Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 824 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 1351 - Esas Yıl 2014





Taraflar arasındaki “manevi tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul Asliye 6.Hukuk Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 13.05.2010 gün ve 2009/124 E.- 2010/137 K. sayılı kararın incelenmesi davalılardan İ.. şirketi ve N.. A.. vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 4.Hukuk Dairesinin 24.10.2011 gün ve 2010/9717 E.-2011/10971 K. sayılı ilamı ile; (...Dava, basın yolu ile kişilik haklarına saldırıdan dolayı uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Yerel mahkemece, davanın davalı B.. F.. yönünden husumetten reddine, diğer davalılar yönünden kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılardan İ..Gazetecilik AŞ. ve N.. A.. tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, T..Gazetesi 02.04.2009 günlü sayısının ilk sayfasında “Ergenekon Para İçin Silah ve Zehir Ticareti Yapmış” ve 10.sayfasında “Maocu P.'in Görevi Provokasyon” başlığı altında yayımlanan haber ile yine T..Gazetesi 03.04.2009 günlü sayısının ilk sayfasında “Ergenekon'un Maşası Öcalan” ve 7.sayfasında “D.. P..'ten Teröristlere Silah” alt başlığında yayımlanan haberlerin gerçek olmadığını ileri sürerek, kişilik haklarına saldırıdan dolayı davalıların manevi tazminat ile sorumlu tutulmalarını istemiştir. Davalılar ise, haberin Cumhuriyet Savcılığı tarafından hazırlanan iddianameden alındığını, iddianameye yorum dahi katılmadığını, gerçekliğin somut gerçeklik değil, olayın haberin verildiği andaki biçimine uygunluk olarak anlaşılması gerektiğini, belirterek istemin reddini talep etmişlerdir. Yerel mahkemece, 02.04.2009 günlü gazetenin 1.sayfasından başlayıp 10.sayfasında "İddialar Birbiri Ardına" başlığı ile devam eden haberde haberin tamamen iddianameye dayandırılmadığı, 03.04.2009 günlü gazetenin 1.sayfasından başlayıp 7.sayfasında "Ergenekon'un Maşası Teröristbaşı Öcalan" üst başlığı ve bu haberin altında "D.. P..'ten Teröristlere Silah" alt başlığında devam eden haberde iddianameden alıntı yapıldığının anlaşıldığı belirtilerek; iddianamelerin iddiaların yer aldığı yazılı metin olduğu, içeriğinin kanıtlanmadığı, iddianame ile dava açılmış olmasının artık iddianamenin aleniyet kazandığı ve içeriğinin her ortam ve zamanda yayınlanabileceği anlamına gelmeyeceği gerekçesi ile davacının manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmiştir. Basın özgürlüğü, Anayasa’nın 28.maddesinde ve 5187 sayılı Basın Yasası’nın 1. ve 3.maddelerinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemede basının özgürce yayın yapmasının güvence altına alındığı görülmektedir. Basına sağlanan güvencenin nedeni; toplumun sağlıklı, mutlu ve güven içinde yaşayabilmesi içindir. Bunun için de kişinin, dünyada ve özellikle içinde yaşadığı toplumda meydana gelen ve toplumu ilgilendiren konularda bilgi sahibi olması gerekmektedir. Basın, olayları izleme, araştırma, değerlendirme, yayma ve böylece kişileri bilgilendirme, öğretme, aydınlatma, yönlendirme yetki ve sorumluluğuna sahiptir. Bu nedenle basının yayın yaparken, yaptığı yayından dolayı hukuka aykırılık teşkil edecek olan eylemi, genel olaylardaki hukuka aykırı olan eylemden farklılıklar taşır. Yapılan yayının hukuka aykırılık veya uygunluğu bu farklılıklar gözetilerek belirlenmelidir. Bu nedenle basının ayrı bir konumu bulunmaktadır. Basının bu ayrıcalık taşıyan konumu ve özgürlüğü, tüm özgürlüklerde olduğu gibi sınırsız değildir. Bundan dolayıdır ki, yayınlarında kişilik haklarına saygı göstermesi gerek Anayasanın Temel Hak ve Özgürlükler bölümünde yer alan gerekse MK'nun 24 ve 25.maddelerinde ve özel yasalarda güvence altına alınmış bulunan bu iki değerden birinin diğerine üstün tutulması gerekecektir. Açıklanan bu yasal düzenlemelerden ve yargısal uygulamalardan da anlaşılacağı gibi, basının özgürlüğü ile kişilerin, kişilik değerlerinin karşı karşıya geldiği durumlarda somut olaydaki olgular itibariyle koruma altına alınmış bulunan bu iki değerden birinin diğerine üstün tutulması gerekecektir. Bunun için temel ölçüt, kamu yararıdır. Yayın, salt toplumun yararı gözetilerek yapılmış olmalıdır. Toplumun çıkarı dışında hiçbir kişisel çıkar, gerçeklerin yanlış olarak sunulmasına neden olmamalıdır. Haber olduğu biçimi ile verilmeli ve kişisel katkı yer almamalıdır. Gerek yazılı ve gerekse görsel basının bu işlevini yerine getirirken, özellikle yayının gerçek olmasını, yayında kamu yararı bulunmasını, toplumsal ilginin varlığını, konunun güncelliğini gözetmeli ve haber verilirken özle biçim arasındaki denge de korunmalıdır. Bu ilke ve kurallar gözetilmeden yapılan yayın hukuka aykırılığı oluşturur ve böylece kişilik hakları saldırıya uğramış olur. Anılan ilke ve kurallara uyulması durumunda ise, yayının Anayasa, Basın Yasası ve basının genel işlevi karşısında hukuka uygun olduğu, kişilik değerlerine saldırı teşkil etmediği kabul edilmelidir. Yine basın, objektif sınırlar içinde kalmak suretiyle yayın yapmalıdır. Olay veya konu ile ilgili olan, görünen bilinen herşeyi araştırmalı, incelemeli ve olayları olduğu biçimi ile yayınlamalıdır. Bu işlevi ile gerek yazılı ve gerekse görsel basın, somut gerçeği değil, o anda belirlenen var olan ve orta düzeydeki kişilerce de yayının yapıldığı biçimi ile kabul edilen olguları yayınlamalıdır. O anda ve görünürde var olup da sonradan, gerçek olmadığı anlaşılan olayların ve olguların yayınından basın sorumlu tutulmamalıdır. Davaya konu olayda; dosyadaki bilgi ve belgelerden her iki yayının da İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturmaya dair 2009/511 soruşturma no, 2009/268 esas no ve 2009/188 iddianame nolu iddianamedeki bilgilere dayanılarak yapıldığı anlaşılmaktadır. Yerel mahkemece açıklanan olgular gözetilerek görünür gerçeklik kapsamında kalan yayının davacının kişilik haklarına saldırı oluşturmadığı sonucuna varılıp istemin tümden reddedilmesi gerekir iken, yerinde olmayan yazılı gerekçe ile davalıların manevi tazminat ile sorumlu tutulmuş olmaları usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir...) gerekçesiyle oyçokluğu ile bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir. HUKUK GENEL KURULU KARARI Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü: Dava, basın yolu ile kişilik haklarına saldırıdan dolayı uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Davacı vekili, günlük olarak yayımlanan T.. Gazetesinin 02.04.2009 günlü nüshasında “Her yol Mübah; Ergenekon, Para İçin Silah ve Zehir Ticareti Yapmış" başlıklı yazı ve yine 10.sayfasında da aynı habere devam etmek suretiyle “Maocu P..'in Görevi Provokasyon” başlıklı haberler ile ''İddianamede, ayrıca P..'in ikametinde fazla miktarda çocuk pornosu ile ilgili fotoğraf ve CD' lerin de ele geçirildiği yer alıyor" şeklinde müvekkili hakkında gerçeğe aykırı hakaret ve iftiralarla dolu yazı yayımlandığını; aynı gazetenin ertesi gün yayımlanan 03.04.2009 tarihli nüshasının 1.sayfasında; "Ergenekon'un Maşası Teröristbaşı Öcalan" başlıklı yazı ve yine 10.sayfasında da aynı habere devam etmek suretiyle "D.. P..'ten Teröristlere Silah" alt başlıklı haberler ile müvekkilinin kişilik haklarına saldırı iradesinin devam ettirildiğini ileri sürerek, iki ayrı nüshada yer alan bu haberler nedeniyle 25.000’er TL olmak üzere toplam 50.000 TL manevi tazminat istemiştir. Davalılar vekili, husumet itirazında bulunarak; gazetede yer alan haberlerin iddianameden alıntı yapıldığını, yorum katılmadığını bildirerek, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, 02 Nisan 2009 günlü gazetedeki haberin tamamıyla iddianameye dayandırılmadığı, iddianamede hiç yer almamasına rağmen "ikametinde fazla miktarda çocuk pornosu ile ilgili fotoğraf ve CD'lerin ele geçirildiği yer alıyor" şeklindeki haberin kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği; davaya konu 3 Nisan 2009 günlü gazetenin "Ergenekonun maşası teröristbaşı Öcalan" üst başlığı ve bu haberin altında "D.. P..’ten teröristlere silah" alt başlığı altında devam eden haberde iddianameden alıntı yapıldığının anlaşıldığı, ancak iddianame ile dava açılmış olmasının, artık iddianamenin aleniyet kazandığı ve içeriğinin her ortam ve zamanda yayınlanabileceği anlamına gelmeyeceği, aksi düşüncenin, insanların kanıtlanmışçasına kamuoyu önünde mahkum olmaları sonucu doğuracağı, bunun en azından kişilik haklarına, temelde ise insan haklarına aykırılık oluşturacağını, iddianamede yer almamasına rağmen, üstelik çok aşağılayıcı bir suç olan çocuk pornosuna ilişkin fotoğraf CD bulunduğundan bahsedilmesinin, açıkça hukuka aykırı ve haksız olup, kişilik haklarına saldırı teşkil edeceği, davacının, kamuoyuna çocuk pornosuna ilişkin döküman bulunduran, PKK’ya silah sağlayan bir kişi olarak tanıtılmaya çalışıldığı gerekçesi ile davalılardan B.. F..’nun sorumlu müdür sıfatına haiz olduğu; 5167 sayılı Basın Kanunu’nun 13.maddesi gereğince sorumlu olmaması nedeniyle husumet yöneltilemeyeceği gerekçesi ile davalılardan B.. F.. aleyhine açılan davanın pasif husumet ehliyeti yokluğu nedeniyle reddine; davalılar İ.. Gazetecilik ve N.. A.. aleyhine açılan davanın ise kısmen kabulü ile 02.04.2009 tarihli haber nedeniyle, 8.000,00 TL ; 03.04.2009 tarihli haber nedeniyle, 8.000,00 TL manevi tazminatın müştereken ve müteselsilen bu davalılardan tahsiline karar verilmiştir. Davalılardan İ.. A... ve N.. A.. vekilinin temyizi üzerine hüküm, Özel Dairece yukarıda yazılı gerekçelerle bozulmuştur. Yerel Mahkemece, davaya konu 02.04.2009 tarihli haber yönünden; iddianamede yer almamasına rağmen, üstelik çok aşağılayıcı bir suç olan çocuk pornosuna ilişkin fotoğraf CD bulunduğundan bahsedilmesinin, açıkça hukuka aykırı ve haksız olduğu, kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği, davacının, kamuoyuna çocuk pornosuna ilişkin döküman bulunduran, bir kişi olarak tanıtılmaya çalışıldığı, bu nedenle 02.04.2009 tarihli haber yönünden önceki kararda direnilmesine karar verilmesi gerektiği davaya konu 03.04.2009 tarihli haber yönünden ise; haberin, iddianamede yer aldığı, her ne kadar iddianamenin içeriğinin kanıtlanmış sayılamayacağı, içeriğinin kanıtlanabilmesi amacıyla kamu davası açıldığı, iddianame ile dava açılmış olmasının, iddianamenin aleniyet kazandığı ve içeriğinin her ortam ve zamanda yayınlanabileceği anlamına gelmeyeceği kabul edilmekte ise de; uyulan bozma ilamı dikkate alındığında haberin görünür gerçeğe uygun kabul edilmesi ve bu haber yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile 02.04.2009 günlü gazetede yer alan haber yönünden davacının isteminin kısmen kabulüne dair verilen önceki kararda direnilmiş; 03.04.2009 tarihinde yayımlanan haber yönünden ise bozma ilamına uyularak davanın reddine karar verilmiştir.Direnme kararını davalılar İ.. AŞ. ve N.. A.. vekili temyiz etmiştir. Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık, T..Gazetesinin 02.04.2009 günlü nüshasında 1.sayfadan başlayıp, 10.sayfasında “ iddialar, birbiri ardına” başlığı ile devam eden “ikametinde fazla miktarda çocuk pornosu ile ilgili fotoğraf ve CD’lerin ele geçirildiği yer alıyor” şeklindeki haberin davacının kişilik haklarına saldırı oluşturup oluşturmadığı; buna göre davacı lehine manevi tazminata hükmedilmesinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 2009/511 soruşturma nolu, 2009/268 Esas ve 2009/188 nolu iddianamesinin incelenmesinde, T.. Gazetesinin 02.04.2009 günlü nüshasında yayımlanan ''İddianamede, ayrıca P..'in ikametinde fazla miktarda çocuk pornosu ile ilgili fotoğraf ve CD' lerin de ele geçirildiği yer alıyor" şeklinde sunulan haberde; davacının anılan iddianamede şüpheli sıfatının bulunmadığı, söz konusu CD’lerin davacının ikametgahında ele geçirilmiş olmadığı, haberde yazılan davacıya atfedilen fiillerin, iddianamede dava dışı şüpheli E.O.hakkındaki iddialar kısmında yer aldığı anlaşılmakla, haberin bu şekilde sunulmasının davacının kişilik haklarına saldırı oluşturacağı gerekçesini benimseyen yerel mahkeme direnme kararı yerindedir.Hukuk Genel Kurulu görüşmeleri sırasında bir kısım üyelerce, gazetede yer alan haber iddianamenin yazılış biçiminden yanlış anlamaya meydan verecek şekilde kaleme alınması nedeniyle görünür gerçekliğe uymamaktaysa da, davalı yana kusur yüklenemeyeceğinden Özel Daire bozma ilamının yerinde olduğu görüşü savunulmuşsa da, Kurul çoğunluğu tarafından bu görüş benimsenmemiştir. Ne var ki, işin esasına yönelik diğer temyiz itirazları Özel Dairece incelenmediğinden dosya Özel Daireye gönderilmelidir. S O N U Ç : Yukarıda açıklanan nedenlerle direnme uygun olup, davalılardan İ..A.Ş. ve N.. A.. vekilinin işin esasına yönelik diğer temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 4.HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE, 18.02.2015 gününde oyçokluğu ile karar verildi. Bilmeniz halinde fark yaratacak kararlar Bonodaki metne itiraz - Takibin durmasına neden olabilir mi? Alacaklı vekili tarafından başlatılan bonoya dayalı kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takibe karşı borçlu vekilinin borca itirazı üzerine icra mahkemesince takibe konu senet nedeniyle Ağır Ceza Mahkemesindeki yargılama gerekçe gösterilerek HMK 209/1 maddesi uyarınca takibin durdurulmasına kar İş kazası nedeniyle açılan davada ihtiayati haciz kararı verilebilir mi? DAVA VE KARAR: Davacı, dava sonuçlanıncaya kadar tazminat alacağının teminat altına alınması için davalıya ait taşınmazlar ile trafik siciline kayıtlı araçların kaydına ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde eksik harcın yatırılması için önce normal bir süre verilmesi zorunlu olmayıp, mahkemece doğrudan kesin mehil verilebilir. Ne var ki, verilen kesin mehil makul bir süreyi kapsamalıdır. (...Kadastro sırasında dava konusu 136 ada 2 ve 6 ile 139 ada 3 parsel sayılı taşınmazlar davalı C.. G.., 139 ada 6 parsel sayılı taşınmaz eşit paylarla davalı C.. G.. ve dava dışı Z. Y., 136 ada 3 ve 128 ada 1 parsel sayılı taşınmaz davalı M.. G.., 136 ada 4 parsel sayılı taşınmaz davalı H. G., 136 Yargıtay Yargıtay Karar Arama Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları Arama Yargıtay Ceza Dairesi Kararları Arama Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır ? Yargıtay Daire Bilgileri İle Dosya Sorgulama Yargıtay Yerel Mahkeme Bilgileri İle Dosya Sorgulama Yargıtay Kanunu Yargıtay İş Bölümü Yargıtay Haberleri Karar Arama Yargıtay Kararları Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları Yargıtay Ceza Dairesi Kararları BAM Kararları Danıştay Kararları Anayasa Mahkemesi Kararları Uyuşmazlık MAhkemesi Kararları Karar Arama Nasıl Yapılır? Emsal Karar ve Emsal Karar Arama Nedir? Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır? BAM Karar Arama Nasıl Yapılır? Danıştay Karar Arama Nasıl Yapılır? Anayasa Mahkemesi Karar Arama Nasıl Yapılır?