Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 7643 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 4873 - Esas Yıl 2012





Dava içeriğinden ve toplanan delillerden; 20.03.1990 tarihinde noterde düzenlenen vekaletname ile davacının dava dışı B.E.'yi vekil tayin ettiği, 11.09.1990 tarihinde ise 59 parsel sayılı taşınmazda davacıya ait payın 50/600 ar hisse olarak davalılar M.ve Z.yi vekil tarafından satış suretiyle temlik edildiği, 6.11.2006 tarihinde de alınan davalılar çekişmeli payları birleşen davanın davalısı Şebnem'e tapuda satış göstererek devrettikleri anlaşılmaktadır.Davacı, dava dilekçesinde ve yargılamanın ilerleyen aşamalarında 11.09.1990 tarihli akit tablosundaki imzanın vekile ait olmadığını aynı zamanda 20.03.1990 tarihli vekaletnamenin de sahte olduğunu ileri sürerek eldeki davayı açmış, mahkemece, sadece 11.09.1990 tarihli resmi senetteki imzanın vekile ait olup olmadığı yönünden araştırma yapılarak hüküm kurulmuştur.Bilindiği üzere; tapu sicilinin tutulmasının bir takım prensipleri bulunduğu sabittir. Bunlardan ilki tescil, ikincisi tapu sicilinin geçerli bir hukuki sebebinin bulunmayacağı, buna bağlı olarakta TMK'nın 1025. maddesi uyarınca yolsuz tescil niteliğini taşıyacağı tartışmasızdır.Hal böyle olunca, 20.03.1990 tarihli vekaletnamedeki imza yönünden 14.04.1982 tarihli ve 2659 sayılı Adli Tıp Kurumu Yasası'nın 8/e ve 21.maddeleri uyarınca Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas dairesinden rapor alınması, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir.Davacının temyiz itirazı yerindedir. Kabulüyle hüküm açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3. maddesi yollaması ile)1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 20.06.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.