Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 7598 - Karar Yıl 2011 / Esas No : 3416 - Esas Yıl 2011
Davacı vekili dilekçesinde; müvekkilinin kimlik bilgilerini kullanan 3. Kişiler tarafından davalı bankadan kredi kartı temin edildiğini ve harcamalarda bulunulduğunu, kredi kartı borcunun ödenmemesi üzerine de davalı banka tarafından müvekkili hakkında takip yapıldığını ileri sürerek, takip nedeniyle müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine, %40 dan aşağı olmamak üzere tazminatın davalı bankadan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı banka vekili cevap dilekçesinde; davaya bakmakla görevli mahkemenin Ereğlİ Tüketici Mahkemesi olduğunu savunarak görev itirazında bulunmuştur.Mahkemece; 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu'nun 44/1. maddesinde, kanunun uygulanması ile ilgili uyuşmazlıklarda kart hamilinin tüketici olması halinde, 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 22. ve 23. maddesi hükümlerinin uygulanacağının düzenlendiği bu nedenle davanın tüketici mahkemesinde görülmesi gerektiği gerekçesiyle dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmiştir.Hüküm, davacı tarafça temyiz edilmiştir.Somut olayda davacı, kimlik bilgilerinin 3. Kişiler tarafından kullanılarak davalı bankadan kredi kartı temin edildiğini ve kredi kartı borcunun ödenmemesi üzerine de davalı banka tarafından hakkında takip yapıldığını belirterek, borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir. Bu haliyle uyuşmazlığı doğuran asıl hukuki ilişki, haksız fiilden kaynaklanmaktadır.Diğer taraftan davalı banka ile kredi kartı sözleşmesini akdedenin davacının kimlik bilgilerini kullanan 3. Kişiler olduğunun anlaşılması halinde de, taraflar arasında bir sözleşme ilişkisinin varlığından söz edilemeyeceği açıktır. (HGK'nın 17.02.2010 gün ve 2010/4-61 E.2010/84 K. Sayılı ilamı)Hal böyle olunca, taraflar arasında sözleşme ilişkisinin bulunmadığı ve uyuşmazlığı doğuran asıl hukuki ilişkinin haksız fiilden kaynaklandığı ileri sürüldüğünden, davaya genel hükümlere göre bakılması gerekir. Bu nedenle mahkemece, işin esası incelenerek ortaya çıkacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile dava dilekçesinin reddedilmiş olması usul ve yasaya uygun değildir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 02.05.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.