Asliye Hukuk MahkemesiDAVA TÜRÜ : Mirasın reddinin iptali.. ile .. aralarındaki mirasın reddinin iptali davasının kabulüne dair Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 16.04.2014 gün ve 571/383 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:K A R A RDavacı vekili, vekil edeninin davalıdan alacaklı olduğunu, aleyhindeki icra takiplerinin derdest olduğunu, davalının babasının vefat etmesi üzerine kendisine babasından intikal edecek hisseler üzerine haciz konulduğunu, davalının sırf borçlarını ödememek için babasından kalan mirası reddettiğini, davalının borçlarına karşılık hiçbir güvence vermediğini, mirası reddetmesinin kötüniyetli olduğunu açıklayarak davalının mirası reddinin iptaline karar verilmesini istemiştir.Mahkemece davanın kabulü ile mirası reddi kararının iptaline karar verilmiştir.Hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Ne var ki hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edildikten sonra davalı asil yerel mahkemeye ibraz ettiği ve kimlik tespiti de yapıldığı anlaşılan 24.11.2014 havale tarihli dilekçe ile temyizden feragat etmiştir. Ayrıca yine vekaletnamesinde davadan feragat yetkisi bulunduğu anlaşılan davacı vekilinin yerel mahkemeye ibraz ettiği 24.11.2014 havale tarihli dilekçe ile davadan feragat ettiğini bildirdiği görülmüştür.1-Davalı asilin hüküm aleyhine temyiz yoluna başvurulduktan sonra 24.11.2014 havale tarihli dilekçesi ile usulüne uygun şekilde temyiz isteğinden feragat ettiği anlaşıldığından davalı vekilinin temyiz isteğinin feragat nedeniyle REDDİNE,2-HMK'nun 310. maddesine göre davadan feragat, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir. HMK'nun 311. maddesine göre ise feragat kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. Davacı vekili henüz hüküm kesinleşmeden verdiği 24.11.2014 havale tarihli dilekçe ile davadan feragat ettiğini bildirmiştir. O halde davadan feragat beyanı hakkında bir karar verilmesi zorunluğu doğmuştur. Ancak mahkemece, davadan el çekilmesi nedeniyle bu dilekçe üzerine işlem yapılmadığı anlaşılmaktadır. Görülmektedir ki feragat dilekçesi üzerine Mahkemece işlem ifası için mahkemenin dosyayı yeniden ele almasını ve içine girebilmesini sağlamak gerekmektedir. Öyle ise davadan feragat dilekçesini aynı zamanda temyiz dilekçesigibi yorumlamak, Mahkemenin işlem yapabilmesi için kararın bozularak dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek zorunluğu vardır. Karar kesinleşinceye kadar davadan feragat mümkün olduğuna, mahkemece, bir karar verilip, davadan el çekildikten sonra davacı vekili tarafından davadan feragat edildiğine ve bu aşamada feragat hakkında karar verme yetkisi yerel mahkemeye ait bulunduğuna, göre; davacı vekilinin davadan feragat beyanı hakkında bir karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmektedir.Açıklanan nedenle, davacı vekilinin davadan feragatı dikkate alınmak suretiyle davadan feragat ile ilgili hüküm kurulmak üzere yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK'nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 25,20 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 16.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.