Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:Davacı, davalının 4447 sayılı Kanunun 50.maddesindeki şartları taşımadığının tespit edildiğini, davacının hak etmeden aldığı işsizlik ödeneğinin tahsili için Denizli 2. İcra Müdürlüğünde takip yapıldığını ve davalının icra takibine itiraz ettiğini bu itirazın haksız ve kötüniyetli olduğunu bu sebeple davalının yaptığı itirazının iptaline, takibin devamına, % 40' tan az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı, işsizlik maaşına hak kazandığını yasadaki tüm şartları taşıdığını bu sebeple aleyhine yapılan takibin haksız olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Mahkemece, davanın, davalının iş akdinin feshedildiği 30/06/2009 tarihinden önceki son 120 gün prim ödemesi bulunduğu ve 600 günden fazla (644 gün) sigortalılığının bulunduğu, 4447 sayılı Yasanın 5763 sayılı Yasa ile değişik 50/a maddesine göre 180 gün (6 ay) süre ile işsizlik ödeneğine hak kazandığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Taraflar arasında davalının işsizlik ödeneğine hak kazanıp kazanmadığı uyuşmazlık konusudur.4447 sayılı Kanun'un 50 . maddesine göre; iş akdinin sona ermesinden önceki son 120 gün prim ödeyerek sürekli çalışmış olanlardan son 3 yıl içinde 600 gün sigortalı olarak çalışıp işsizlik sigortası primi ödemiş olan işsizlere 180 gün süre ile işsizlik ödeneği ödenir. Davalıya bu yasal düzenleme kapsamında 150 gün işsizlik ödeneği ödenmiş olup, davacı kurum 30.06.2006 ile 30.09.2006 arasındaki dönemde belge türü 9A esas alındığından bu dönemin sayılamayacağını, bu belge türünde işsizlik sigortası prim kesintisi yapılmadığını iddia etmektedir. Bu dönemde davacı dosya içerisinde mevcut bulunan İşyeri Giriş Bildirgesine göre Kazakistan'da çalışmıştır. Davalı taraf yurtdışı çalışmalarının gerekli olan 600 gün prim sayısı hesabında sayılmayacağına dair bir düzenleme bulunmadığını savunmaktadır.4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu'nun 17.04.2008 tarihinde 5754 sayılı Kanunun 90. maddesi ile değişen 46/3 maddesinde; "5510 sayılı Kanunun; 4'üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) ve (c) bentleri, ikinci fıkrası kapsamında olanlardan bir hizmet akdine dayalı olarak çalışmayanlar ve üçüncü fıkrası, 5 inci, 6 ncı ve geçici 13 üncü maddeleri kapsamında olanlar ile 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun geçici 20 nci maddesi kapsamında olmakla birlikte memur veya 22/1/1990 tarihli ve 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye tabi sözleşmeli statüde bulunanlar ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu, 926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu, 3269 sayılı Uzman Erbaş Kanunu, 3466 sayılı Uzman Jandarma Kanunu, 2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunu, 2547 sayılı Yüksek Öğretim Kanunu, 2914 sayılı Yüksek Öğretim Personel Kanunu, 233 ve 399 sayılı kanun hükmünde kararnameler ile 190 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye tabi kamu kurum ve kuruluşlarının teşkilat kanunlarındaki hükümlerine göre sözleşmeli personel statüsünde çalışanlar ile 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa göre geçici personel statüsünde çalıştırılanlar bu Kanun kapsamına dahil olmadığı" bildirilmiştir.5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun 17.04.2008 tarihinde 5754 sayılı Kanunun 3. maddesi ile değişen 5/g maddesine göre ise; "Ülkemiz ile sosyal güvenlik sözleşmesi olmayan ülkelerde iş üstlenen işverenlerce yurt dışındaki işyerlerinde çalıştırılmak üzere götürülen Türk işçileri 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılır ve bunlar hakkında kısa vadeli sigorta kolları ile genel sağlık sigortası hükümleri uygulanır. Bu sigortalıların uzun vadeli sigorta kollarına tabi olmak istemeleri halinde, 50 nci maddenin ikinci fıkrasındaki Türkiye’de yasal olarak ikamet etme şartı ile aynı fıkranın (a) bendinde belirtilen şartlar aranmaksızın haklarında isteğe bağlı sigorta hükümleri uygulanır. Bu kapsamda, isteğe bağlı sigorta hükümlerinden yararlananlardan ayrıca genel sağlık sigortası primi alınmaz. Bu bent kapsamında yurt dışındaki işyerlerinde çalışan sigortalıların, bu sürede ödedikleri isteğe bağlı sigorta primleri 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalılık sayılır.Yasal düzenlemeler birlikte değerlendirildiğinde, davalının Kazakistan'da çalıştığı, 30.06.2006-30.09.2006 tarihleri arasındaki dönemde işsizlik sigortasına tabi olmadığı, kısa vadeli sigorta kollarına tabi olduğu, genel sağlık sigortasında yararlandığı ve uzun vadeli sigorta kollarına tabi olmadığı, Kazakistan ile aramızda ise Sosyal Güvenlik Sözleşmesi bulunmadığı ve bu dönemde davacıdan işsizlik sigortası primi kesilmediği davacının işsizlik sigortası primi ödediği prim ödeme gün sayısı 600 günü doldurmadığından (644-90=554 gün) işsizlik sigortasından yararlanamayacağı anlaşılmaktadır.Hal böyle olunca, mahkemece itirazın iptali davasının kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yukarıda belirtilen hususlar gözetilmeden davanın reddine karar verilmesi hatalı olup bozma nedenidir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 07.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.