Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 7849 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 13792 - Esas Yıl 2015





Mahkemesi :Ağır Ceza MahkemesiEk Karar Tarihi : 15.06.2015Dava : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminatHüküm : 6.983 TL maddi ve 12.000 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine ve temyiz isteminin reddine dair ek karar,Davacı vekilinin 18.04.2012 tarihli dilekçesi ile müvekkili davacının bir suç soruşturması nedeniyle tutuklu kaldığını, yapılan yargılama sonunda üzerine atılı suçtan beraatine hükmedildiğini belirterek CMK’nın 141. ve devamı maddeleri gereğince maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin açılan davanın kısmen kabulüne ilişkin hüküm ile temyiz isteminin reddine dair ek karar davalı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;Mahkeme hükmünün davalı vekiline 08.05.2015 tarihinde tebliğ edildiği, davalı vekilinin temyiz dilekçesinin mahkeme hakimi tarafından 10.06.2015 tarihinde havalesinin yapıldığı görülmekte ise de, UYAP sisteminde yapılan incelemede, 08.05.2015 oluşturma tarihli temyiz dilekçesini aynı tarihte mahkemeye gönderdiği, bu nedenle davalı vekilinin temyizin süresinde yapıldığı anlaşıldığından, davalının temyiz talebinin reddine ilişkin 15.06.2015 tarihli ek karar kaldırılarak yapılan incelemede,Tazminat davasının dayanağı olan Üsküdar 2. Ağır Ceza Mahkemesinin, 2010/15 Esas - 2010/285 Karar sayılı ceza dava dosyasının incelenmesinde; sanığın (davacının) uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti yapma veya sağlama suçundan tutuklu kaldığı, yapılan yargılama sonunda beraatine hükmedildiği, hükmün temyiz incelemesi sonucu onanmak suretiyle 16.01.2012 tarihinde kesinleştiği, tazminat davasının 18.04.2012 tarihinde, CMK’nın 142/1. maddesinde öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye açıldığı, kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu anlaşılmış, manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun vasıf, mahiyet ve niteliği, gözaltına alınmasına neden olan olayın cereyan tarzı, gözaltında kaldığı süre, tazminat davasının kesinleştiği tarihe kadar davacının elde edeceği parasal değer ve benzeri hususlar da gözetilmek suretiyle, hakkaniyet ölçüsünü aşmayacak bir şekilde, hak ve nasafet kurallarına uygun makul bir miktar olarak tayin ve tespit edilmesi nedeniyle tebliğnamede yer alan bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir,Bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, mahkemenin inceleme sonucunda oluşan inanç ve takdirine, gösterilen gerekçeye ve uygulamaya göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;29/05/1957 tarih ve 4-16 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında belirtildiği üzere, ait olduğu davada hüküm altına alınması gereken vekalet ücreti, yargılama giderleri kapsamında olup bu hak asıl davadan bağımsız olarak dava konusu yapılamayacağından ceza davasında ödenmeyen vekalet ücretinin, maddi tazminat kapsamına dahil edilemeyeceği gözetilmeden, davacı lehine beraat hükmünün verildiği tarihte geçerli Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince, hükmedilmesi gereken vekalet ücretinin maddi tazminat hesabına dahil edilmesi,Kanuna aykırı olup, davalı vekilinin temyiz itirazı bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konuda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden, hükmün 1. fıkrasına yer alan maddi tazminat miktarının “4.982,53 TL’ye” indirilmesi suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün, DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 04.05.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.