MAHKEMESİ : Bozüyük 1. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 22/02/2013NUMARASI : 2011/264-2013/67Taraflar arasındaki kayıt kabul davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.-K A R A R-Davacı vekili, müvekkili tarafından davalıya tahsis edilen ve satışı yapılan Organize Sanayi Bölgesi içindeki parsellere isabet eden yol, altyapı, su ve proje giderlerine ilişkin tahakkuk ettirilen katılım bedeli 73.196,97 TL'nin davalı tarafından ödenmemesi üzerine, başlatıkları ilamsız icra takibinin davalının haksız itirazı üzerine durduğunu ileri sürerek, davalının itirazının iptali ile icra inkâr tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı müflis iflas idaresi vekili, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davalının 13.07.2011 tarihinde iflasına karar verildiği, kararın 30.09.2011 tarihinde kesinleştiği, bu sebeple davaya kayıt kabul davası olarak devam edildiği, borcun dayanağının 4562 sayılı Yasa'nın 16. maddesi olduğu, BORSAB Müteşebbis Heyeti Başkanlığı tarafından anılan Yasa ve OSB Uygulamaları Yönetmeliği kapsamında katılım aidatı belirlendiği, bu kanun ve yönetmelik kapsamından belirlenen 97.595,96 TL katılım bedelinden 24.398,99 TL ilk taksitin ödendiği, bakiye 73.196,97 TL'nin ödendiğine dair herhangi bir delil sunulmadığı, takip tarihine kadar işlemiş faiz miktarının 3.780,17 TL olduğu, iflas kararının kesinleşmesiyle davanın dayanağı takip düştüğünden ve ortada geçerli bir icra takibi kalmadığından icra inkâr tazminatına hükmedilmediği gerekçesiyle davanın kabulü ile, 73.196,97 TL asıl alacak ve 3.780.17 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 76.977,14 TL alacağın masaya kayıt ve kabulüne, asıl alacağa takip tarihinden reeskont ve avans işlemlerine uygulanan faiz oranında faiz uygulanmasına karar verilmiştir.Kararı, davalı iflas idaresi vekili temyiz etmiştir.Dava, kayıt kabul istemine ilişkindir.İİK'nın 195. maddesine göre iflas masasına yazılacak alacakların iflas tarihi itibariyle hesaplanıp, belirlenmesi gerekir. İflasın açılması ile ipotekle temin edilen alacaklar hariç, diğer alacaklar muaccel hale gelir ve iflasın açıldığı tarihe kadar işleyen faizler ve takip masrafları da asıl alacağa eklenerek masaya yazılır. Asıl alacağa faiz işlemeye devam ederse de, bu ancak tasfiye bakiyesi kalırsa ayrıca ödenir. Kayıt kabul davalarında tahsile değil, alacağın iflas masasına kaydına karar verilmekle yetinilir. Alacağın ödenmesi ancak tasfiye sonunda masa mevcudunun sıra cetveline uygun biçimde dağıtımı aşamasında gerçekleşir ve alacakların tam olarak ödenip ödenmeyeceği ancak bu aşamada anlaşılabilir.Öte yandan, HMK'nın 297/2. maddesi, '' Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir." hükmünü içermektedir.04.12.1984 tarih ve 3095 sayılı Yasa'nın 2/3. maddesinde, arada sözleşme olmasa bile, ticari işlerde temerrüt faizinin, TCMB'nın kısa vadeli krediler için öngördüğü reeskont faiz oranı olduğu belirtilmiş iken, 15.12.1999 tarih ve 4489 sayılı Yasa ile 3095 sayılı Yasa'da yapılan değişiklik ile, 01.01.2000 tarihinden itibaren ticari işlerde uygulanacak temerrüt faiz oranı, TCMB'nın kısa vadeli avans işlemlerine uyguladığı faiz oranı olarak değiştirilmiştir. Ancak 3095 sayılı Kanun'un yasal faizi düzenleyen 1. maddesinde ve bu maddeye atıf yapılan 2/1. maddesinde yer alan reeskont faizi ibaresi 21.04.2005 tarih ve 5335 sayılı Kanun'un 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmıştır. 01.01.2000 tarihi ile 5335 sayılı Yasa'nın yürürlüğe girdiği 21.04.2005 tarihi arasında reeskont faizi oranı, yasal faiz oranına eşit ise de, bu tarihten sonra yasal faiz oranından yüksek ancak avans faizinden daha düşük bir oranı ifade etmektedir. Mahkemece infazı mümkün olmayacak şekilde takip tarihinden sonra işletilecek faiz oranı yönünden birbirinden farklı oranları ifade eden reeskont ve avans faizi ibarelerine yer verilmiştir.Diğer yandan, kayıt kabul davaları alacağın iflas masasına kaydı istemine ilişkin olup, belirli bir miktarın ödenmesine yönelik bulunmadığından, bu tür davalarda vekalet ücreti ve harcın maktu olarak belirlenmesi gerekir.Buna göre mahkemece, davacının iflas tarihi itibariyle oluşan asıl alacak ve işlemiş faiz toplamı bilirkişiye hesaplatılıp, belirlenen toplam alacağın kayıt ve kabulüne karar verilmesi ve yargılama harçları ile vekalet ücretinin maktu olarak hüküm altına alınması gerekirken, iflastan sonra işleyecek faiz miktarının da kayıt ve kabulü ile iflas tarihine kadar olan işlemiş faiz hesabının iflas idaresine bırakılması anlamlarına da gelen, bu nedenle infazda tereddüte yol açacak şekilde HMK'nın 297/2. madde hükmüne ve İİK'nın 195. madde hükmünde yer alan anılan ilkeye aykırı olarak, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır.Ayrıca, davalı müflis şirket, dava tarihinden önce iflas ettiği halde gerekçeli karar başlığında, unvanı ile temsilcisinin ve vekilinin işbu bozma ilamı başlığında olduğu şekilde yazılması gerekirken, iflas öncesi unvanın yazılması ile yetinilmesi 6100 sayılı HMK'nın 297/1-b hükmüne; 27.02.2013 tarihinde tefhim edilen kısa karara ilişkin tarihin 22.02.2013 olarak yazılması da HMK'nın 297/1-d maddesi hükmüne aykırı olduğu gibi, kayıt kabule dönüşen davanın niteliğinin itirazın iptali olarak yazılması da doğru olmamıştır.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı iflas idaresi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.