Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 8174 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 3720 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki sıra cetveline itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.- K A R A R -Davacı vekili, davalı-borçlu ...'ın, müvekkili banka ile yapmış olduğu sözleşmeye istinaden kullandığı kredi borcunu ödememesi üzerine hesabının kat edilerek kendisine ihtarname gönderildiğini, borç ödenmeyince 04.06.2014 tarihinde .. Müdürlüğü'nün 2014/1617 E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı-borçlunun çalıştığı işyeri olan... Başkanlığı'na maaş haczi için gönderilen müzekkereye verilen cevapta, müvekkili bankanın maaş haczinde 2. sırada olduğunun bildirildiğini, cevabi yazının sıra cetveli hükmünde olduğunu, birinci sırada yer alan davalı ...'nın alacağının muvaazalı olduğunu ileri sürerek, davalı-borçlu ...'ın maaşı üzerindeki hacizler için yapılan sıra cetvelinin yeniden düzenlenmesini ve davalı taraflar arasında muvazaalı borç ilişkisine dayanarak açılan .... İcra Müdürlüğü'nün 2014/2 E. sayılı icra dosyasına gönderilecek olan maaş kesintilerinin alacaklı oldukları .. Müdürlüğü'nün 2014/1617 E. sayılı dosyasına gönderilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı ..., alacağın gerçek olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davalı ...'nın alacaklı olduğu ... İcra Müdürlüğü'nün 2014/2 E. sayılı dosyasında takip dayanağı bononun kambiyo senetlerine mahsus takip yolu ile takibe konulduğu, bononun her zaman geriye dönük olarak düzenlenebileceği, alacağın muvazaalı olduğu iddiası ile sıra cetvelindeki alacağa itiraz davalarında ispat yükünün davalı-alacaklıda olduğu, senedin borcun varlığı için yeterli olmadığı, davalı-alacaklının yazılı delille bononun dayandığı alacağın varlığını ispat etmesi gerektiği, davalıların tanık deliline dayandıkları, ancak alacağın varlığına dair tanık dinletilemeyeceği, davalıların alacağın varlığını ve muvazaalı olmadığını yazılı delille ispatlayamadıkları gerekçesiyle, davanın kabulü ile .... İcra Müdürlüğü'nün 2014/2 E. sayılı icra dosyasında kesilen payın öncelikle davacı-alacaklının takip yapmış olduğu .. Müdürlüğü'nün 2004/1617 E. sayılı dosyasına ödenmesine karar verilmiştir.Kararı, davalı ... temyiz etmiştir.1-Dava, muvazaa nedenine dayalı iptal istemine ilişkindir. Dosya kapsamına göre; borçlunun maaşının 1/4'ü üzerine konulan muhtelif hacizler, borçlunun görev yaptığı...i Başkanlığı'nca sıraya konulmuş olup, davacı tarafça ...i Başkanlığı'nca yapılan bu sıralamada 1. sırada yer verilen davalı ...'nın alacağının muvazaalı olduğu iddiasıyla işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.Dairemizin 02.10.2014 tarih ve 2035 E., 6210 K. sayılı ilamında da açıklandığı üzere;İİK'nın 140/1. maddesinde İcra Müdürlüğünce hangi hallerde haciz sıra cetveli düzenleneceği belirtilmiştir. Maddeye göre haciz sıra cetvelinin düzenlenebilmesi için satış tutarının bütün alacaklıların alacağını tamamen ödemeye yetmemesi gerekir. Bu madde uyarınca düzenlenen bir sıra cetvelinde, hacizlere ilişkin takip dosyası (takip tarihi, haciz tarihi, alacak miktarı gibi) bilgilerine, ipotek veya hapis hakları varsa bu hakların tesis edildiği tarihlere ve dayanak bilgilerine yer verilmesi gerekir. Somut olayda, icra dosyasına intikal etmiş bir para bulunmamaktadır. İİK'nın 83/2. madde hükmüne göre, maaş üzerinde birden fazla haciz varsa bunlar İcra Müdürlüğünce sıraya konur ve sırada önde olan haczin kesintisi bitmedikçe sonraki haciz için kesintiye geçilemez. Açıklanan bu durum karşısında İcra Müdürlüğünce yapılan maaş hacizlerinin ve yapılması gereken kesintilerin İİK'nın 355. madde hükmü uyarınca bildirilmesi üzerine...i Başkanlığı'nca bu madde hükmü uyarınca düzenlendiği anlaşılan ve maaş hacizleri ile ilgili yapılan sıralamanın İİK'nın 140/1. maddesinde tanımlanan sıra cetveli niteliğinde olduğundan söz edilemez. Bu durumda mahkemenin...i Başkanlığı'nca yapılan bu sıralamanın İİK'nın 140/1. maddesi uyarıca İcra Müdürlüğü'nce düzenlenen sıra cetveli niteliğinde olduğu kabul edilerek aynı Kanun'un 142/1. maddesi uyarınca açılan muvazaa nedenine dayalı sıra cetveline itiraz davalarında olduğu gibi ispat yükünün davalı alacaklıda olduğunun kabulü ile uyuşmazlığın bu ilkelere göre çözümlenmesi doğru olmamıştır.04.06.1958 gün ve 15/6 sayılı İBK'da da belirlendiği gibi, HMK'nın 24/1, 25, 26, 31 ve 33. (HUMK'nın 74, 75 ve 76.) maddeleri gereğince hakim, tarafların ileri sürdükleri maddi vakıalar ve bunlara bağlı netice-i taleplerle bağlı ve fakat hukuki tavsiflerle bağlı olmayıp, kanunları re'sen uygulamakla ve neticeye vardırmakla yükümlüdür. Bu durumda mahkemece, davanın dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan TBK'nın 19. (818 sayılı BK'nın m. 18 ) maddesinde düzenlenmiş genel muvazaa iddiasına dayalı iptal istemine ilişkin olduğunun kabulü ile ispat yükü yönünden genel ilkelere uygun olarak uyuşmazlığın çözümlenmesi gerekirken, davanın tavsifinde yanılgıya düşülerek ve ispat yükü davalı alacaklıya yüklenerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.2)Bozma nedenine göre, davalı ...'nın temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.3)Kabule göre; sıra cetveline yönelik şikayetlerde İcra Mahkemesi, önüne gelen şikayetleri sonuçlandırmak ve icra müdürüne bu yönde talimat vermekle görevli olup, düzenlenecek yeni sıra cetvelinde sıra cetvelinin hangi ilkelere göre düzenleneceğini belirtmesi, diğer anlatımla alacaklıların ne miktar için hangi sıralarda yer alması gerektiğini saptaması, hukuka uygun olmayan kısımları göstermesi, bu çerçevede işlem yapılması için icra müdürüne (İİK'nın 17. madde hükmüne kıyasen) talimat vermesi gerektiğinden, iptal nedenlerinin gerekçede belirtilmesi ve hüküm fıkrasında sıra cetvelinin iptaline karar verilmesi ile yetinilmesi gerekir.Haciz yolu ile takiplerde düzenlenen sıra cetveline itiraz davalarında ise, kıyasen uygulanması gereken İİK'nın 235/3. maddesi uyarınca sıra cetvelinin iptaline değil, davalıya ayrılan payın, yargılama giderleri ve vekalet ücreti de dahil olmak üzere öncelikle davacıya ödenmesine, artan kısım bulunması halinde, davalıya bırakılmasına karar verilmesi gerekir. Sıra cetveline itiraz davaları sonunda verilen hüküm, sadece davanın tarafları bakımından sonuç doğurur ve verilen kabul kararı ile durumun tespiti ile yetinilmeyip, eda hükmü kurulmalıdır.Mahkemece, sıra cetveline alacağın esas ve miktarına yönelik olan muvazaa iddiası ile itirazda bulunulduğu kabul edilerek, hüküm kurulduğuna göre, davalıya ayrılan payın, yargılama giderleri ve vekalet ücreti de dahil olmak üzere öncelikle davacıya ödenmesine, artan kısım bulunması halinde davalıya bırakılmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olmuştur.Diğer yandan, İİK'nın 142/1. maddesi hükmüne göre “Cetvel suretinin tebliğinden yedi gün içinde her alacaklı takibin icra edildiği mahal mahkemesinde alakadarlar aleyhine dava etmek suretiyle cetvel münderecatına itiraz edebilir”. Bu hükümle, sıra cetvelinde yer alan bir alacaklının, pay ayrılmış diğer alacaklıların alacağının esas ve miktarına itiraz etmeleri düzenlenmiştir. Sıra cetveline itiraz davasında takip borçlusunun alacaklı sıfatı bulunmadığından ve kendisine pay ayrılmadığından davalı sıfatı bulunmamaktadır. Bu davalar, davalı alacaklı ile dava dışı olması gereken borçlu arasında alacağın muvazaalı oluşturulduğu ve davacı alacaklıdan mal kaçırma amacı güdüldüğü iddiasına dayalı davalardır. Somut olayda davacının, borçlu davalı ...'ı da hasım olarak gösterdiği anlaşıldığından mahkemece, borçlu ile ilgili davanın pasif sıfatı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmemesi de doğru olmamıştır.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, hükmün re'sen BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı ...'nın temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.