M.A. ile A.A. aralarındaki katkı payı alacağı davasının reddine dair Ankara 11. Aile Mahkemesinden verilen 23.02.2011 gün ve 157/194 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:KARARDavacı vekili dava dilekçesinde; 1182 ...parsel ile Akın Cad. ... adresindeki taşınmazın davalı adına tapuda kayıtlı bulunduğunu, vekil edeninin otuz yıldan beri Almanya’da araba yedek parçası fabrikasında çalıştığını, davalının ev hanımı olduğunu, dava konusu taşınmazların parasının tamamının vekil edeni tarafından ödendiğini, davalının hiçbir katkısının olmadığını ancak dava konusu yerlerin vekil edeninin “davalıya olan sevgisi ve güveninden” dolayı davalı adına tescilinin yaptırıldığını, son yıllarda vekil edeninin gelirinde düşme olduğunu, eşi ile arasında tartışmalar başladığını ve en son boşandıklarını açıklayarak vekil edeninin katkısının belirlenmesi ile katkısı oranında taşınmazların vekil edeni adına tesciline, bu mümkün olmadığı takdirde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 50.000,00 YTL’nin yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.Davalı A. A. ( B. ) vekili cevap dilekçesinde; davacının dava dilekçesinde belirttiği hususlarla bağlı olduğunu, davayı değiştirme yasağı gereği talep sonucunun ve dava sebebinin değiştirilmesini peşinen kabul etmediklerini, taşınmazların davacı tarafından davalıya hibe edildiğini, Akın Caddesindeki taşınmazın üçüncü şahıs adına tapuda kayıtlı bulunduğunu, tapu iptali ve tescil istendiğinden kayıt malikinin de davada yer alması gerektiğini, bu nedenle bu istek yönünden davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesini istediklerini, bu taşınmazın vekiledeninin babası tarafından kredi çekmek suretiyle alındığını, halen kredi borcu ödemesinin devam ettiğini, vekiledeninin evlilik süresince çocuklara baktığını, eşi gibi vekiledeninin de çalıştığını, diğer taşınmazın arsa niteliğinde bulunduğunu, Akın Caddesindeki taşınmazın daha önce vekiledeni tarafından biriktirilen para ile alındığını, Akyurt’daki arsanın ise evlilik öncesi çalışması sırasında biriktirdiği para ile edinildiğini, Akın Caddesindeki taşınmazın vekiledeni tarafından üçüncü şahsa satıldığını daha sonra bu satışa üzülen babası tarafından kredi çekilmek suretiyle üçüncü şahıstan geri alındığını, davacının katkısının bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.Mahkemece, dava konusu taşınmazların davacı tarafından davalıya bağışlandığını, davacı tarafından BK.nun hükümleri çerçevesinde bağışlamadan dönme şeklinde bir iradenin ileri sürülmediğini, bağışlanan taşınmazların alımı sırasında kullanılan ve davacı tarafından karşılanan paralar nedeniyle katkı payı istenilemeyeceğinden davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, 743 sayılı TKM.nin 170.maddesi uyarınca mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde edinilen mallardan kaynaklanan katkı payı alacağı isteğine ilişkindir.Taraflar 30.12.1979 tarihinde evlenmiş, Almanya Frankfurt Aile Mahkemesinde 31.12.2004 tarihinde açılan boşanma davasının kabul ile sonuçlanması ve 11.04.2007 tarihinde kesinleşmesiyle eşler boşanmış, tanımaya ilişkin kararın ise, 28.05.2008 tarihinde kesinleştiği ve böylece tarafların boşandığı belirlenmiştir. Boşanma kararı nüfus kayıtlarına işlenmiştir. Bu durum karşısında eşler arasında evlenme tarihi olan 30.12.1979 tarihinden 4721 sayılı TMK.nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı, eşler başka bir mal rejimini seçmediklerinden 01.01.2002 tarihinde boşanma davasının açıldığı 31.12.2004 tarihine kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (TMK.m.202, 4722 sayılı Kanun m.10/1). Eşler arasındaki mal rejimi TKM.nin 225/2. fıkrası uyarınca 31.12.2004 tarihinde sona ermiştir.Mahkemece, mal ayrılığı döneminde edinilen taşınmazlar her ne kadar davacının parası ile alınmış ise de, davalıyı yapılan bağış niteliğinde bulunduğunu ve bağıştan rücu konusunda herhangi bir davanın açılmadığını belirterek davanın reddine karar verilmiş ise de, mahkemenin bu görüşüne katılma olanağı bulunmamaktadır. Uyuşmazlık konusu 1187 ...parselinin esası kadastronun 38 ada 3 sayılı parseli olup, arsa niteliğiyle 21.08.1996 tarihinde, 8087 ada 35 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki 3 ve 4 nolu bağımsız bölümlerin ise, 22.07.1997 tarihinde eşler arasında mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde davalı tarafından üncü şahıslardan satın alınmak suretiyle edinildikleri belirlenmiştir. 8087 ada 35 sayılı parselde bulunan 3 ve 4 nolu bağımsız bölümler önce davalı tarafından 30.03.2004 tarihinde tapuda yapılan satış ve devir ile Sitemkar Şener’e intikal ettiği, daha sonra 26.08.2005 tarihinde ise, davalının babası olduğu anlaşılan Celal B. tarafından Sitemkar’dan geri satın alındığı saptanmıştır.Davalı vekili cevap dilekçesinde, taşınmazların vekil edeninin evlilik öncesi çalışmalarının karşılığı olan para ve evlilik sırasında çalışarak biriktirdiği paralarla satın alındığını savunmuş, davacı vekili ise, dava dilekçesi ile sonraki beyanlarında vekil edeninin otuz yıldan beri Almanya’da çalıştığını davalının ev hanımı olduğunu bir çalışmasının bulunmadığını, vekil edenine ait paralarla taşınmazların alındığını belirterek katkı oranında iptal ve tescil olmadığı takdirde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere katkı payı alacağının hüküm altına alınmasına karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.Dosya kapsamındaki tüm bilgi ve belgeler ile dava dilekçesi birlikte değerlendirildiğinde; davacı vekili, dava dilekçesinde; “… dava konusu taşınmazların parasının tamamının müvekkili tarafından ödendiğini, davalının hiç katkısının olmadığını ancak, taşınmazların müvekkilinin davalıya olan “sevgisi ve güveninden” dolayı davalı adına tescilinin yaptırıldığını…” açıklamıştır. Bağışı çağrıştıracak başka bir kavram, kelime veya söze dosya kapsamında rastlanılmamıştır. Davalıya olan sevgisi ifadesi bağışı çağrıştırmakta ise de, yanında kullanılan ve bağlacı ile bağlanan “güveninden” ibaresi ise, bağışı çağrıştırmamaktadır. Ailede eşlerin birbirlerine olan karşılıklı güvenleri esastır. Bedelinintamamının davacı tarafından karşılandığı yönündeki ibare de bağışı çağrıştırmamakta gerek bu ibareyle ve gerekse eşine olan sevgisi ibaresiyle davacıda bağış kastı ve iradesinin bulunduğunun kabulüne olanak bulunmamaktadır. Karşılıklı güven; gerek örf ve adet, aile bütünlüğü kavramı ve gerekse olağan yaşam koşulları gereği eşin birinin diğerine para intikal ettirmek suretiyle mal edinilmeleri mümkündür. Bunda bağış iradesi ve kastının olduğu sonucuna varmak oldukça güçtür. Yurtdışında çalışmanın ve olanaklarının yarattığı bir sonuç olarak düşünülmelidir. Bu nedenlerle davanın mal ayrılığı rejimi döneminde edinilen taşınmazlardan kaynaklanan tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde katkı payı alacağına ilişkin bulunduğuna bu konuda bir uyuşmazlık da söz konusu olmadığına göre iddia ve savunma doğrultusunda taraf delillerinin eksiksiz toplanması, her iki tarafın da var ise, çalışmalarına ait bilgi ve belgeler bulundukları yerlerden getirtilerek dosya arasına konulması veya yurt dışında bulunan belgeler bakımından taraflara süre ve imkan tanınmak (elden yetki verilmek) suretiyle getirtilip dosya arasına konulması, tarafların kişisel harcamalarının kişisel gelirlerinden düşürülmesi, 743 sayılı TKM.nin 152. maddesi ve davacı eş açısından gözönünde bulundurularak tarafların, ayrı ayrı katkı payı oranları ile katkı alacaklarının uzman bilirkişiler aracılığıyla saptanması, oluşacak duruma göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme sonucu bağış olduğunun kabulü ile davanın reddine karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır.Davacı vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK. nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK.nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK.nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 18,40 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 18.09.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.