Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 814 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 11297 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Aile MahkemesiDAVA TÜRÜ :KarşılıklıBoşanmaTaraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı erkek tarafından, kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönünden; davalı-karşı davacı kadın tarafından ise katılma yoluyla, erkeğin kabul edilen boşanma davası ile kusur belirlemesi, tazminatlar ve velayet düzenlemesi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı-karşı davalı erkeğin tüm, davalı-karşı davacı kadının ise aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.2-Mahkemece, boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların eşit kusurlu oldukları kabul edilerek, davalı-karşı davacı kadının maddi ve manevi tazminat (TMK.md.174/1-2) isteklerinin reddine karar verilmiş ise de, yapılan soruşturma ve toplanan delillerden; tarafların karşılıklı olarak birbirlerine hakaret ve küfür ettikleri, davacı-karşı davalı erkeğin eşine ve müşterek çocuğa fiziksel şiddet uyguladığı, davalı-karşı davacı kadının da eşine ait gitarı kırdığı anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu duruma göre, boşanmaya sebep olan olaylarda davacı-karşı davalı erkeğin, davalı-karşı davacı kadına nazaran ağır kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Türk Medeni Kanununun 174/1-2. maddesi koşulları davalı-karşı davacı kadın yararına oluşmuştur. O halde; davalı-karşı davacı kadın yararına uygun miktarlarda maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, delillerin takdirinde hataya düşülerek tarafların eşit kusurlu oldukları gerekçesiyle davalı-karşı davacı kadının tazminat isteklerinin reddi doğru bulunmamıştır.3-Mahkemece, tarafların müşterek çocukları 26.06.2006 doğumlu...'in velayeti, ''velayetinin babaya verilmesinde her iki tarafında mutabık kaldığı, tanık ifadeleri ile de çocuğun babası ile kalmak istediğinin anlaşıldığı, çocuğun psikolojisi dikkate alınarak dinlenmesine gerek kalmadığı, tarafların bu yöndeki anlaşmaları doğrultusunda karar verilmesinin çocuğun en menfaatine olacağı '' gerekçesiyle babaya bırakılmış, bu hususta herhangi bir uzman incelemesi yaptırılmamıştır.Müşterek çocuk, dosya arasında bulunan 25.12.2013 tarihli kolluk ifadesinde babasının kendisine sürekli şiddet uyguladığını beyan etmiştir. Soruşturma evrakları arasında çocukta yaralanma olduğunu gösteren adli rapor da bulunmaktadır. Temyiz aşamasında davacı-karşı davalı erkek tarafından sunulan belgelerden de, 20.04.2015 tarihinde davacı-karşı davalı babanın müşterek çocuğa fiziksel şiddet uyguladığı iddiası ile soruşturma yapıldığı anlaşılmaktadır. Davalı-karşı davacı anne de temyiz dilekçesinde çocuğun en son şiddet fiilinden sonra kendi yanında kalmaya başladığını beyan etmiştir. Yine dosya kapsamından müşterek çocuğun psikiyatrik tedavi gördüğü de anlaşılmaktadır.Velayet kamu düzenine ilişkin olup, re'sen araştırma ilkesi geçerlidir. Bu nedenle yargılama sırasında meydana gelen gelişmelerin bile göz önünde tutulması gerekir. Velayet hususu, çocukları ilgilendiren konuların en başında gelir. Velayet düzenlemesinde; çocukla ana ve baba yararının çatışması halinde, çocuğun yararına üstünlük tanınması gereklidir. Çocuğun yararı ise; çocuğun bedensel, fikri ve ahlaki bakımdan en iyi şekilde gelişebilmesi ve böyle bir gelişmenin gerçekleştirilmesi için, çocuğa sosyal, ekonomik ve kültürel koşulların sağlanmış olmasıdır. Çocuğun bu konulardaki üstün yararını belirlerken; çocuk yetişkin biri olmuş olsaydı, kendisini ilgilendiren bir olayda, kendi yararı için ne gibi bir karar verebilecekti ise, çocuk için karar verme makamındaki kişinin de aynı yönde vermesi gereken karar; yani çocuğun farazi düşüncesi esas alınacaktır.Yukarıda açıklanan tüm olaylar gözetilerek; psikolog, pedagog ve sosyal çalışmacı niteliğindeki uzman veya uzmanlardan (4787 s.K. md.5) müşterek çocuk...'in anne ve baba yanındaki barınma ve yaşama koşullarını da değerlendirir içerikte sosyal inceleme raporu istenmeli, idrak çağında olan küçüğün ebeveynlerden hangisinin yanında kalmak istediği konusunda mahkemece görüşü alınmalı ve tüm deliller birlikte değerlendirilip, ebeveynlerinden hangisi yanında kalmasının çocuğun üstün yararına olacağı tespit edilerek sonucu uyurınca karar verilmelidir. Bu hususlar nazara alınmadan, velayetle ilgili yazılı şekilde düzenlemeye gidilmesi isabetli bulunmamış, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. ve 3. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeplerle ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın İbrahim Yavuz'a yükletilmesine, peşin harcın mahsubuna ve 136.00 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, temyiz peşin harcını yatıran Nuray'a yükletilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.