Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 7371 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 13126 - Esas Yıl 2013





Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.Yerel mahkeme, isteğin reddine karar vermiştir.Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:Karar: A) Davacı İsteminin Özeti:Davacı vekili, davacının iş sözleşmesinin feshinin hukuka aykırı ve geçersiz olduğunu, sık sık rapor aldığının belirtildiğini, söz konusu raporların keyfi değil, sağlık sorunları nedeniyle alındığını, fesih gerekçesinin 4857 sayılı iş yasasının iş güvencesine ilişkin hükümlerine aykırı olduğunu, kabin memurlarının sürekli olarak doğal ortam değişikliklerine, basınç değişikliklerine maruz kaldıklarından sık sık hastalandıklarını ve rapor kullanmak zorunda kaldıklarını belirterek, 4857 sayılı İş Kanunu'nun 18 ve devamı maddeleri uyarınca feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini talep etmiştir.B) Davalı Cevabının Özeti:Davalı işveren vekili, uçuş personeli olan davacının iş akdinin sık sık rapor alması nedeni ile uçuş operasyonunun aksamasına, iş gücü planlamasının olumsuz etkilenmesine, iş arkadaşlarının uçuş programlarında değişiklik yapılmasına neden olduğunu, bunun işyerinde olumsuzluklara yol açtığını, iş sözleşmesinin İş Kanunun 17. 18. ve 19. maddeleri gereğince işçinindavranışlarından ve yeterliliğinden kaynaklanan geçerli sebeple kıdem ve ihbar tazminatı ödenmek suretiyle feshedildiğini, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:Mahkemece davacının iş sözleşmesinin geçerli nedene dayandığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.D) Temyiz:Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.E) Gerekçe:4857 Sayılı İş Kanunu'nun 26. maddesinde düzenlenen 6 iş günlük nispi ve bir yıllık mutlak hak düşürücü süre aynı yasanın 25. maddesinde ki haklı nedenlerle bildirimsiz fesihlerde uygulanacak olup, 18 ve devamı maddelerinde düzenlenen geçerli fesih hallerinde uygulanacağına dair bir hüküm bulunmamaktadır. Kısaca 26. maddedeki hak düşürücü süre, işçinin 24. maddenin 2. fıkrasına ve işverenin 25. maddenin 2. fıkrasına dayanan fesihler yönünden aranmalıdır. Yoksa işverenin geçerli nedene dayanan fesihlerinde 26. maddede öngörülen hak düşürücü sürelerin işlemesi düşünülemez. Ancak geçerli nedenlerle fesih beyanı da, yenilik doğurucu bir hak olması nedeni ile bir hak düşürücü süreye tabi tutulması kaçınılmazdır. Yargıtay bu süreyi, makul bir süre olarak belirlemiş ve işverenin feshe konu geçerli nedeni öğrendikten sonra, fesih hakkını makul süre içinde kullanması gerektiğini, bu süre geçtikten sonra yapılan feshin geçersiz olacağını belirtmiştir (9. HD. 12.9.2005 gün ve 2005/24429 Esas, 2005/29361 Karar). Geçerli fesih nedeninin doğmasından sonra, feshin etkisizleştiği ve geçersizliğini yitirdiği sonucunun çıka­rılabilmesi için ne kadar bir süre geçmesi gerektiği konusunda mutlak bir süre verilemez. Haklı neden için öngörülen 26. maddede belirtilen süre de ölçü olamaz. Süre unsuru, somut olayın özellikleri ile birlikte de­ğerlendirilmelidir. Özellikledavranışıve yeterlilik nedeni ile fesihte, fesih hakkının kullandığı anda işçinin feshe konu edilendavranışıiş yerinde olumsuzluklara neden olmaya devam ediyor ve iş yerinde iş ilişkisinin devamını etkiliyorsa, bir anlamda işçinin davranışıveya diğer geçerli nedenler etkisini yitirmemiş ise, makul süre geçmediğinin kabulü gerekir.Dosya içeriğine göre kabin amiri olarak çalışan davacının iş sözleşmesinin görev yaptığı süre içerisinde sık sık rapor alması, bunu alışkanlık haline getirmesi, bunun işyerinde olumsuzluğa yol açması gerekçesiyle feshedildiği, davacının en son 24.11.2012 tarihinde 3 gün rapor aldığı, 22.01.2013 tarihinde savunmasının istendiği, 25.01.2013 tarihinde savunmasını verdiği, iş sözleşmesinin ise 19.03.2013 tarihinde feshedildiği anlaşılmaktadır. Somut uyuşmazlıkta raporun alındığı tarihten fesih tarihine kadar yaklaşık 4 ay, savunmasının alındığı tarihten fesih tarihine kadar ise yaklaşık 2 ay geçmiştir. Fesih hakkının makul süre içinde kullanılmadığı anlaşılmaktadır. Davanın kabulü yerine yazılı gerekçe ile reddine karar verilmesi hatalıdır.4857 sayılı İş Yasasının 20/3 maddesi uyarınca Dairemizce aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.Sonuç: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;1. Mahkemenin kararının bozularak ortadan kaldırılmasına,2. Feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine,3. Davacının yasal süre içinde başvurusuna rağmen davalı işverence süresi içinde işe başlatılmaması halinde ödenmesi gereken tazminat miktarının davacının kıdemi, fesih nedeni dikkate alınarak takdiren davacının 5 aylık brüt ücreti tutarında belirlenmesine,4. Davacı işçinin işe iadesi için işverene süresi içinde müracaatı halinde hak kazanılacak olan ve kararın kesinleşmesine kadar en çok 4 aya kadar ücret ve diğer haklarının davalıdan tahsilinin gerektiğine,5. Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,6. Davacının yaptığı 84.35 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, davalının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,7. Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.500 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,8. Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde ilgilisine iadesine, kesin olarak, 06.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.