Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 7942 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 12935 - Esas Yıl 2009





Davacı vekili, tevdi mahalli olarak tayin edilen bankanın mahkeme kararına rağmen muhafaza ettiği parayı ödememesi üzerine yapılan icra takibi sırasında asıl alacağı ödeyerek, faiz, vekalet ücreti ve icra giderlerine itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline, takibin devamına, davalının alacağın %40'ından az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, paranın usulüne uygun şekilde talep edilmemesi nedeniyle davacı vekiline ödenmediğini, çekilen ihtarda da paranın davacıya değil, davacı vekiline ödenmesi talep edildiği için usulüne uygun bir ihtarda da bulunulmadığını, parayı talep eden vekil ile tevdi edilen para hakkında karar verilen dosyadaki vekilin aynı olmadığını, icra takibine sebebiyet vermeyen bankanın icra takip giderlerinden ve vekalet ücretinden sorumlu tutulamayacağını belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, vekaletnamesinde ahzu kabz yetkisi olmayan vekilin bankadaki parayı çekemeyeceği, bu nedenle bankanın icra giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulamayacağı belirtilerek davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Somut olayda, mahkemece tevdi mahalli olarak tayin edilen davalı, davacıya ait olduğuna hükmolunan kendi yedindeki parayı, vekaletnamesinde özel yetkisi olmayan davacı vekiline ödeyemeyeceğini, avukata genel vekaletnamede verilen ahzu kabz yetkisinin bankadaki parayı tahsil etmeye yeterli olmadığını belirterek, söz konusu parayı davacı vekiline ödemekten imtina etmiştir. Oysaki dava konusu para bir mahkeme kararıyla tevdi mahalli olarak tayin edilen davalıya tevdi edilmiş olup, söz konusu paranın davacıya ait olduğu yine bir mahkeme kararı ile hüküm altına alınmıştır. Bu durumda davacı vekilinin genel vekaletnamesinde ahzu kabz yetkisinin bulunmasının paranın tahsili için yeterli olduğu, ayrıca bu konuda özel bir yetkisinin bulunmasına gerek olmadığı gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.SONUÇYukarıda açıklanan nedenle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA peşin harcın istek halinde iadesine 23.06.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.