Mahkemesi :Ağır Ceza MahkemesiDava : 466 sayılı Kanun gereğince tazminatHüküm : 1.967,42 TL maddi ve 9.000 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesineDavacı vekilinin 30.10.2008 tarihli dilekçesi ile müvekkili davacının bir suç soruşturması nedeniyle tutuklu kaldığını, yapılan yargılama sonunda üzerine atılı suçtan beraatine hükmedildiğini belirterek 466 sayılı Kanun gereğince maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin açılan davanın kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davalı vekili ve davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;Tazminat davasının dayanağını oluşturan Van 3. Ağır Ceza Mahkemesinin, 2000/96 Esas - 2007/190 Karar sayılı ceza dava dosyasının incelenmesinde; sanığın (davacının) terör örgütünün sair efradı olma suçundan tutuklu kaldığı ve yapılan yargılama sonunda beraatine hükmedildiği, hükmün temyiz edilmeksizin 22.06.2007 tarihinde kesinleştiği, tazminat davasının 30.10.2008 tarihinde işlem tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 466 sayılı Kanun gereğince öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye açıldığı, dava için kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu anlaşılmakla,Bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, gösterilen gerekçeye ve uygulamaya göre, davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;1- Manevi tazminat miktarı belirlenirken objektif bir kriter olmamakla birlikte, hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, gözaltına alınmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre, gözaltına alındığı 02.03.2000 tarihinden itibaren faize hükmedilmesi suretiyle tazminat davasının kesinleştiği tarihe kadar davacının elde edeceği toplam manevi tazminat miktarına ilişkin parasal değerin 40.500 TL olacağı ve benzeri hususlar da gözetilmek suretiyle, hakkaniyet ölçüsünü aşmayacak bir şekilde, hak ve nasafet kurallarına uygun makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken, mahkemenin 2012/234 Esas -2013/308 Karar sayılı ve 12.11.2013 tarihli kararına yönelik Dairemizin 2014/19059 Esas - 2014/25760 Karar sayılı ve 16.12.2014 tarihli bozma ilamına, mahkemece bozma sonrası yeniden yapılan yargılama sırasında ve 17.03.2015 tarihli celsede uyulmasına rağmen 322 gün süreyle tutuklanan davacı için hükmedilen manevi tazminat miktarının bu ölçütlere uymayıp çok fazla tayini,2- Son duruşmaya iştirak eden Cumhuriyet savcısının adının, soyadının ve sicilinin gerekçeli karar başlığına yazılmaması,Kanuna aykırı olup, davalı vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu sebeplerden 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince, isteme uygun olarak BOZULMASINA, 04.05.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.