Mahkemesi :Asliye Ceza MahkemesiSuç : İftiraHüküm : TCK'nın 267/1, 62, 50/1-a, 52. maddeleri uyarıncamahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü:1-İftira suçunun oluşabilmesi için; yetkili makamlara ihbar veya şikayette bulunarak işlemediğini bildiği halde, hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idari bir yaptırım uygulanmasını sağlamak için bir kimseye hukuka aykırı bir fiil isnat edilmesinin gerektiği; somut olayda, sanığın müşteki sıfatıyla kollukta verdiği ifadesinde müşteki 'in “..istediğin kadar y.. i savcı ile konuş..” dediğini beyan etmişse de, olay tarihinde müşteki İsmail ile aynı teknede bulunan tanıkların yapılan telefon görüşmesinde savcı ya da polislere yönelik bir konuşma olmadığını ifade etmeleri de göz önünde bulundurularak, eyleminin atılı iftira suçunu oluşturmadığı gözetilmeden yasal ve yeterli olmayan gerekçe ile sanığın beraati yerine mahkumiyetine karar verilmesi,2-Kabul ve uygulamaya göre de; 28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 81. maddesi ile değişik 5275 sayılı Kanunun 106/3. maddesi uyarınca adli para cezalarının ödenmemesi halinde kamuya yararlı bir işte çalışma kararı verilebileceği de gözetilerek hükümde infaz yetkisini kısıtlayacak şekilde para cezasının ödenmemesi halinde kalan cezanın hapse çevrilmesine karar verilmesi,Kanuna aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, 11.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.