Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 7808 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 2357 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :İcra Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki sıra cetveline şikayetin yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı şikayetin kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde şikayetçi ve şikayet olunan ... vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.- K A R A R -Şikayetçi vekili, müvekkilinin borçlu ...'dan olan alacağının tahsilini teminen ... İcra Müdürlüğü'nün 2012/366 E. sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığını, anılan takip dosyasında borçlunun babası ...'dan intikal eden miras hisseleri üzerine haciz konulduğunu, borçlu ...'un hisseli olarak maliki bulunduğu bu taşınmazlar üzerine daha önceden ... İcra Müdürlüğü'nün 2007/366 E. sayılı dosyasından konulan hacze istinaden ... Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2012/6 E. sayılı satış dosyasında satış işlemleri gerçekleştirildiğini, satış sonucunda ...'a düşen hisseye ilk olarak haciz konulduğunu, satış işlemleri gerçekleştirilmiş bulunulan ... İcra Müdürlüğü'nün 2007/366 E. sayılı dosyasına sıra cetveli düzenlenmek ve ilgililerine dağıtılmak üzere gönderildiğini, sıra cetveline göre 193.023,18 TL'nin ilk olarak haciz koydurmuş olan davalı ...'ne, 363.540,31 TL'nin ikinci sırada haciz koydurmuş olan ... İcra Müdürlüğü'nün 2007/366 E. sayılı dosyasına, 127.849,51 TL'nin ise .... İcra Müdürlüğü'nün 2010/27360 E. sayılı dosyasından haciz koydurmuş olan şikayet olunana ödenmesine ve müvekkilinin alacaklı olduğu dosyaya pay ayrılmasına yer olmadığına karar verildiğini, şikayet olunan ....'nin alacaklı olduğu dosyada 21.01.2011 tarihinde haciz konulduğunu, ancak bir yıl içerisinde satış istenmediğinden haczinin düştüğünü, şikayet olunan ...'nün 23.08.2007 tarihinde koydurmuş olduğu haczin ilk sırada gösterilmek suretiyle 193.023,18 TL pay ayrılmasının yasal dayanağının bulunmadığını, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Hakkındaki Kanun hükümlerine göre amme alacakları yönünden 5 yıllık zamanaşımı öngörüldüğünü, bu sürenin 23.08.2012 tarihinde sona erdiğini, kaldı ki borçlu ...'un şikayet olunan ...'ne olan borcunun belirtildiği miktarda olmadığını, borçlu ...'un şahsi borcunun tahmini olarak 40.000,00 TL civarında olduğunu, bu miktar haricinde geriye kalan kısmın eşi ...'a olan şahsi kefaletinden kaynaklandığını, borçlu ...'un eşi ...'a olan kefaletininhaciz tarihinden çok sonra olduğunu ileri sürerek, sıra cetvelinin iptalini talep ve şikayet etmiştir.Şikayet olunan ... vekili, müvekkiline vergi borcu bulunan ...'a babası ...'dan intikal eden taşınmazları üzerine 23.08.2007 tarihinde haciz konulduğunu, borçlu ...'un hisseli olarak maliki bulunduğu taşınmazlar üzerinde ... İcra Müdürlüğü'nün 2007/366 E. sayılı dosyasında satış işlemleri gerçekleştirildiğini, satış sonucunda ...'a düşen hisse ile ilgili, haciz sırasına göre sıra cetveli tanzim edilerek ilgililerine tebliğ edildiğini, bu sıra cetveline göre ...'nün birinci sırada yer aldığını, toplam alacak tutarlarının 193.023,18 TL olduğunu, borcun zamanaşımına uğradığı yönündeki şikayetçi iddialarının yersiz ve mesnetsiz olduğunu, şikayetçi tarafından borcun 40.000,00 TL olduğu ve ...'a şahsi kefaletin haciz tarihinden çok sonra gerçekleştiğinin iddia edildiğini, ...'un, eşi ...'a şahsi kefaletinin 20.08.2007 tarihinde gerçekleştiğini, haczin ise 23.08.2007 tarihinde konulduğunu, ayrıca borç tutarının iddia edildiği gibi 40.000,00 TL olmadığını, sıra cetvelinde gösterildiği gibi toplam 193.023,18 TL olduğunu savunarak, şikayetin reddini istemiştir.Şikayet olunan temlik alan ... vekili, sıra cetvelinde müvekkilinin alacaklı olduğunun açık olduğunu savunarak, şikayetin reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; şikayetçi tarafça ... Asliye Hukuk Mahkemesi'nde açılan 2013/122 E. sayılı dosyasında yapılan yargılama ve bilirkişi incelemesi sonucu, ... İcra Müdürlüğü'nün 2007/366 E. sayılı dosyasında düzenlenen 22.04.2013 tarihli sıra cetvelinde vergi dairesi lehine 118.298,00 TL fazla pay ayrıldığının tespit edildiği, anılan dosyada bu fazla payın şikayetçi alacaklıya özgülenmesi yönünden karar verildiği, bekletici mesele yapılan anılan dosyadaki karara istinaden şikayetçi tarafın birinci sıra yönünden yapmış olduğu itirazın kabul edildiği, üçüncü sıra yönünden yapmış olduğu itiraz yönünden anılan takip dosyasında alacaklı vekili tarafından konulan haciz sonrasında 3 aylık ve 6 aylık zaman dilimleri içerisinde talepte bulunularak haczin canlı tutulduğu, bu nedenle üçüncü sırada pay ayrılması işleminin usul ve kanuna da uygun olduğu gerekçesiyle, şikayetin kısmen kabulü ile sıra cetveline itirazın birinci sıra yönünden kabulüne ve bu yönden sıra cetvelinin iptaline, üçüncü sıra yönünden yapılan itirazın reddine karar verilmiştir.Kararı, şikayetçi vekili ile şikayet olunan ... vekili temyiz etmiştir.1- Şikayet olunan ... vekilinin temyiz itirazları yönünden;a) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle sıra cetveline itirazın süresinde olduğunun anlaşılmasına göre, şikayet olunan ... vekilinin aşağıda (c) no'lu bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.b) Şikayetçi tarafça, ...'nün ilk sırada bulunan alacağının yasal dayanağının bulunmadığı, 5 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu, sıra cetvelinde ...'ne ayrılan payın belirtilen miktar kadar olmadığı, borçlu ...'un şahsi borcunun 40.000,00 TL olduğu, kalan kısmın eşi ...'un şahsi kefaletinden kaynaklandığı, kefaletin, haciz tarihinden sonra konulduğu ileri sürülerek, sıra cetvelinin iptali talep ve şikayet edilmiştir.Borçluya ait mahcuz satış bedelinin bütün alacaklıların alacağını karşılamaması halinde düzenlenecek sıra cetveline itiraz, alacağın esas ve miktarına ya da hem sıraya hem alacağın esasına yönelikse dava yoluyla genel mahkemede (İİK'nın m. 142/1), itiraz sadece sıraya yönelikse şikayet yoluyla icra mahkemesinde (İİK'nın m. 142/son) ileri sürülmelidir.Hem sıraya ve hem de alacağın esas ve miktarına yönelik itirazların birlikte ileri sürülmesi halinde mahkemece kural olarak, önce sıraya yönelik uyuşmazlığın çözülmesi, bu itirazın yerinde olmadığının anlaşılması halinde ise davalı alacağının varlığına ve miktarına yönelik itirazın incelenmesi gerekir.Şikayetçinin, şikayet olunan ...'nün alacağının zamamaşımına uğradığı yönündeki iddiası ile diğer şikayet olunana haczinin düşmüş olması nedeniyle pay ayrılmaması gerektiği yönündeki itirazları alacağın doğumuna (esasına) ve gerçek miktarına yönelik olmayıp, icra müdürlüğünün hesaplama işlemlerine ve sıraya yöneliktir. Yargıtay 19. HD'nin 25.02.2010 tarih ve 387 E., 1908 K; 20.10.2010 tarih ve 7373 E., 11674 K., Dairemizin 23.05.2013 tarih ve 2374 E., 3441 K. sayılı ilamlarında da açıklandığı üzere, sıra cetvelinde yer alan alacaklının alacağının zamanaşımına uğradığı ya da icra takibinin zamanaşımına uğradığı iddiasını ileri sürerek, cetvelde şikayet olunana pay ayrılmaması gerektiğine yönelik itirazlara ancak borçlunun dayanabileceği, üçüncü kişi konumundaki şikayetçinin bu itirazları ileri süremeyeceği gözetilmelidir. Bu ilkeyi icra mahkemesi de nazara alarak, bu yöndeki şikayeti reddedebilir. Şikayetçinin şikayet dilekçesindeki, "kaldı ki, borçlu ...'un, şikayet olunan ...'ne olan borcu belirtildiği miktarda değildir. Borçlu ...'un şahsi borcu tahmini olarak 40.000,00 TL civarındadır. Bu miktar haricinde geriye kalan kısmın eşi ...'a olan şahsi kefaletinden kaynaklandığı iddia edilmektedir ki, bu durumun aleyhimize sonuç doğurması mümkün değildir. Tarafımızca kesin olarak bilinmemekle birlikte, borçlu ...'un, eşi ...'a olan şahsi kefaleti, haciz şerhinin konulmasından çok sonra olup, yasanın aradığı geçerlilik şartlarını da taşımamaktadır. Borçlu ...'un şahsi borcu haricinde geriye kalan kısmın da davalı ... Dairesine ödenilmesine karar verilmesi yönündeki sıra cetveli mağduriyetimize yol açmakta olup, sıra cetveline bu nedenle de itiraz ediyoruz." yönündeki itirazları ise ... Vergi Dairesi'nin alacağının esasına yöneliktir.6100 sayılı HMK'nın 1. maddesindeki göreve ilişkin kuralların kamu düzenine ilişkin olduğu hükmü ile HUMK'nın 428/2. maddesinin mahkemenin görevli olmamasının mutlak bozma nedeni olduğuna ilişkin hükmü karşısında, görev hususu somut olayda olduğu gibi, açıkça temyize gelmese dahi temyiz mahkemesince re'sen gözetilmelidir.Bu durumda, mahkemece, şikayetçinin şikayet olunan vergi dairesinin alacağının hem sırasına hem de esas ve miktarına yönelik itiraz ettiği, itirazının incelenmesinin Asliye Hukuk Mahkemesinin görevi kapsamında kaldığı gözetilerek, ... Vergi Dairesi ile ilgili şikayetin tefriki ile ayrı bir esasa kaydı ve şikayetin mahkemenin görevine ilişkin dava şartı noksanlığından HMK'nın 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca usulden reddine karar verilmesi gerekirken, aynı iddialarla açılan ... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2013/122 E., 2014/343 K. sayılı kararına da dayanılarak, hem sıraya hem esasa ilişkin itirazın incelenmesi doğru olmamıştır.c) Bozma nedenine göre, şikayet olunan ... vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.2- Şikayetçi vekilinin, temlik alan ... ile ilgili hükme yönelik temyiz itirazlarına gelince;Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, şikayetçi vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda (1-a) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, şikayet olunan ... vekilinin süreye ilişkin temyiz itirazlarının reddine, (1-b) numaralı bentte açıklanan nedenlerle kararın re'sen BOZULMASINA, (1-c) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, şikayet olunan vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle şikayetçi vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan İcra Mahkemesi kararının İİK’nın 366. maddesi uyarınca ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden şikayetçiden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.