Taraflar arasında “şikayet” davasından dolayı yapılan yargılama
sonunda; (İstanbul dokuzuncu İcra Hukuk Mahkemesi) nce şikayetin
reddine 06.2006 gün ve 2006/726-932 sayılı kararın incelenmesi
şikayetçi vekili tararafından istenilmesi üzerine, Yargıtay Onikinci
Hukuk Dairesi’nin 19.10.2006 gün ve 2006/16125-19670 sayılı ilamı
ile; (“...Devlet Hastaneleri, Devlet mallarının hizmet malları
ayrımında kamu hizmeti ile yakın kapsamında sayılmaktadır. Devlet
mallarının neler
olduğu 1050 sayılı Kanun’un 2. maddesinde belirtilmiştir.
Devlet mallari, gerek kamu hizmetlerine doğrudan tahsis edilmiş
bulunan, gerek temin ettiği ekonomik ve sosyal menfaatler
dolayısıyla yararlanılan bütün mallardır. Maliye Bakanlığı ve
Sayıştay’ın denetiminde olan sarfiyat için işlem kolaylığı sağlamaya
matuf ayrıcalık, onun Devlet malı olmaktan çıkarıldığı anlamına
gelmez.
209 sayılı Kanun hükmünce kurulanhükmünce kurulan, öz sermayesi
tümüyle Devlet tarafından karşılanmış döner sermayeler ve bunlardan
üretilmiş olan taşınır taşınmaz mal ve haklar aynı Kanun’un 3.
maddesi uyarınca belirli bir kamu hizmetinin devamlılığına tahsis
edilmiştir. Kuruluşun yaşaması bu sermaye ile kaim olduğuna, döner
sermaye saymanlığının bağımsız kişiliği bulunmadığına göre,
mahkemece borçlu isteminin tümünün kabulü gerekirken, kısmen kabulü
isabetsizdir...”) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri
çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki
kararda direnilmiştir.
Temyiz Eden: Şikayetçi vekili
Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde
temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra
gereği görüşüldü:
İstek, haczedilmezlik şikayetine ilişkindir.
İstanbul Üçüncü İcra Müdürlüğümün 2006/160 sayılı dosyasında, karşı
taraf/alacaklı şirket, borçlu şirketler aleyhine önce ihtiyati haciz
kararına dayanarak 04.01.2006 tarihinde ihtiyati haciz uygulatmış;
İcra Müdürlüğü’nce borçluların diğer üçüncü kişiler yanında GATA
Haydarpaşa Eğitim Hastanesi Komutanlığı’nda doğmuş ve doğacak hak ve
alacaklarına haciz tezkeresi yazılmasına ve ihtiyati haciz konulması
için 89/1 birinci haciz ihbarnamesi çıkarılmasına karar verilmekle
04.01.2006 tarihinde 89/1 ihbarnamesi çıkarılmış; 06.01.2006
tarihinde tebliğ edilmiştir. Alacaklı devamında; kambiyo senetlerine
mahsus yolla 05.01.2006 tarihinde icrai hacze girişmiş; borçlulara
Örnek 10 ödeme emri çıkarılmış; ayrıca bu dosyada üçüncü kişi
durumundaki GATA Haydarpaşa Eğitim Hastanesi Komutanlığı’nda doğmuş
ve doğacak istihkak, para, hakediş ve benzeri alacakları üzerine
haciz uygulanması için ikinci haciz ihbarnamesi de tarihsiz olarak
çıkarılmış, 02.03.2006 tarihinde Komutanlığa tebliğ edilmiştir. GATA
Haydarpaşa Eğitim Hastanesi Komutanlığı 10.03.2006 tarih ve 295
sayılı cevabında, tebligatı kabul etme yetkilerinin bulunmadığını,
tebligatın MSB Huk. Müş. ve Dava D.Başkanlığı’na tebliğ edilmesi
gerektiği bildirilmiştir. Bu talep İcra Müdürlüğü’nce
reddedilmiştir. 21.03.2006 tarihinde üçüncü haciz ihbarnamesi
çıkarılarak 18.04.2006 tarihinde Komutanlık adresinde tebellüğ
edilmiştir. 14.04.2006 tarihinde Önek 21/a üçüncü haciz ihbarnamesi
(bildirim) tebliğe çıkarılarak Komutanlık adresinde 18.04.2006
tarihinde tebliğ edilmiş; 27.04.2006 tarihinde tebligatın MSB Huk.
Muş. ve Dava D.Başkanlığı’na tebliğ edilmesi gerektiği ifade
edilerek iade edilmiştir.
Bu aradaBankası’na gönderilen 89/1 ihbarnamesi ile Gülhane Askeri
Tıp Akademisi Haydarpaşa Eğitim Hastanesi Komutanlığının 2939575
nolu hesabına, döner sermaye hesabı ise haciz uygulanması istenmiş;
yazının 25.05.2006 tarihinde tebliği üzerine Ziraat Bankası A.Ş.
K... Şubesi nezdinde bulunan 2939576-601 nolu hesap üzerine ve bu
hesabın döner sermaye hesabı olması nedeniyle 22.05.2006 tarihinde
haciz tatbik edilmiştir.
Alacaklı vekilinin diğer hesaplara da haciz konulması yönündeki
talebi, Devlet malı olduklarından haczedilemeyeceği gerekçesiyle
24.05.2006 tarihli İcra Müdürlüğü kararıyla reddedilmiş; aynı
tarihte sadece döner sermaye hesaplarına haciz konulmasına karar
verilmiştir.
Şikayetçi Maliye Hazinesi vekili, 03.05.2006 tarihli şikayet
dilekçesi ile; İstanbul Üçüncü İcra Müdürlüğü’nün 2006/160 esas
sayılı dosyasından, GATA Haydarpaşa Eğitim Hastanesi Komutanlığı’na
ait Ziraat Bankası A.Ş. K... Şubesi nezdinde bulunan 2939576-6001
nolu hesap üzerine, bu hesabın döner sermaye hesabı oldugundan
bahisle 22.05.2006 tarihinde haciz tatbik edilmesininusul ve yasaya
aykırı olduğunu, 209 sayılı Kanun’un 12. maddesine göre malların
Devlet malı olması nedeniyle haczedilemeyeceğini, ifadeyle
haczedilmezlik şikayetinde bulunarak haczin kaldırılmasını
istemiştir.
Yerel mahkemece; bu hastanenin 01.04.1961 tarih ve 209 numaralı Yasa
kapsamında bulunan bir kuruluş olmadığı belirlenmekle istemin yasal
dayanağı bulunmadığı, gerekçesi ile haczedilemezlik şikayetinin
reddine karar verilmiş; şikayetçi vekilnin temyizi üzerine Özel
Daire’ce karar; “...209 sayılı Kanun hükmünce kurulan, öz sermayesi
tümüyle Devlet tarafından karşılanmış döner sermayeler ve bunlardan
üretilmiş olan taşınır, taşınmaz mal ve haklar aynı Kanun’un 3.
maddesi uyarınca belirli bir kamu hizmetinin devamlılığına tahsis
edilmiştir. Kuruluşun yaşaması bu sermaye ile kaim olduğuna, döner
sermaye saymanlığının bağımsız kişiliği bulunmadığına göre,
mahkemece borçlu isteminin tpmülün kabulü gerekirken kısmen kabulü
isabetsizdir.” gerekçesi ile bozulmuş ve alacaklı vekilinin karar
düzeltme istemi Özel Daire’ce oybirliği ile reddedilmiştir.
Yerel mahkemece önceki kararda direnilmiş; karar şikayetçi/üçüncü
kişi vekilince temyiz edilmiştir.
Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; üçüncü
kişi durumundaki GATA Haydarpaşa Eğitim Hastanesi Komutanlığı Döner
Sermaye Saymanlığı’nın T.C. Ziraat Bankası K... şubesindeki
2939576-6001 numaralı döner sermaye hesabındaki meblağın haczedilip
haczedilemeyeceği, noktasındadır.
Öncelikle, konuya ilişkin yasal düzenlemelerin ortaya konulup,
değerlendirilmesinde yarar vardır.
2004 sayılı İcra İflas Yasası’nın 82. maddesinin 1. fıkrasında;
”Devlet malları ile mahsus kanunlarında haczi caiz olmadığı
gösterilen mallar haczedilemez.”
Hükmü yer almaktadır.
Bu hükmün konuluş nedeni, 15.01.1947 gün ve 1947/14-5 sayılı
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında “Bu hüküm, kamu
hizmetlerinin düzenli ve aralıksız bir tarzda yürütülmesini sağlamak
amacını güder. Devletin kendisine ait borcu ödemesi zorunluluğu,
devlet kamu kişiliğinin saygınlık ve onuru gereği bulunmakta,
devletten alacaklı bulunan kişilerin kovuşturma yollarına
başvurmalarına gerek bulunmadan alacaklarını alabilmeleri
öngörülmektedir.” şeklinde açıklanmıştır.
Görüldüğü üzere, İİK 82/1 maddesi anlamında haczedilemezlik “devlet
malları” ve “özel yasalarında haczi caiz olmadığı gösterilen mallar”
için söz konusudur.
Devlet mallarının neler olduğunu düzenleyen 1050 sayılı Kanun’un 2.
maddesinde aynen; “Devletin emvali Devletçe tarh ve cibayet olunan
her türlü tekalif ve rüsum ile Devlete ait nükut ve esham ve her
türlü menkul ve gayrimenkul eşya, emval ve kıyem ve bunların hasılat
ve icraatı ile bedellerinden terekküp eder.” hükmü yer almakta;
günümüz Türkçesi ile ifade edildiğinde de bu hükümde “Devletin mal
varlığı; Devletçe salınan ve alınan her türlü vergi ve resim ile
Devlete ait nakit, hisse senedi, her türlü taşınır ve taşınmaz eşya,
mal, kıymet ve bunların gelirleri, kiralan ile satış bedellerinden
oluşur.” denilmektedir.
Devlet mallarının haczedilmemesi çeşitli nedenlere dayanmaktadır.
Her şeyden önce, devleti niteleyen egemenliğin, buna karşı cebir
(zorlayıcı güç) kullanılmasıyla bağdaşmayacağı, cebir
kullanılmasının devlete tanınmış bir yetki olup, bu i yetiyi
devletin kendisine karşı kullanmasının düşünülemeyeceği, devletin
borçlarını, herhangi bir cebir kullanmadan kendiliğinden ödemesinin
hukuk devletinin gereği olduğu, hususları bunların başında
gelmektedir.
Ayrıca, kamu hizmetlerinin aksatılmadan ve kesintiye uğramadan
sağlanması ve bütçenin getirdiği esasların cebri icra sonucunda
öngörü dışı ihlallere uğratılmaması da esas alınmaktadır (Prof. Dr.
Baki Kuru, İcra İflas Hukuku, Ankara 1983,s. 294; Prof. Dr. Saim
Üstündağ, İcra Hukuku Esasları, İstanbul 1984, s.199).
Diğer yandan devlet mallarının haczi, bu malların tahsis şeklini
değiştirdiğinden, devletin malvarlığında (patrimuan) ve mali hukukta
devamlılığı bozarak kamu yararına zarar verebilecektir.( Talih Uyar,
İcra Hukukunda Haciz, Manisa 1983, s.386)
Devlet malları 1050 sayılı Genel Muhasebe Yasası’nın 2. maddesine
göre, gerek kamu hizmetine doğrudan doğruya tahsis edilmiş bulunan,
gerek sağladığı mali yarar vesaire dolayısıyla faydalanılan bütün
mallardır. (Prof. Dr. Ejder Yılmaz, Devlet Malları Hak ve
Rüçhanlığına Sahip Malların Haczedilmemesi, Prof. Yaşar Karayalçın’a
Armağan, Türkiye İş Bankası Yayınları).
Devlet malları kavramı, salt devlet tüzel kişiliği içindeki genel
bütçeli dairelerin elelrinde bulunanve idare ve muhasebesi 1050
sayılı Genel Muhasebe Yasası’na tabi malları kapsar. Devlet malları,
özel mallardan birtakım hukuki karaktere sahiptir. Devlet mallarının
gösterdiği bu hukuki karakter bu malların ya doğasından, ya da
kamunun kullanımına ve yararlanmasına sunulmuş bulunmasından veyahut
bir kamu hizmetinin unsurunu oluşturmasından kaynaklanır. Bu
karakterler, devlet mallarının özel mallar karşısındaki hukuki
niteliğini belirttiği gibi idarenin bunlar üzerinde sahip olduğu
hakların nteliğini, ferdin bunlar karşısındaki durumunu ve
yararlanma yetkilerini de aydınlatır ( (Ord. Prof. Dr. Sıddık Sami
Onar, İdare Hukukunun Umumi Esasları, Cilt 2, İstanbul 1964, s.
1319).
Karşılaştırmalı hukuka baktığımızda, İsviçre, Fransa ve Almanya’da
kural olarak devlet mallarının haczedilebilirliği kabul edilmiştir
(İsviçre İcra İflas Yasası m. 92-94, Fransa Medeni İcra Usulleri
Hakkındaki Yasa m. 14, Federal Almanya Hukuk Usulü Yasası m. 882 a).
İcra İflas Yasası’nın 82/1. maddesinde yer alan devlet mallarının
hac-zedilemeyeceği kuralının iptali ile ilgili olarak açılan davada
Anayasa Mahkemesi “Devlet mallarının haczedilemeyeceğine ilişkin
kural Devletin borçlarını kendiliğinden ödeyeceği ve bunun hukuk
devletinin gereği olduğu esasına dayanır. Devlet mallarının haczi,
bu malların kullanma biçimini değiştireceğinden, devletin
malvarlığında ve mali hukukta sürekliliğe engel olarak, kamu
yararına zarar verir. Uyuşmazlık konusu olayda, borcun hiç
ödenmemesinden değil, bütçe olanaklarına göre, yılını aştığı için
gecikerek ödemenin sağlanacağından söz edilmektedir. Devletin
etkinliklerinde kamu hizmeti ve dolayısıyla kamu yararı önde
geldiğine göre, bir alacaklının kişisel çıkarı için devlet
mallarının haczi, diğer deyişle özel yararın kamu yararına
yeğlenmesi (tercih edilmesi) söz konusu olamaz. Öte yandan, yasa
önünde eşitlik, herkesin her yönden aynı kurallara bağlı olacağı
anlamına gelmez. Anayasa’nın 10. maddesinde yer alan eşitlik, mutlak
anlamda eşitlik olmayıp, haklı nedenlerin varlığı durumunda farklı
uygulamalara olanak veren bir ilkedir. Durum ve konumdaki farklılık,
hukuksal özellikler, kimi kişiler ya da topluluklar ve kuruluşlar
için değişik kurallar ve uygulamaları gerekli kılar. Kimi
yurttaşların haklı bir nedene dayandırılarak değişik kurallara bağlı
tutulmaları eşitlik ilkesine aykırılık oluşturmaz. Anayasa’nın
amaçladığı eşitlik eylemi değil, hukuksal eşitliktir. Aynı hukuksal
durumların aynı, ayrı hukuksal durumların ayrı kurallara bağlı
tutulması, Anayasa’nın öngördüğü eşitlik ilkesine uygun düşer”
gerekçeleriyle 2004 sayılı İcra İflas Yasası’nın 538 sayılı Yasa ile
değişik 82. maddesinin 1. bendinde yer alan “Devlet malları”
sözcüklerinin Anayasa’ya aykırı olmadığı sonucuna varmıştır (Anayasa
Mahkemesi’nin 21.10.1992 gün ve 1992/13 ve 1992/50 K. sayılı
içtihadı).
Devlet malı kavramı, Hukuk Genel Kurulu’nun 04.10.1974 gün ve
1971/1-261 esas, 1974/1050 karar sayılı kararı ile 25.12.2002 gün ve
2002/12-1101 esas, 2002/1113 karar sayılı karar ve bu kararın karar
düzeltme talebinin reddine ilişkin 26.02.2003 gün ve 2003/12-116
esas, 2003/111 karar sayılı ilamlarında da yukarıda açıklanan
ilkeler çerçevesinde ayrıntısıyla irdelenmiştir.
Özel yasalarında haczi caiz olmadığı gösterilen mallar da devlet
mail olmamakla birlikte haczedilemez.
Özel yasalarda haczedilmezlikle ilgili düzenlemeler başta 2510
sayılı iskan Kanunu m. 16/f, m. 30; 6245 sayılı Harcirah Kanunu m.
61; 3213 sayılı Maden Kanunu m. 40; 6831 sayılı Orman Kanunu m. 31,
VI; 5846 sayılı Fikir ve Sana Eserleri Kanunu m. 61; 506 sayılı
Sosyal Sigortalar Kanunu m. 121; 1479 sal ill BağKur Kanunu m. 67;
775 sayılı Gecekondu Kanunu m. 34/e; 2849 sail Kefalet Yasası m. 11;
4178 sayılı Yasa m. 12; 4933 sayılı Yasa m. 13; Türk Ticaret Yasası
m. 753, m. 892/1; 7397 sayılı Yasa m. 14/3; 2821 sayılı Se jpikalar
Yasası m. 64/2; 657 sayılı Devlet Memurları Yasası m. 203/3, m.
207/|L m. 236; 926 sayılı Turk Silahli Kuvvetleri Personel Yasası m.
143, m. 154/2 m. 176, m. 177/2; 1164 sayılı Arsa Ofisi Yasası; 2834
sayılı Tarım Kredi Kooperatifleri ve Birlikleri Yasası m. 8, m.
16/3; 1512 sayılı Noterlik Yasası ml 38/5; 854 sayılı Deniz İş
Yasası m. 32 vs. olmak üzere çeşitli özel kanunlarda yer almaktadır.
Ayrıca, bu mallara örnek olarak kamu iktisadi teşebbüslerinin
malları gösterilebilir (233 sayılı KHK m. 57/2).
Son olarak devlet malları hak ve rüçhanlığını haiz mallar da
haczedilemez. ( Örn Ordu Yardımlaşma Kurumu Yasası’nın 37. maddesi).
Devlet hastaneleri, devlet malları ana başlığı altında hizmet
malları ayrımında kamu hizmeti ile yakından ilişkisi bulunan
kurumlar kapsamında yer almaktadır.
Bu bağlamda, 04.01.1961 tarihli Saglık ve Sosyal Yardım Bakanlığına
Bağlı Sağlık Kurumları ile Esenlendirme (Rehabilitasyon) Tesislerine
verilecek Döner Sermaye Hakkında 209 sayılı Kanun da irdelenmelidir.
209 sayılı Kanun hükmünce kurulan, öz sermayesi tümüyle devlet
tarafindan karşılanmış döner sermayeler ve bunlardan üretilmiş olan
taşınır, taşınmaz mal ve haklar Kanun’un 3. maddesi uyarınca belli
bir kamu hizmetinin d|vamliliSma tahsis edilmiş; kurumun yaşamasi bu
sermayeye bağlı kılınmış; aynı Kanun’un 12. maddesinin 1. fikrasında
açıkça; “Döner sermayeye ait bütün mallar Devlet malı hükmündedir.
Bunlar aleyhine işlenen suçlar aynen Devlet malları aleyhine
işlenmiş suç olarak kabul edilir ve sanıklar bu husustaki kanunlar
hükümlerine göre takip olunarak cezalandırılır.” hükmüne yer
verilmiştir.
Hemen burada, döner sermaye hesabı haciz işlemine konu edilen GATA
Haydarpaşa Eğitim Hastanesi Komutanlığının yasal konumunun da ortaya
konulması gerekmektedir.
17.11.1983 tarih ve 2955 sayılı Gülhane Askeri Tıp Akademisi
Kanunu’nun 2. maddesinde Kanunun kapsamı Bu Kanun; Gülhane Askeri
Tıp Akademisi Komutanlığını, bu Komutanlığa bağlı eğitim ve öğretim
kurumlarını ve bunlarla ilgili faaliyet ve esasları kapsar.” olarak
açıklanmış; tanımlara ilişkin 3. maddesinin (a) bendinde;
a) Gülhane Askeri Tıp Akademisi: Genelkurmay Başkanlığının
kuruluşunda, bilimsel özerkliğe sahip, Atatürk ilkelerine bağlı,
milli şuur ve disiplini görev bilen, Türk Silahlı Kuvvetlerinin
sağlık bilimleri alanında en yüksek danışma organı olan; lisans ve
lisansüstü düzeyde eğitim ve öğretim, bilimsel araştırma ve yayım
yapan, Türk Silahlı Kuvvetlerine muvazzaf askeri tabip ve
gerektiğinde diğer sağlık bilimleri alanında askeri personel
yetiştiren; kendisine ve bünyesindeki Askeri Tıp Fakültesine
enstitü, yüksekokul ve benzeri kuruluşlar, eğitim hastaneleri ile
diğer eğitim ve öğretim kurumlan bağlanabilen ve Genelkurmay
Başkanlığının gerek gördüğü sağlıkla ilgili eğitim ve öğretimi de
yaptıran bir yükseköğretim kurumudur.”
Aynı maddenin c) bendinde de;
”c) Askeri Eğitim Hastanesi: Gülhane Askeri Tıp Akademisi
Komu-tanlığı’nın önerisi ve Genelkurmay Başkanlığının onayı ile
vazifelendirilen, 211 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet
Kanunu’nun ve Yönetmeliğinin öngördüğü personelin muayene ve
tedavilerinin, tıpta uzmanlık öğreniminde bulunan askeri tabipler
ile diğer sağlık personelinin eğitimlerinin ve bu eğitim ile ilgili
klinik ve laboratuvar çalışmalarının yapıldığı, Türk Silahlı
Kuvvetleri kuruluş ve kadrolarında gösterilen hastanelerdir.”
hükümlerine yer verilmiş; 37. maddesinde “Gülhane Askeri Tıp
Akademisi’nin idari denetimi Genelkurmay Başkanlığınca yapılır.”
Denilmiştir.
Aynı Kanun’un 46. maddesinde mali kolaylıklar, 47. maddesinde ise
döner sermaye başlıklı 47. maddede aynen;
Genelkurmay Başkanlığınca Gülhane Askeri Tıp Akademisi’nde ve eğitim
hastanelerinde döner sermaye işletmesi kurulabilir.
(Değişik: 11.06 1997-4273/5 md.) 04.01.1961 tarihli ve 211 sayılı
Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanunu’nun değişik 70. maddesinin
birinci fıkrasında sayılan hak sahiplerinin muayene ve tedavilerine
ilişkin olarak T.C. Emekli Sandığı tarafından ödenecek karşılıklar,
yapılacak bağış, yardım ve vasiyetler ile muayeneve tedavi edilecek
sivil kişilerden yönetmelikteki esaslara göre alracik ücretler döner
sermayeye gelir kaydedilir.
Döner sermaye işletmesinin faaliyet alanları, sermaye limitleri,
sermaye ile ilgili yönetim işlerinin yürütülmesi esasları ve
muhasebe usulleri, Maliye Bakanlığı’nın olumlu görüşü alınmak
suretiyle Genelkurmay Başkanlığı’nın tespit edeceği esaslar göre
Gülhane Askeri Tıp Akademisi ve eğitim hastanelerinin döner sermaye
yönetmeliğinde belirtilir.
Kurulacak döner sermaye işletmesi, 1050 sayılı Muhasebei Umumiye
Kanunu’na tabi değildir. Döner sermayeden elde edilen ve her yıl
sonunda kullanılmayan bitiminden başlaman gelir ertesi yılın döner
sermaye gelirine eklenir. Mali yılın bitiminden başlanarak dört ay
içinde hazırlanacak bilanço ve ekleri ile bütün gelir ve gider
belgeleri denetim için Sayıştay’a, birer örneği de aynı süre içinde
Maliye Bakanlığına verilir.
Döner sermaye işletmelerinden toplanan döner sermaye geliri, Gülhane
Askeri Tıp Akademisi’nin araç, gereç, araştırma ve diğer
ihtiyaçlarına sarfedilir.” denilmektedir.
Gülhane Askeri Tıp Akademisi Yönetmeliğinin “Döner Sermaye”
başlıklı140. maddesinde “Genelkurmay Başkanlığınca Gülhane Askeri
Tıp Akademisi’nde ve Eğitim Hastanelerinde döner sermaye işletmesi
kurulabilir.
Döner sermaye işletmesine ilişkin usul ve esaslar Gülhane Askeri Tıp
Akademisi Döneri Sermaye Yönetmeliğinde düzenlenir.” hükmü
bulunmakta;
Gülhane Askeri Tıp Akademisi ve Bağlı Eğitim Hastaneleri Döner
Sermaye İşletmesi Yönetmeliği’nin (12.08.1984 gün ve 18456 sayılı
R.G.);
3. maddesinde, Faaliyet Alanı; “Gülhane Askeri Tıp Akademisi ve
bağlı eğitim hastaneleri döner sermaye işletmelerinin faaliyet alanı
aşağıda belirtilmiştir:
1)Yatak adedinin % 5’ine kadar sivil kişilerin muayene ve
tedavilerini ayakta veya yatırarak yapmak,
2)Türk Silahlı Kuvvetleri Rehabilitasyon ve Bakım Merkezi
Başkanlığı’na yurt içinden veya yurt dışından Genelkurmay
Başkanlığı tarafından belirlenecek oran veya sayıda kabul edilecek
sivil hastaların muayene ve tedavilerini ayakta veya yatırarak
yapmak,
3)Tıbbi faaliyet alanı ile sınırlı olmak ve Genelkurmay
Başkanlığının izni alınmak kaydı ile mal ve hizmet üretiminde
bulunmak.” şeklinde sıralanmış;
”Sermaye limiti” başlıklı 4. maddesinde, Kuruma tahsis edilen
sermayenin Milli Savunma Bakanlığı bütçesine bu amaçla konulan
ödeneklerle, döner sermaye faaliyetlerinden elde edilecek kârlar,
bağış ve yardımlardan oluşacağı, belirtilmiş;
13. maddesinde, Döner Sermayenin mali işleri ile muhasebe
işlemlerinin Genelkurmay Başkanlığı’nca tahsis edilen kadroya Milli
Savunma Bakanlığınca teklif edilen ve Maliye Bakanlığı’nca atanan
sorumlu sayman tarafından yürütüleceği;
Yine 32. maddede, hesap işleri ve işlemlerinin Maliye Bakanlığı
Döner Sermaye Muhasebesi Hesap Yönetmeliği esaslarına göre
tutulacağı; ifade edilmiş, Saymanlıklar bulundukları İl
Defterdarlığı’na bağlı olmakla, bağımsız kişilik tanınmamıştır.
Hemen burada vurgulamakta yarar vardır ki, devlet malları gerek kamu
hizmetlerine doğrudan tahsis edilmiş bulunan, gerek temin ettiği
ekonomik ve sosyal menfaatler dolayısıyla yararlanılan bütün
mallardır. Maliye Bakanlığı ve Sayıştay’ın denetiminde olan sarfiyat
için işlem kolaylığı sağlamaya matuf ayrıcalık, onun devlet malı
olmaktan çıkarıldığı anlamına gelmemektedir.
Tüm bu açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında; Gülhane Askeri
Tıp Akademisi Haydarpaşa Eğitim Hastanesi
Komutanlığımın Özel Kanun ve Yönetmeliklerle düzenleme altına
alınmış kuruluş biçimi, çalışma sahası, işleyişi, idari denetini hin
Genelkurmay Başkanlığı’na bağlı olup, bütçesinin de Milli Savunma
Bakailığı bütçesine bu amaçla konulan ödeneklerle, döner sermaye
faaliyetlerinden elde edilecek kârlar, bağış ve yardımlardan
oluşması, Saymanlığının Mal y^ Bakanlığı İstanbul Defterdarlığına
doğrudan bağlı olup, bağımsız kişilik taşımaması da gözetilerek
döner sermaye hesabının devlet malı niteliğinde ele alınması
gerektiği, bu nedenle haczedilmezlik şikayetinin puna varılmış;
mahkemenin redde ilişkin kararı ile bu usul ve yasaya aykırı olmakla
açıklanan nedenlerle bozulması gerekmiştir.
Sonuç: Şikayetçi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme
kararının yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı HUMK’nın 429.
maddesi gereğince (BOZULMASINA), 23.01.2008 gününde, oybirliği ile
karar verildi.
Bilmeniz halinde fark yaratacak kararlar
İtirazın iptali davasında takipte talep edilen faiz için dava açılmamış olması -faiz üzerinden inkar tazminatına hükmedilemeyeceği
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı vekili gelmedi. Davalı vekilleri Avukat O.K. ve M.K.geldi. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davalı avu
Islahla davaya yeni talepler eklenemeyeceği- dava dilekçesinde olmayan tahliye istemi
MAHKEMESİ : Ankara Batı 2. Sulh Hukuk MahkemesiTARİHİ : 24/02/2015NUMARASI : 2012/1003-2015/191Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı itirazın iptali ve menfi tespit davasına dair kararın temyiz incelemesi duruşmalı olarak davacı-birleşen davanın davalısı tarafından
DERDESTLİK KOŞULLARI - TEMYİZ DİLEKÇESİ - Dava açılması - Dava şartları - TEMYİZ HARCI - hukuki yarar - usul hukuku - dava sebebi - ilk itiraz - DAVA ŞARTI - ayni dava
MAHKEMESİ : MERSİN 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 04/12/2014NUMARASI : 2014/866-2014/352Taraflar arasındaki muarazanın giderilmesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın derdestlik nedeniyle reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz
Yargıtay
Yargıtay Karar Arama
Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları Arama
Yargıtay Ceza Dairesi Kararları Arama
Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır ?
Yargıtay Daire Bilgileri İle Dosya Sorgulama
Yargıtay Yerel Mahkeme Bilgileri İle Dosya Sorgulama
Yargıtay Kanunu
Yargıtay İş Bölümü
Yargıtay Haberleri
Karar Arama
Yargıtay Kararları
Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları
Yargıtay Ceza Dairesi Kararları
BAM Kararları
Danıştay Kararları
Anayasa Mahkemesi Kararları
Uyuşmazlık MAhkemesi Kararları
Karar Arama Nasıl Yapılır?
Emsal Karar ve Emsal Karar Arama Nedir?
Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır?
BAM Karar Arama Nasıl Yapılır?
Danıştay Karar Arama Nasıl Yapılır?
Anayasa Mahkemesi Karar Arama Nasıl Yapılır?