Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 78 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 12810 - Esas Yıl 2012
İcra takibinin dayanağı Tavşanlı 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2010/370 Esas 2011/540 Karar sayılı ilamında “Tarafların aynı yerde oturmaları halinde müşterek çocuklarla davalı babanın her yılın 16.06.2011-15.07.2011 tarihleri arasında, dini bayramların 2. ve3. günlerinde müşterek çocukları yanına almak suretiyle görüştürülmesine, davalı baba ile çocuklar arasında şahsi ilişkinin bu şekilde tesis ve devamına” şeklinde hüküm kurulmuştur.Giresun'da ikamet eden babanın bu ilama dayanarak takip başlatması üzerine Yalvaç/Isparta'da ikamet eden borçlu anne, tarafların ayrı şehirde yaşamaları halinde babanın çocukları ile görüştürülmesine ilişkin olarak, boşanma ilamında hüküm bulunmadığı halde, ilama aykırı olan bu talep nedeniyle icra emrinin kısmen iptalini talep etmiştir.Mahkemece, boşanma davası sırasında verilen tedbir ara kararıyla, baba ile çocukların ayrı yerde yaşamaları halinde de şahsi münasebetlerinin tesis edildiği kesinleşmesine kadar geçerli olduğundan icra emrindeki istemde herhangi bir usulsüzlük bulunmadığı gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiştir.Hukuk Genel Kurulu'nun 08.10.1997 tarih ve 1997/12-517 Esas, 1997/776 Karar sayılı kararında vurgulandığı üzere;“İlamların infaz edilecek kısmı hüküm bölümüdür. Diğer bir anlatımla, hükmün içeriğinin aynen infazı zorunludur. O nedenle sınırlı yetkili icra mahkemesince ilamın infaz edilecek kısmı yorum yoluyla belirlene-mez.”Somut olayda, ilama dayalı olarak takip başlatıldığı ve dayanak ilamda tarafların ayrı yerde (şehirde) yaşamaları halinde şahsi münasebet tesisi düzenlenmediği halde, ilamda bulunmayan bu edimin de infazı talebini içerir şekilde icra emrinin düzenlendiği görülmektedir.Bu durumda, mahkemece ilamın aynen infaz edileceği yorum yolu ile infaz edilemeyeceği ve ilama aykırı düzenlenen icra emrine karşı şikayetin her zaman ileri sürülebileceği nazara alınarak, borçlu isteminin kabulü ile icra emrinin kısmen iptaline karar verilmesi yerine ilamlı takibe konu edilemeyecek tedbir ara kararından da bahisle istemin reddi yönünde hüküm kurulması isabetsizdir.SONUÇBorçlu vekilinin temyiz isteminin kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, taraflarca HUMK'un 388/4. (HMK.m.297/ç) ve İİK'nın 366/3.maddeleri gereğince Yargıtay Daire İla-mı'nın tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine 14.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.