Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 8131 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 33 - Esas Yıl 2014





Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü; 3.5.2013 doğumlu küçük M.. Y..'a yapılması gereken zorunlu aşıları ailesinin yaptırmadığını, yaptırmaktan da kaçındıklarını ileri sürerek, küçüğün beden sağlığının korunması bakımından zorunlu olan aşının yaptırılması için küçük hakkında 5395 sayılı kanunun 5. maddesinin (1.) bendinin (d) alt bendi uyarınca sağlık bakım tedbirine karar verilmesini istemiştir.Dava, 26.08.2013 tarihinde açılmış, mahkemece küçüğün yasal temsilcisine (ana ve babasına) dava dilekçesi tebliğ edilmeden, onlara haber verilmeden evrak üzerinde yapılan inceleme ile istek kabul edilmiştir. Talep edilen ve mahkemece de kabul edilen tedbir, çocuğa aşı yapılmasını sağlamaya yöneliktir. Tıp biliminin kuralları uygulanmak suretiyle yapılan her türlü müdahale tıbbi bir müdahaledir. Aşı da önleyici nitelikte bir tıbbi müdahaledir. Sağlık alanında herhangi bir müdahale, ilgili kişinin bu müdahaleye özgürce ve bilgilendirilmiş bir şekilde muvafakat etmesinden sonra yapılabilir. Bir kişiye önceden, müdahalenin amacı ve niteliği ile sonuçları ve tehlikeleri hakkında uygun bilgiler verilmesi zorunludur. (Biyoloji ve Tıbbın Uygulanması Bakımından İnsan Hakları ve İnsan Haysiyetinin Korunması Sözleşmesi m. 5) (R.G. 20.4.2004 tarih ve 25439 sayı) Muvafakat verme yeteneği bulunmayan bir kimse üzerinde tıbbi müdahale, sadece onun doğrudan yararı için yapılabilir. (Söz. m. 6/1) Kanuna göre bir müdahaleye muvafakat verme yeteneği olmayan bir küçüğe veya akıl hastalığı ve benzeri herhangi bir sebepten dolayı muvafakat verme yeteneği bulunmayan bir yetişkine, sadece yasal temsilcisinin veya kanun tarafından belirlenen bir kişi veya makam ve kuruluşun izni ile müdahalede bulunulabilir. (Söz. m. 6) Bu halde dahi, bu kişi, makam veya kuruluşa, müdahalenin amacı, niteliği ile sonuçları ve tehlikeleri hakkında uygun bilgi verilmesi zorunludur. Umumi Hıfzısıhha Kanununda yeralan "her çocuğun doğumu takip eden ilk dört ay zarfında aşılanmasının zorunlu olduğuna" ilişkin hüküm (m. 89), müdahaleye ilgili kişinin muvafakat etmesi zorunluluğunu ortadan kaldırmaz. Şu halde, kanunen zorunlu olan haller dışında kimse rızası olmaksızın veya aydınlatılmış rızası aranmaksızın tıbbi bir ameliyeye tabi tutulamaz. Küçükler ve akıl hastalığı veya benzeri sebeple muvafakat verme yeteneği bulunmayan yetişkinler hakkında, M üdahale, yasal temsilcilerinin izniyle yapılabilir. Bu zorunluluk, küçüğün yasal temsilcisi olan ana ve babasına husumetin yöneltilmesini, davadan onların haberdar edilmesini gerekli kılar. 6.2.2014 tarihinde kabul edilen 6518 sayılı Kanunla, 2828 sayılı Sosyal Hizmetler Kanununa ilave edilen Ek 9. madde hükmü; haklarında korunma, bakım ve barınma tedbiri kararı alınarak Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına ait sosyal hizmet kuruluşlarına yerleştirilmiş olan çocuklar için geçerlidir. (R.G. 19.2.2014 gün ve 28918 sayı) Küçük Muhammed Talha hakkında daha önce alınmış bir korunma tedbiri de yoktur. O halde, küçüğün yasal temsilcisi olan ana ve babasına husumetin yöneltilmesi, bunların dinlenmesi, göstermeleri halinde delillerinin toplanması ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekir. Bu husus nazara alınmadan eksik hasım ve eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru bulunmamıştır.SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.