Şikayetçi vekili, Pendik 1.İcra Müdürlüğü'nün 2004/10818 Esas sayılı dosyasında takip borçlusuna ait istimlak bedeli olan 101.586, 00 TL'nin anılan dosyaya ödenmesine ve diğer alacaklı dosyaya ödenmesine yer olmadığına dair karar verildiğini, şikayet olunanın 17.09.2004 tarihli haczinin İİK'nın 106.maddesi gereğince 2 yıllık satış isteme süresi içinde taşınmazın satışı istenmediğinden düştüğünü ileri sürerek, sıra cetvelinin iptali karar verilmesini talep ve şikayet etmiştir.Şikayet olunan vekili, şikayetin reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; sıra cetvelinde usul ve yasaya aykırı bir durum bulunmadığı gerekçesiyle, şikayetin reddine karar verilmiştir.Kararı, şikayetçi vekili temyiz etmiştir.1) Şikayet, sıra cetvelindeki sıraya ilişkindir.Anayasa'nın 141/3.maddesi uyarınca, bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır.Şikayet tarihinde yürürlükte olan HUMK'nın 388/3.maddesi bu hususu daha ayrıntılı olarak, ”Kararda iki tarafın iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, ihtilaflı konular hakkında toplanan deliller, delillerin tartışması ret ve üstün tutma sebepleri, sabit görülen vakıalarda bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebep, bulunması gerekmektedir.”şeklinde düzenlemiştir.Karar tarihinde yürürlükte olan HMK'nın 297/1-c maddesi uyarınca da, hükmün tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalara hakkında toplanan delilleri, delillerin hukuki sebepleri içermesi gerekir.Kararlarda bulunması gereken gerekçeler sayesinde taraflar, hükmün hangi maddi ve hukuki sebebe dayandırıldığını anlayabilecekleri gibi, karar aleyhine kanun yoluna başvurulduğunda da HUMK'nın 428. maddesi uyarınca Yargıtay incelemesi sırasında ancak bu gerekçe sayesinde kararın usul ve yasaya uygun olup olmadığı saptanabilecektir. Diğer bir anlatımla, Yargıtay denetimi ancak bir kararın gerekçe taşıması halinde mümkün olabilir. Açıklanmaya çalışıldığı üzere, mahkemece, tarafların tüm delillerini açıkça değerlendirilerek davanın hangi gerekçeyle reddedildiğini karara yansıtılması gerekirken, yetersiz gerekçeyle hüküm kurulması, Anaya-sa'nın 2.maddesinde düzenlenen hukuk devleti ilkesini, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 27.maddesinde düzenlenen hukuki dinlenilme hakkını ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6.maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkını ihlal edecektir.Y.HGK'nın 07.12.2011 tarih 15-708 E, 737 K sayılı ilamında açıklandığı üzere;gerekçe, hakimin tespit etmiş olduğu maddi vakıalar ile hüküm fıkrası arasında bir köprü görevi yapar.Gerekçe bölümünde hükmün dayandığı hukuki esaslar açıklanır.Hakim tarafların kendisine sundukları maddi vakıaların hukuki niteliğini (hukuk sebepleri)kendiliğinden araştırıp bularak hükmünü dayandırdığı hukuk kurallarını ve bunun nedenleri gerekçede açıklar.(Kuru, B. R. E; Medeni Usul Hukuk Ders Kitabı 6100 sayılı HMK'na göre yeniden yazılmış, 22 Baskı, Ankara 2011, s.472). Hakim gerekçe sayesinde verdiği hükmün doğru olup olmadığını, yani kendini denetler. Üst mahkeme de, bir hükmün hukuka uygun olup olmadığını ancak gerekçe sayesinde denetleyebilir. Taraflar da ancak gerekçe sayesinde haklı olup olmadıklarını daha iyi anlayabilirler. Bir hükmün, ne kadar haklı olursa olsun, gerekçesiz ise tarafları doyurmaz (Kuru, B. R. E;Medeni Usul Hukuk Ders Kitabı 6100 sayılı HMK'na göre yeniden yazılmış, 22 Baskı, Ankara 2011, s.472).Öte yandan, sıra cetveline yönelik şikayetlerde İcra Mahkemesi'nin, şikayetin kabulüne karar vermesi gerektiği takdirde, gerekçede düzenlenecek yeni sıra cetvelinde sıra cetvelinin hangi ilkelere göre düzenleneceğini belirlemesi, diğer anlatımla alacaklıların ne miktar içinm hangi sıralarda yer alması gerektiğini saptaması, hukuka uygun olup olmayan kısımları gerekçede göstermesi, bu çerçevede işlem yapılması için icra müdürüne talimat vergisi (İİK. M.17/1) gerektiğinden, hüküm fıkrasında sıra cetvelinin iptaline karar vermekle yetinmesi gerekir. Şikayetin reddine karar vermesi gerektiğinde ise, gerekçede şikayet nedenlerini tartışması, sıra cetvelinin sıra yönünden doğru olduğunu gerekçelendirmesi gerekir.Somut olayda, şikayetçinin şikayet olunanın haczinin düştüğü iddiasının şikayet olununca inkar edilmiş olmasına göre, mahkemece, tarafların iddia ve savunmaları tam olarak dikkate alınarak gerekçede değerlendirilip tartışılması gerekirken, tarafların takip dosyalarındaki bilgilerin gerekçeye alınması ile yetinilerek, uyuşmazlık konusunda açıkça ve açıklamalı bir tespit yapılmaksızın, “sıra cetvelinde usul ve yasaya aykırı bir durum bulunmadığı” gerekçesiyle eksik, şekli ve görünüşte gerekçe ile hukukun genel ilkelerine, mevzuata ve yerleşik içtihatlara aykırı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.2)Bozma nedenine göre, şikayetçi vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.SONUÇYukarıda(1)numaralı bentte açıklanan nedenlerle, hükmün HUMK'unn 439/2. maddesi gereğince BOZULMASINA, (2)numaralı bentte açıklanan nedenlerle, şikayetçi vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.