Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan tahliye-alacak davasına dair karar davalılar tarafından süresi İçinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup, gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, temerrüt nedeniyle tahliye ve alacak istemine ilişkindir. Mahkemece alacak isteminin kısmen kabulüne, kiralananın temerrüt nedeniyle tahliyesine karar verilmiş, hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili, davalılardan C... Hazır Giyim A.Ş.'nin kiracı, diğer davalı Yusuf'un İse müteselsil kefil olduğunu, davalı kiracının temerrüt ihtarnamesine rağmen Ocak ve Şubat 2010 ayları kira paraları süresi içinde ödemediğinden, sözleşmedeki muacceliyet koşulunun gerçekleştiğini bildirerek kiralananın temerrüt nedeniyle tahliyesine ve muacceliyet koşulu uyarınca bir yıllık kira parasının da davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili ise, temerrüt ihtarnamesinin müvekkiline tebliğ edilmediğini, davanın yasal koşullarının oluşmadığını ve kiralananın tahliye edildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece kiralananın tahliyesine ve 145.200 TL alacağın davalılardan tahsiline karar verilmiştir. Davada dayanılan ve hükme esas alınan 01.06.2009 başlangıç tarihli, 3 yıl 7 ay süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Sözleşmenin 4/2. maddesinde kira paralarının her ayın 5. gününe kadar banka hesabına ödeneceği, bir ayın kirasının süresinde ödenmemesi halinde herhangi bir İhtar ve ihbara gerek olmaksızın ilgili kira dönemi sonuna kadar bütün kiraların muaccel olacağı kararlaştırılmıştır. Davada, Ocak ve Şubat 2010 kira paralarının vadesinde ödenmediği ileri sürülmüş, bunun aksi davalı kiracı tarafından yöntemine uygun delillerle kanıtlanamamıştır. Bu hale göre sözleşmedeki muacceliyet koşulunun gerçekleştiğinin kabulü gerekir. Ne var ki davalı kiralananın tahliye edilerek anahtarının 02.07.2010 tarihli tutanak ile davacıya teslim edildiği bildirilmiş ve buna ilişkin tutanak temyiz dilekçesine eklenmiştir. Taşınmazın sözleşme süresinden önce tahliye edilmesi durumunda tahliye tarihinden sonraki dönem için kiracının sorumluluğu taşınmazın aynı koşullarda kiraya verilebileceği makul süre ile sınırlı olduğundan mahkemece bu yön üzerinde durulup kiralananın anahtarının usulünce teslim edilip edilmediği belirlenerek tahliye tarihine kadarki kira alacağının tahsiline karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur. Öte yandan davalı şirkete gönderilen temerrüt ihtarnamesinin "adreste birlikte çalışan Semi imzasına" tebliğ edildiği görülmektedir. Şirket adına tebligat yapılan Şemi'nin şirket çalışanı olduğu belirtilmiştir. Şirket temsilcisinin işyerinde bulunmadığı veya evrakı alamayacak durumda olduğuna ilişkin tebligat parçasına bir açıklama yazılmamıştır. Bu durumda şirket çalışanına yapılan tebligat 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 12 ve 13. maddeleri ve Tebligat Tüzügü'nün 17 ve 18. maddelerine aykırı olup, geçersizdir. Şayet kiralananın yasal tesliminin gerçekleştiğinin kabul edilmesi, kira sözleşmesinin yürürlükte bulunduğunun kabulü durumunda söz konusu ihtarname tebliğ edilemediğinden hukuki sonuç doğurmaz. Bu nedenle Borçlar Kanunu'nun 260. maddesi uyarınca da tahliyeye karar verilemez. Mahkemece anılan hususlar gözardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır. Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün (BOZULMASINA), istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 13.07.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.