Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 8152 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 3384 - Esas Yıl 2010





Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanığın suçunun sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde suç niteliğini tayin, takdire ilişen cezayı azaltıcı sebebin niteliği takdir kılınmış, savunmaları inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümde bozma nedenleri dışında isabetsizlik görülmemiş olduğundan, katılan vekilinin vesaireye, sanık müdafiinin temyiz dilekçesinde ve duruşmalı incelemede eksik incelemeye suç kasıtına, suç vasfına, meşru savunmaya yönelen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine,Ancak1-Oluşa ve dosya içeriğine göre, polis memuru olan sanığın, mesai saati dışında yürüyerek evine giderken, sokakta karşı yönden yürüyerek gelmekte olan önceden tanımadığı maktul ve tanık R. ile karşı karşıya geldiği sırada, maktulün sanığa “ne bakıyorsun ulan bi durum mu var? Biz adamı asarız, keseriz.” Diyerek sanığın üzerine yürüdüğü, bu sırada maktul ile sanığın arasında 2 metre kadar mesafe bulunduğu, bilahare maktulün cep telefonuyla kimliği belirlenemeyen bir şahısla görüşüp, bulunduğu yeri tarif edip gelmelerini istediği, telefonla konuşma sırasında da sanığın üzerine yürümeye devam ederek, aralarındaki mesafeyi kısaltıp, diğer elini de karın bölgesine götürmesi üzerine, sanığın yanında bulunan tabancasını çıkartarak, namlusuna mermi sürdükten sonra maktule yönelttiği, bunun üzerine maktulün sanığa “silahı çekiyorsan ateş edeceksin, yoksa onu alır ağzına sokarım” deyip sinkaflı sözlerle sövdüğü sırada sanığın, yönelttiği silahı ateşleyip maktulü öldürdüğü olayda, 12 yıldan 18 yıla kadar hapis cezası öngören TCK'nın 29 maddesi uygulanırken, haksız hareketlerin ulaştığı boyut dikkate alınarak,alt ve üst sınırlar arasında makul bir ceza yerine, 12 yıl hapis cezası tayini suretiyle eksik ceza verilmesi,2-Adli emanette kayıtlı bulunan ve suçta kullanılan tabancanın kamu malı olup olmadığı hususunda ilgili idareye müzekkere yazıldıktan sonra müsaderesinin veya idareye tesliminin gerekip gerekmeyeceği hususunun düşünülmemesi,Yasaya aykırı olup, C. Savcısının ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün tebliğnamedeki düşünce gibi BOZULMASINA, 16.02.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.