MAHKEMESİ : İzmir 10. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 26/11/2013NUMARASI : 2013/519-2013/567Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın usulden reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.-K A R A R-Davacı vekili, dava dışı işçi Sinan Yıldırım'ın müvekkili belediyenin temizlik işlerini yapan davalı yüklenici firmada çalıştığını, iş akdinin feshi üzerine bakiye işçilik alacaklarının tahsili amacıyla müvekkili belediyeye karşı açtığı davada İzmir 9. İş Mahkemesi'nin 19.12.2001 tarih ve 15 E, 917 K sayılı ilamıyla alacaklarının hüküm altına alındığını, müvekkilinin, 134,50 TL temyiz gideri ve 6.415,09 TL anılan ilama dayalı olarak başlatılan icra takibinde yapılan ödeme olmak üzere toplam 6.549,59 TL ödeme yapmak zorunda kaldığını, davalı müflis şirketin bu ödemenin 1.836,06 TL'sinden sorumlu olduğunu ileri sürerek, bu meblağın davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.Mahkemece, dosya üzerinden yapılan incelemede, iflastan sonra masaya giren hak ve alacaklara ilişkin olarak dava açılamayacağı, hak iddiasında olanların İİK'nın 292. maddesi gereğince taleplerini masaya yazdırmaları gerektiği, talepleri kabul edilmez ise İİK'nın 235. maddesi gereğince iflasa karar verilen yerdeki ticaret mahmesinde sıra cetveline itiraz davası açılabilecekleri, Müflis Ö.-E. Gıd. Tem. Turz. Güv. Hiz. İnş. San. Ve Tic. Ltd. Şti. hakkında Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi'nce iflas kararı verildiği anlaşıldığından, davaya bakma görevinin ticaret mahkemesinde olduğu gerekçesiyle, 6100 Sayılı HMK'nın 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın usulden reddine, karar kesinleştiğinde süresi içerisinde başvurulması halinde dosyanın görevli İzmir Asliye Ticaret Mahkemesi'ne gönderilmesine karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.Dava, dava dışı işçiye ödenen işçilik alacaklarının rücuen tahsili istemine ilişkindir.İflas tarihinden sonra doğan bir alacağın masa borcu olup olmadığı yönündeki inceleme, alacağın dayandığı hukuksal ilişkiye göre genel hükümler doğrultusunda genel mahkemelerce tespit edilecektir. (İflas Hukukunda Sıra Cetveli Prosedürü ve Sıra Cetveline Karşı Müraacat Yolları, Öztek Selçuk, yayımlanmamış doçentlik tezi, s. 37) Dairemizin 02.02.2012 tarih ve 2011/4952 E, 2012/680 K sayılı ilamı da bu yöndedir. İİK'nda masa borçları için İİK'nın 235/1. maddesindeki gibi kayıt kabul ve 154/3. maddesindeki gibi iflas davaları için Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu yolundaki açık bir düzenleme bulunmadığından bu mahkemenin HMK'nın 2. maddesine göre Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunun kabulü gerekir.İflas masasının bu safi (net) mevcudu (masaya giren mal, alacak ve haklar), "alacakların ödenmesine tahsis olunur" (İİK m.184,I,c.1). Buradaki "alacaklar" teriminden maksat, aslında yalnız "iflas alacaklarıdır." İflas alacağı, iflas açıldığı anda müflise karşı ...hukuken mevcut olan alacaklar yani müflisin iflasın açıldığı andaki borçları olup, iflas masasından istenebilirken (masaya yazdırılabilirken), müflisin iflas açılmasından sonra doğan alacakları, iflas alacağı olmadığından, iflas masasından talep edilemez. İflas masasından istenebilecek (hatta, iflas alacaklarından daha önce ödenecek) olan, bir başka alacak çeşidi de masa alacaklarıdır. Bunun masa bakımından adı "masa borcudur." Masa borçları müflisin değil, (çünkü, müflisin iflas açıldıkktan sonra masayı bağlayıcı nitelikte borçlanmasına imkân yoktur.) iflas masasının yaptığı borçlardır. Masa borçları, iflasın açılmasından iflas tasfiyesinin sonuçlanmasına kadar, iflas masası (masa adına iflas dairesi veya iflas idaresi) tarafından yapılan borçlardır. (İİK. m. 248, 303/2) Masa alacakları iflas masasından tam olarak ödenir. (örn: İflas kararının ilanı giderleri (m.166;219), defter tutma (m.161;208) giderleri (bkz: m.160), masa mallarının muhafazası için kiralanan depo için ödenecek kira, iflas idaresinin ücreti (m.223,IV), masanın (iflas idaresinin) taraf olduğu davaları takip eden avukatın avukatlık ücreti masa borcudur. Bu sayma, tahdidi değildir; masa borçlarına bazı misaller vermek içindir. Şu halde, masa alacakları (borçları), iflas açıldıktan sonra iflasın tasfiyesi için bizzat masa (yani, masa adına iflas dairesi veya idaresi) tarafından yapılan borçlardır. Masadan ödenecek alacakların, iflas alacağı ve masa alacağı olarak ikiye ayrılmasının pratik önemi şudur: Masa alacakları, iflas masasından tam olarak ödenir. Masa alacakları, iflas alacaklarından daha önce ödenir (m.248). Oysa, iflas alacaklarının tam olarak ödenmesi çok enderdir (belki yalnız m.206'nın ilk üç sırasındaki imtiyazlı alacaklar tam olarak ödenir.) İflas alacakları (özellikle m. 206'nın dördüncü sırasındaki imtiyazsız alacaklar), İflas masasının dağıttığı iflas (garame) hissesi oranında ödenir. İşte bu nedenle, iflas masasından istenen bir alacağın, iflas alacağı mı, yoksa masa alacağı mı olduğunu belirlemenin büyük önemi vardır. (Kuru Baki, İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, Tamamen Yeniden Yazılmış ve Genişletilmiş 2. Baskı, S. 1212 vd. Ankara, 2013) İflas masrafları ve masa borçları sıra cetvelinde yer alamayacağından, iflas masası aleyhine genel mahkemede açılması gereken davada İİK'nın 235. maddesindeki süreler uygulanmaz. Dairemizin 12.07.2012 tarih ve 2576 E, 4886 K sayılı ilamında da açıklandığı üzere; kayıt kabul davaları, iflasından önce müflisten alacaklı olanların, bir diğer ifade ile iflas alacaklılarının alacaklarını iflas masasına kaydettirmek için açtıkları ve dayanağını İİK’nın 235. maddesinden alan davalardır.Somut olayda, davalı şirketin 28.05.2009 tarihinde iflasına karar verildiği, davacı tarafça İzmir 9. İş Mahkemesi'nin kararına dayalı olarak 02.02.2012 tarihinde yani iflastan sonra icra dosyasına ödeme yaptığı anlaşılmış olup, BK'nın 147. maddesine dayalı olarak kullandığı rücu hakkına dayalı alacağı iflastan sonra ödenerek doğmuştur. Bu durumda alacak, İİK'nın 235. maddesine dayalı kayıt kabul istemine konu olabilecek müflis borçlarından olmayıp, iflastan sonra doğan masa borcu niteliğindedir.Bu durumda, mahkemece, uyuşmazlığın esası incelenip sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken, uyuşmazlığın müflisin iflasın açıldığı andaki borçlarının kaydıyla ilgili İİK'nın 235. maddesi kapsamında olduğunun kabulüne dayalı yanılgılı gerekçe ile görevsizlik kararı verilmesi doğru olmamıştır.2- Kabule göre; HMK'nın 115/2. maddesi uyarınca, mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Bu durumda mahkemece, karar tarihinde yürürlükte olan HMK'nın 114/1-c ve madde hükmü uyarınca göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğu gerekçesiyle, davanın anılan 115/2. madde hükmü uyarınca usulden reddine karar verilmesi gerekirken, karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunmayan 1086 sayılı HUMK'nın dava şartı öngörmeyen göreve ilişkin 7. ve 27. madde hükümlerine uygun olarak gerekçede "mahkememizin görevsizliği", hüküm fıkrasında "mahkememizin görevsizliğine" ibarelerine yer verilmesi doğru olmamıştır.SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 03.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.