Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 8105 - Karar Yıl 2011 / Esas No : 4537 - Esas Yıl 2010





Davanın tarafları yabancıdır. Yabancı unsur ihtiva eden davalarda Tük mahkemelerinin milletlerarası yetkisini, iç hukukun yer itibarıyla yetki kuralları tayin eder. (5718 s. MÖHUK. md. 40) iç hukuk, bir davada yer itibarıyla hangi mahkemeyi (veya mahkemeleri) yetkili göstermiş ise, bu mahkeme, o davada milletlerarası yetkiye de sahiptir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 168. maddesine göre; boşanma veya ayrılık davaları, eşlerden birinin yerleşim yerinde veya davadan önce son defa altı aydan beri birlikte oturdukları yer mahkemesinde açılır. Bu yerlerden birini seçme hakkı davacıya aittir. Davacı, kendi yerleşi yerinin İstanbul olduğunu ileri sürdüğüne göre, İstanbul’un dava tarihi itibarıyla davacının yerleşim yeri olup olmadığı belirlenmelidir. Dava 13.05.2009 tarihinde açılmıştır. Dosyaya sunulan belgelerden, davacının06.11.2008 ile 06.11.2010 tarihleri arasında iki yıl süreli yabancılara mahsus ikamet tezkeresiyle Türkiye’de bulunduğu anlaşılmaktadır. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununa göre, Türkiye’de her hangi bir amaçla en az altı ya süreli ikamet tezkeresi almış olan yabancıların Genel Müdürlükçe “Yabancılar Kütüğüne” kaydedilmeleri (md.8/1) ve yerleşim yeri adreslerinin bu kütüğe işlenmesi, bu kanuna dayanılarak çıkarılan 15.08.2007 tarihinde yürürlüğe konulan “Adres Kayıt Sistemi Yönetmeliğine” göre de, bu durumda olan yabancıların yerleşim yeri ve diğer adres bilgilerinin elektronik ortamda tutulması zorunludur. (Yönetmelik md.10/1) o halde, Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü’nden, davacının “yabancılar kütüğünde” kaydının olup olmadığı ve aynı kütükte dava tarihi itibarıyla Türkiye’deki yerleşim yeri adresiyle ilgili bir bilginin bulunup bulunmadığı sorulup tespit edilmeli, kişilerin adres beyan formundaki bildirimlerinin aksi sabit oluncaya kadar geçerli (Yönetmelik md.13/1) olacağı da dikkate alınmalı, bu ve tarafların gösterdikleri tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Açıklanan yönler araştırılmadan eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru bulunmamıştır.SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA<karar>, duruşma için takdir olunan 825.00 TL. vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren on beş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.