Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 8274 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 3423 - Esas Yıl 2013





Dava dilekçesinde, kamulaştırmasız el atma nedenine dayalı olarak taşınmaz bedelinin faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın Melikgazi Belediye Başkanlığı yönünden reddine, Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanlığı yönünden kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanlığı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Dava, kamulaştırmasız el atma nedenine dayalı olarak taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin olup mahkemece, davalı Melikgazi Belediye Başkanlığı yönünden husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine, davalı Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanlığı hakkında ise davanın kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriğine göre; dava konusu taşınmazların bir kısmına fiilen el atıldığı, kalan bölümüne ise el atılmadığı 3194 sayılı İmar Kanunun 7 ve 8.maddeleri kapsamında düzenlenen 1/1000 ölçekli uygulama imar planında kamuya özgülenmesi sebebiyle mülkiyet hakkına getirilen kısıtlamadan dolayı bedeline hükmedildiği anlaşılmıştır.1-Taşınmazın fiilen el atılan kısmı yönünden yapılan incelemede;30.06.2010 tarihinde yürürlüğe giren 5999 sayılı Yasa ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununa eklenen Geçici 6. madde ve 25.02.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6111 sayılı Yasa ile 2942 sayılı yasaya eklenen Geçici 2. maddede; Kamulaştırma işlemleri tamamlanmamış veya kamulaştırması hiç yapılmamış olmasına rağmen fiilen kamu hizmetine ayrılan veya kamu yararına ilişkin bir ihtiyaca tahsis edilerek üzerinde tesis yapılan taşınmazlara veya kaynaklara kısmen veya tamamen veyahut irtifak hakkı tesis etmek suretiyle malikin rızası olmaksızın fiili olarak el konulması sebebiyle, malik tarafından mülkiyet hakkına dayanılarak ilgili idareden zararının giderilmesini isteyebileceği belirtilip buna ilişkin düzenlemeler getirilmiştir.Yukarıda belirtilen yasal düzenlemelere göre; malik olan kişiler taşınmazlarına fiilen el konulması nedeniyle istedikleri tazminat şeklini belirterek (nakdi ödeme, idareye ait taşınmazın trampası, idareye ait taşınmaz üzerinde sınırlı ayni hak tanınması veya imar mevzuatı çerçevesinde başka bir yerde imar hakkı kullandırılması) öncelikle idare ile uzlaşma yoluna başvurması, idarenin de kanunda belirtilen esaslar dahilinde oluşturulan kıymet takdir komisyonu marifetiyle taşınmazın el koyma tarihindeki nitelikleri esas alınmak suretiyle idareye müracaat tarihindeki değerini tespit ettirmesi, müracaat tarihinden en geç 6 ay içerisinde 7201 sayılı Kanun hükümleri kapsamında bir tebligat ile talep sahibini uzlaşma görüşmelerine davet etmesi öngörülmüştür.Müracaat tarihinden itibaren 6 ay içerisinde talep sahibinin hiç uzlaşmaya çağrılmaması, uzlaşma görüşmelerine başlandıktan sonra 6 ay içerisinde sonuçlandırılmaması veya görüşmeler sırasında taraflar arasında uzlaşmazlık tutanağı tanzim edilmesi durumunda, bu tarihlerden itibaren 3 aylık süre içerisinde mahkemede dava açılması gerekmektedir.Yapılan yasal düzenlemelere göre uzlaşmak için idareye başvuru hususunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 114.maddesi kapsamında sonradan giderilemeyecek bir dava şartı ve getirilen 3 aylık sürenin de hak düşürücü bir süre olduğu görülmektedir.Bu nedenlerle davacı tarafça; 30.06.2010 tarihinde yürürlüğe giren 5999 sayılı Yasa ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununa eklenen Geçici 6. maddede öngörülen uzlaşma yoluna gitmek üzere ilgili idareye başvuru şartı yerine getirilmeden dava açıldığı anlaşıldığından, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 115/2.maddesinin 1. cümlesi gereğince,2-Taşınmazın fiilen el atılmayan bölümü yönünden yapılan incelemede ise;Mülkiyet hakkına getirilen kısıtlamanın, dava konusu taşınmazın, genel ve düzenleyici bir işlem olan imar planıyla kamu hizmetine özgülenmesinden ve bu planda öngörülen kamulaştırma işlemlerinin zamanında yapılmamasından kaynaklandığının kabulü ile idari işlem ve eylemden doğan zarara ilişkin davanın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu hükümleri uyarınca idari yargı yerinde çözümlenmesi gerektiğinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 114/1-b ve 115/2. maddeleri uyarınca,Davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile şimdilik diğer yönleri incelenmeksizin hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 14.05.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.