin reddi kararına ilişkin temyiz itirazları yönünden; HMK'nın 36. maddesine göre reddi hakim yoluna, taraflardan birisi veya onun nam ve hesabına takip yetkisi bulunan yetkili vekili tarafından, vekaletnamesinde özel yetkisi var ise (HMK.m.74) başvurulabilir.Somut olayda, reddi hakim yoluna başvuran davalı vekili S.D.K. vekil olarak atandığına ilişkin İstanbul 18. Noterliği tarafından düzenlenen 12.12.2012 gün ve 04815 yevmiye nolu vekaletnamede hakimin reddi yoluna başvurulabilmesi için vekile özel yetki verilmediği anlaşılmaktadır. O halde, mahkemece, reddi hakim talebinin esası incelenmeksizin bu usulü eksiklikten reddedilmesi gerekirken, yazılı şekilde talebin esası hakkında değerlendirme yapılarak hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır.Davacı vekilinin hakimin çekilmesi kararına ilişkin temyiz itirazlarına gelince: Mahkeme hakiminin çekilmesi HMK'nın 36.maddesi gereğince kendi kendini reddi niteliğindedir.Yargı yetkisi Türk Milleti adına bağımsız mahkemelerce kullanılır (Anayasa madde 9) Hakimler görevlerinde bağımsızdır. Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdani kanaatlerine göre hüküm verirler. Bu nedenle, hakimler önüne gelen uyuşmazlıkları, kanun çerçevesinde çözmek zorundadır. Bu işlemi yaparken, hakim, bir olayla ilgili kuracağı hükümle, tarafların adalet duygusunu zayıflatacağını değil, güçlendireceğini düşünüp, hedefleyerek çalışmalı, yasalardan aldığı güçle hareket etmelidir. Somut olayda, mahkeme hakimi tarafından ihtiyati tedbir kararı nedeniyle baskı altında kaldığı, adil yargılama yapmasının söz konusu olmadığı, tarafsızlığından şüpheye düşüldüğü gerekçesiyle çekilme kararı verilmişse de maddi bulgu ve delillerle desteklenmeyen soyut iddiaların hakimlerce duygusallıkla karşılanıp davadan çekilmelerine neden olması, ileride giderilmesi mümkün olmayacak zararlara yol açacağından kabul edilemez. Aksi halde, bir yerde görev yapan hakimlerin, aynı yöntemle davadan çekilmeleri sağlanarak, tabii hakim ilkesinin zedelenmesine yol açılacağı unutulmamalıdır. Ayrıca, HMK'nın 297 ve 298.maddeleri uyarınca hükümde, tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerini gösterir gerekçesi ile birlikte varsa karşı oya da yer verilmesi yasal zorunluluk olduğundan , hakimin, tarafları ve konusu benzer olan ayrı davalarda verdiği ret veya kabul kararlarının sebeplerinin gerekçeli kararda açıkça gösterilmesi, HMK 36/1-b maddesinde düzenlenen iki taraftan birine veya bir üçüncü kişiye kanunen gerekmediği halde, görüşünü açıklamak veya ihsası reyde bulunmak olarak değerlendirilemez. Bu nedenle merciin hakimin çekilmesini kabul eden kararı bu yönüyle bozulmalıdır.SONUÇYukarıda 1 ve 2.bentlerde açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mercii tarafından reddi hakim talebi ve hakimin çekilmesi hakkında verilen hükümlerin BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 23.09.2013 günü oybirliğiyle karar verildi.